'Çikolata kistleri infertiliteye yol açabilir"

Kadın Hastalıkları ve Doğum ve İnfertilite Uzmanı Dr. Öğr. Üyesi Naziye Gürkan Sabah, konuyla ilgili açıklamalarda bulundu

'Çikolata kistleri infertiliteye yol açabilir"

Çikolata kistlerinin kadınların hayatını olumsuz etkilediğini vurgulayan Kadın Hastalıkları ve Doğum ve İnfertilite Uzmanı Dr. Öğr. Üyesi Naziye Gürkan Sabah, "Kist, özellikle yumurtalık rezervini olumsuz etkiliyor. Ayrıca tüpler etrafında yapışıklıklar oluşturarak tüp içerisinde spermlerin geçeceği yolu da tıkıyor“ dedi.

Doğurganlık çağındaki kadınların yüzde 6-10'unda ve infertil hasta grubunun %20-40 ında görülen çikolata kistleri, ihmal edildiğinde önemli sağlık sorunlarına yol açabiliyor. Çikolata kistleri ve infertilite ilişkisi hakkında açıklamalarda bulunan Dr. Öğr. Üyesi Naziye Gürkan Sabah, "Çikolata kistleri, her adet döngüsünde dökülen rahim iç zarının, karın içi organlarda lokalize olmasıyla bu alanlarda kanama olması ve bu kanlı kistlerin etrafını yalancı bir kapsülün çevirmesi sonucunda ortaya çıkarlar. Çikolata kisti olan bir genç kız, şiddetli adet sancılarıyla hekime başvurabilir. Evli olan bir kadın ilişki sırasında çok fazla ağrıdan şikayet edebilir, bebek isteyen bir kadın da uzun süredir korunmamasına rağmen bebeğinin olmaması şikayetiyle kliniğe başvurabilir" şeklinde konuştu.

Çikolata kistinin infertiliteye de yol açabileceğine dikkat çeken Kadın Hastalıkları ve Doğum Uzmanı Dr. Öğr. Üyesi Sabah, şu uyarılarda bulundu:

"Kist, özellikle yumurtalık rezervini olumsuz etkiliyor çünkü yumurtalığın bir kısmı bu kistle kaplı olunca yumurta sayısı azalıyor ve yumurtlama fonksiyonları bozuluyor. Aynı zamanda karın içi organlarda, karın zarında, tüplerin üzerinde, rahmin arka duvarında lokalize olabilen bu odaklardaki kanamalar buralarda yapışıklıklara da neden olabiliyor. Böyle olunca da tüplerin hareketi sınırlanıyor. Tüp içerisinde tıkanıklıklara neden olduğu için spermlerin geçeceği yol da tıkanmış oluyor .Ayrıca bu hastalarda yumurta ve sperm sağlıklı olsa bile oluşan embriyonun rahim iç zarına tutunması güç olabiliyor. Bu tip mekanizmalar da infertiliteye neden olabiliyor. Aynı zamanda ilişki sırasındaki ağrılar da kadının cinsel hayatında olumsuz bir faktör olduğundan cinsel işlev bozukluklarına da yol açabiliyor."

Çikolata kistinin tedavisinde operasyon şart değil

Her çikolata kisti için operasyonun şart olmadığını da söyleyen Dr. Öğr. Üyesi Naziye Gürkan Sabah, "Operasyon kararı verirken hastanın bebek isteyip istememesi çok önemlidir. Bebek arzusu olan bir kadında kistlerin yaklaşık 6 cm'ye kadar büyümesini bekleyebiliyoruz. Öyle ki, tedaviye başlayıp 2 ay sonra gebe kalan ve bebeğini sağlıkla kucağına alan çok hastamız oldu. Ancak bebek istemeyip çok şiddetli ağrı çeken, ilişki sırasında çok sorun yaşayan çiftlerde de operasyon gündeme gelebiliyor. Çünkü bu sancılar, sosyal yaşantıyı çok fazla etkiliyor. Elbette operasyon seçeneğini dikkate aldığımızda öncelikle laparoskopik dediğimiz kapalı ameliyat yöntemini planlıyoruz. Ancak yumurtalıktan kistin temizlenebildiği bu ameliyat sırasında yumurtalık dokusuna zarar verilebileceği için ameliyatın ehil ellerde yapılması çok önemli" dedi.

Adet kanaması bu süreçte çok etkili

Dr. Öğr. Üyesi Naziye Gürkan Sabah çikolata kistlerinde tedavinin nasıl uygulandığı hakkında ise şu bilgileri aktardı: "Ameliyatı ilk seçenek olarak düşünmemek lazım çünkü ameliyat sırasında yumurtalık rezervi büsbütün azaltılabilir. Öte yandan oluşum patogenezinde adet kanaması olduğu için hastayı medikal tedavi seçeneği ile yalancı menopoza sokup ilaçlarla adet döngüsünü baskılamak çok önemlidir. Adet kanaması bu süreçte çok etkilidir. Hatta bu kistlerle gebe kalan kişilerde, gebelik sürecinde adet görmediği için doğum esnasında bu kistlerin tamamen kaybolduğunu dahi görebiliyoruz. Ayrıca hastayı menopoza sokuyoruz derken lütfen endişelenmeyin çünkü bu ilaçların yumurtalıklara herhangi bir zararı olmuyor. Daha sonra da medikal tedavi araçlarıyla yumurtalıkları uyarıyoruz ve aşılama deneyebiliyoruz. Tüm bunlara yanıt alamadığımız durumlarda tabi ki tüp bebek seçeneğini devreye sokuyoruz. Bu tedavilere karar vermede en önemli faktör ise hastanın yaşı. Örneğin, 26 yaşındaki bir kadında rahatlıkla süreç bekletilebilirken 35 yaş üzerindeki bir kadında önceliğimiz tüp bebek oluyor. Şunu da unutmamak lazım, endometrium ve çikolata kistleri nükslerle seyreder. Yani tekrarlayan bir hastalıktır. Özellikle doğurganlık çağındaki kadınlarda çok sık tekrarlayabilir, bu nedenle zamanında hekime başvurulması bizler için çok kıymetlidir" ifadelerini kulandı.

HABERE YORUM KAT
Haberlerde yapılan yorumlarda Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan yorumlar onaylanmamaktadır.
Önceki ve Sonraki Haberler