Sağlıklı bir gebelik ve bebek gelişimi için tüyolar...
Dr. Öğr. Üyesi Tolga Şişli, konuyla ilgili önemli açıklamalarda bulundu
Kadın Hastalıkları ve Doğum Uzmanı Dr. Öğr. Üyesi Tolga Şişli, sağlıklı bir gebelik ve bebek gelişimi için anne adaylarının kaç kilo alması gerektiğini, nasıl besleneceğini ve yapacağı egzersizleri anlattı.
Dr. Öğr. Üyesi Tolga Şişli gebelikte kilo kontrolünün önemli olduğunu belirtti. Dr. Şişli, “Vücut kitle indeksi düşük, yani gebelik öncesi kilosu az olan gebeler 12-18 kilo, bu değerlerin normal olduğu kişiler 13-16, şişman gebelerde 7,12 kilo almalıdır. Bebeğin gebelikteki ağırlığı, annenin aldığı kilo ile ilişkili bulunmuştur. Az kilo almak düşük doğum tartılı bebeklerin doğmasına sebep olabilir. Fazla kilo almak ise gebelikte şekerin ortaya çıkması, hipertansiyon ihtimalinin artması, iri bebek ve buna bağlı sezaryen oranında artışa sebep olabilir. Gebelerde esas kilo artışına sebep olan kana hızla karışıp, hızlı ve aşırı insülin cevabına sebep olan karbohidratlardır. Beyaz un, beyaz şeker gibi rafine gıdalar hızla kana karışırlar. Helvalar, gofret, çay şekeri, pirinç pilavı, beyaz ekmek aşırı insülin cevabıyla gebenin kısa zamanda acıkmasına ve yeniden yemek yiyerek kilo almasına sebep olur. Yüksek kan şekeri bebeğe geçerek onda da aşırı insülin yapılmasına ve kilo artışına sebep olur. Birçok metabolik sıkıntı, hastalık ve kiloya bağlı zor doğuma sebep olur. Bu nedenle gebelikte karbohidrattan fakir bir diyetle beslenmek önemlidir” dedi.
Daha çok protein tüketmek gerekiyor
Başta bebeğin kendisinin ve plasentasının oluşumu, annenin meme gelişimi için protein ihtiyacının olduğunu vurgulayan Kadın Hastalıkları ve Doğum Uzmanı Dr. Öğr. Üyesi Tolga Şişli, gebelerin bu nedenle daha çok protein ağırlıklı beslenmesi gerektiğini söyledi. Gebelikte hormonlar, gebelik kitlesinin basıncı ve demirli ilaçlar nedeniyle daha sık kabızlık görülebileceği konusunda uyaran Dr. Şişli, “Bu nedenle mevsimine göre organik yetiştirilmiş sebze ve meyve ağırlıklı beslenmek önemlidir. Ayrıca bazı mineral ve vitaminler de bu şekilde kolaylıkla alınabilir. Gebeliğin hemen öncesinde ve ilk aylarda folik asit, gebelik ve emzirme döneminde demir, 20. haftadan sonra da düşük doz D vitamini ile birlikte kalsiyum ve magnezyum takviyesi önerilmektedir” diye konuştu.
Cıva içeren balıklara dikkat!
Yiyecek, içecek ve beslenmenin bebek üzerindeki etkisini vurgulayan Dr. Tolga Şişli şunları söyledi: “Sebze ve meyveleri iyice yıkayarak mevsimine uygun organik olanlar bol bol tüketilmeli, etler iyice pişmiş olmalıdır. İçeriği bilinmeyen, işlenmiş, tütsülenmiş, güvenilemeyen markaların hazır gıdaları tüketilmemelidir. Yağda kızartılmış, hafif yanmış gıdalardan uzak durulmalıdır. Margarin ve zeytinyağı dışındaki sıvı yağlar omega 6 içermektedir bu nedenle de önerilmemektedir. Tereyağı kullanılabilir. Gebeler konserve ürünleri tüketmemeye özen göstermelidir. Günde iki bardak süt, bir kâse ev yapımı veya köy yoğurdu veya iki bardak ayran tüketilmelidir. Süt pastörize olmalı, çiğ ya da sterilize olmamalıdır. Peynir yağdan daha zengindir ve yoğurdun yerini tutmaz. Bir adet rafadan ya da kaysı kıvamında yumurta, protein zenginliği dışında bol miktarda omega 3 de içerir. Haftada en az iki kere balık tüketilmelidir. Tüm balık ve deniz ürünlerinde maalesef az miktarda cıva bulunmaktadır. Dip balıkları daha risklidir. Ancak hem omega 3 açısından zengin hem de az cıva içerdiklerinden lüfer, uskumru, hamsi veya somon balığı rahatlıkla tüketilebilir. Balık tüketilmesinin bebeğin beyin ve göz gelişiminde yararlı etkileri saptanmış son 3 ayda ise erken doğum tehlikelerini azalttığı bilinmektedir. Yemeklerde salata tüketilmelidir. Ana öğünler haricindeki acıkmalarda ceviz, tuzsuz badem, çiğ fındık, fıstık, kuru kayısı, kuru erik, yaban mersini, hurma veya kuru incir tüketilebilir. Uzun süren açlıklar ve ardından aşırı yemek gebelerde olumsuzluklara yol açar. Kahvenin içindeki kafein ve çayın içindeki teofilin nedeniyle besinlerde aldığınız demirin emilimi azalır, bu yüzden günde 1 fincan kahve ve birkaç fincan açık çaydan fazlası içilmemelidir. En uygun kahve Türk kahvesidir” bilgilerini verdi.
Yürüyüş yapmak doğumu kolaylaştırır
Kadın Hastalıkları ve Doğum Uzmanı Dr. Öğr. Üyesi Tolga Şişli uyarılarını şöyle tamamladı:
“Sigara ve alkol gebelikte sakatlık ve gelişme geriliği yapabilir. Tüketimden gebelik boyunca uzak durulmalıdır. Pilates, yoga, yürüyüş ve yüzme gebelikte rahatlıkla yapılabilecek sporlardır. Hafta 3-4 kez 30 dakikalık yürüyüşler sindirime, daha fit bir bedene sahip olmaya ve normal doğuma hazırlanmaya katkı sağlayacaktır. Çoğunlukla gebeliğin ilk üç ayında görülen bulantı ve kusma şikâyetlerinin olduğu dönemlerde azar azar, sık sık yemek gereklidir. Yeşil elma, ayva ve özellikle zencefil hamileliğe bağlı bulantı kusma ve mide bağırsak sitemini rahatlatmada yardımcıdır. Gebelerin akıllarında tutmaları gereken en önemli şey, gebelik sırasında bebeklerine gönderdikleri yapıtaşlarının yıllar sonra onların bedensel ve ruhsal sağlıklarında iş göreceğidir. Günümüzde çok görülen ileri yaş hastalıklarının temelleri, anne karnındaki beslenme alışkanlıklarında aranmaktadır.”