Yılmaz Özdil biraz tuhaf yazdı!
330 kişiye ceza verilmedi.Ne kadar evlatları varsa...Ne kadar torunları varsa...330 aileye ceza verildi. Çünkü...Baba’lıktan men edildiler.Evet, doğru okudunuz.Baba’lıktan men edildiler.Mahkeme kararıyla...Baba sıfatları ellerinden alındı. Bu senin kızın
Yayınlanma:
330 kişiye ceza verilmedi.
Ne kadar evlatları varsa...
Ne kadar torunları varsa...
330 aileye ceza verildi.
Çünkü...
Baba’lıktan men edildiler.
Evet, doğru okudunuz.
Baba’lıktan men edildiler.
Mahkeme kararıyla...
Baba sıfatları ellerinden alındı.
Bu senin kızın değil artık.
Bu da senin oğlun değil.
Hukuken...
Üzerlerinde hak iddia edemezsin.
Veli’si bile olamazsın.
Ahkâm kesenlerin haritadaki yerini gösteremeyeceği ücra adreslerde bizzat yaşamaktır, asker çocuğu olmak... Zorunlu göç’tür. Pılını pırtını toplayıp Hakkâri’ye, bavulunu toplayıp Erzincan’a, kolileri toplayıp Sivas’a taşınmak, bazen sahil’den dağ’a, bazen pırıl pırıl güneş’ten iki metre kar’a savrulmaktır. Her soluduğun şehirden, her dolaştığın mahalleden, her tanıdığın arkadaştan mecburen ayrılmak, her ayrıldığın yere ruhundan bir parça bırakıp, hatıraları yarım yamalak, çocuk yaşta hüzün biriktirmektir. Üniversiteye kadar en az sekiz okul değiştirmek, tam bulmuşken kaybetmek, ilkokulda âşık olduğun komşunun oğluna allahaısmarladık bile diyememek, ortaokulda elini tuttuğun kızı, gözyaşlarıyla geride bırakmaktır. Herkesin birbirini tanıdığı sınıflara, kelaynak gibi girmek, bi merhaba alana kadar çırpınmak, arkadaşlıklara her sene başında sıfırdan başlamaktır. Bi türlü ait olamamak, her gittiğin yerde geldiğin yerle çağırılmak, İzmir’de Malatyalı çocuk, Kars’ta Muğlalı çocuk, Diyarbakır’da Balıkesirli çocuk olmaktır. Vatan-millet aşkıyla, kurallara uyan yurttaş bilinciyle büyütülmek, baban emekli olana kadar, demirbaş badanaya zarar vermemek için, duvarına tuttuğun takımın posterini bile yapıştıramamaktır. Sen uyu demelerine rağmen, gece yarısı kör karanlıkta kalkıp, operasyona uğurlamak, annenin koynuna kıvrılıp, sağ salim dönsün diye, sabaha kadar dua etmektir. Lojmanda meşe oynadığın Hakan’ın babası üsteğmen Tarık ağabey şehit düştüğünde, saklambaç oynadığın Ceyda’nın pilot yüzbaşı babası Birol ağabey çakıldığında, bi yandan ağlayıp, bi yandan kendini şanslı hissettiğine utanmak, üniformasıyla, heykel gibi sessiz sedasız oturan babana sarılamamaktır.
Ve, şimdi diyorlar ki onlara...
Bu artık senin baban değil.
Hukuken yasakladık.
Veli’n bile olamaz.
Bence, hemen notere gitsinler, kasaptaki ete soğan doğramayan amca’larını vasi tayin etsinler.
Böylece, kardeşlerine şahit olmayıp, yeğenlerine kefil olan amca’ya ilk kez şahit olmuş olur Türkiye.
Haberlerde yapılan yorumlarda Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan yorumlar onaylanmamaktadır.