Şevval Sam haber61'e konuştu
O'nu hepimiz önce 'Süper Baba' dizisindeki Fransızca öğretmeni Deniz karakteriyle tanıdık. Sonra 'Gülbeyaz' dizisinde merhum Kazım Koyuncu ile birlikte seslendirdikleri ve halen dinlendiğinde insanın yüreğini parçalayan Ben seni sevduğumi dünyalara bildu
O'nu hepimiz önce 'Süper Baba' dizisindeki Fransızca öğretmeni Deniz karakteriyle tanıdık. Sonra 'Gülbeyaz' dizisinde merhum Kazım Koyuncu ile birlikte seslendirdikleri ve halen dinlendiğinde insanın yüreğini parçalayan Ben seni sevduğumi dünyalara bildurdum/ Endurdun gaşlaruni bubanimi öldürdum' dizelerindeki buğulu sesiyle.. Masmavi gözleri ve sıradan kişiliğiyle girdiği hayatımızdan bir daha hiç çıkmadı.
Son dönemde yaptığı albümlerle de adından sıkça söz ettiren ünlü sanatçı ve oyuncu Şevval Sam, ilk olarak TSM albümüyle kulaklarımızın pasını sildi.
Ardından 'İstanbul Secret's' albümüyle çok daha geniş kitlelere seslendi.
Bu yaz da 'Karadeniz' isimli bir türkü albümü çıkardı.
Birbirinden güzel Karadeniz ezgilerini yılların Karadenizli sanatçılar gibi seslendiren Şevval Sam, Artık bende bir Karadenizliyim. Çünkü kendimi öyle hissediyorum diyebilecek kadar yürekli, asil ve insan canlısı.
Şevval Sam, bir organize şirketi tarafından konser vermek için geldiği Trabzon'da KTÜ'de muhteşem bir konser verdi. Sam haber61'e verdiği röportajda, Kendimi ifade edip, hayat duruşumu, düşüncelerimi ve duygularımı anlatabilmek için bu düzeye yırtıla yırtıla geldim diye konuştu.
BENİ KARADENİZLİ SANIYORLAR
Son albümümden sonra bir çok kişi benim Karadenizli olduğumu sandı. Aslında değilim ama Anadoluyum diyebilirim. Anadolu'nun her yerine aşığım. Karadeniz artık benim bir parçam oldu. Özellikle Gülbeyaz dizisinin ardından ve Kazım Koyuncu'yla yaptığımız müziklerin ardından Karadeniz'in benim için ayrı bir yeri oldu.
Ritmi ve müziği itibariyle Karadeniz müziğini ve şivesini çok eğlenceli buldum. İlk başlarda şivede zorluk çektim ama konuşa konuşa artık alıştım diyebilirim. Önce danışmanıma danışıyordum bu konuda şimdi danışmıyorum.
ÇOK ERKEN AYRILDI ARAMIZDAN
Tabi ki bu müziğe girmemde en büyük pay hiç kuşkusuz rahmetli Kazım Koyuncu'dur. Allah mekanını Cennet etsin. Bence bu müzik bu kadar seviliyorsa bunda Kazım'ın payı büyüktür. Karadeniz müziğini çok seviyorum ve ömrüm vefa ettiğince de seslendireceğim. Kazım, birlikte müzik yapmaktan keyif aldığım bir insandı. Bu proje aslında onun projesiydi. Yaşasaydı eminim benimle gurur duyardı. Onunla birlikte şarkı söylemeyi çok isterdim. Ama anısına birlikte okuduğumuz türküyü albümüme koydum. Kazım Koyuncu çok erken aramızdan ayrıldı. Keşke veda etmeden önce halkımız onun kıymetini bilseydi. Keşke daha önce keşfedilebilseydi. Ama yine de Kazım'ın hayata karşı duruşunu, felsefesini sonradan da olsa öğrenip O'na sahip çıkmaları yine de önemli bir unsur.
O'NUN BOŞLUĞU DOLMAZ
Peki O'nun boşluğunu yaptığınız müziklerle doldurabilir misiniz?
Herkesin ayrı bir yeri vardır. Onun boşluğu doldurulmaz. Ama O'na layık işler yapılabilir.
HİÇ OKUNMAMIŞ TÜRKÜLER VAR
Aslında bu albümde lazca, pontusca, gürcüce şarkılarda seslendirmeyi isterdim ama olmadı. Karadeniz'de çok güzel türküler var. Bir çoğu gün ışığına çıkmamış. Albüme hiç okunmamış türküleri almak istedim. Örneğin 4 hakkım olsaydı birisi kesinlikle 'Divane aşık gibi da dolaşurum yollarda/ Kız senun sebebune kaldım İstanbullarda'.. olurdu. Yine de az bilinenleri seslendirmeye çalıştım. Elbette 'Karadeniz' albümüm bu bölgede çok büyük ilgi gördü bu doğaldır ama benim için sevindirici bir tarafta bu albümümün özellikle Diyarbakır'da patlama yapmasıdır. Bu beni çok sevindirdi işte müziğin evrenselliği de burada yatıyor.
SİNEMA FİLMİNDE OYNAMAK İSTERİM
Televizyonlardan bir çok teklif geliyor ama benim tarzıma uyan roller değil. Daha çok atlama, zıplama, ata binme sahneleri olması lazım. Adrenalini seviyorum. Yarı uçarı, yarı deli dolu bir yapım var. Özellikle dediğim gibi yöresel ve dönem filmlerinde gelecek tekliflere açığım
ÖLÜMDEN KORKMUYORUM
Siyasi düşüncemi açıklamaktan hiç çekinmem. Dedim ya deli doluyum. Söylenecek şeyi söylerim. Bir dönem bir ezber bozma lafıdır alındı gitti. Bu sözü daha çok annem kullanırdı dolayısıyla bende kullandım. Ama artık bu laftan sıkıldım. Suya sabuna dokunmayayım yeter felsefesi ne yazık ki bir çok insanda var. Ben ve benim çevrem bu insanlardan değil. Bu topraklarda yaşıyorum. Şöhret bir güçse eğer bu gücü çok iyi yerlerde kullanmam gerek. Söyleyeceğim sözleri bir çok insan takip edebilir. Çevreye duyarlı bir yapım vardır. Biz sanatçılar söylemlerimize çok dikkat etmeliyiz. Herkes bir şeyler söyler kimse kale almaz. Ama Şevval Sam söylerse onu insanlar ciddiye alabilir. Beni bundan sonraki nesiller ilgilendiriyor. Ölümden korkmuyorum. Savaşın olduğu bir dünyada gelecekten endişeliyim.
O'NUN KIZI OLMAK AYRICALIKTIR
Bir çok kişi şöyle dedi: 'Şevval, Leman'ın kızı o yüzden 1-0 önde başladı bu mesleğe. Hayır aslında hiç de öyle olmadı. Doğrusunu söylemek gerekirse 1-0 geriden geldim ben. Ve kendimi ifade edebilmek için yırtıla yırtıla geldim buralara kadar. Hayat duruşumu, düşüncelerimi, duygularımı anlatmak istedim. Sadece albümüm olsun diye bu yola çıkmadım.
Leman Sam'ın kızı olmak ayrıcalıktır. O benim hem annem, hem arkadaşım, hem de en büyük sırdaşım.
MÜZEYYEN SENAR'A HAYRANIM
Türk Müziğinin en güçlü isimlerinden biri olan müziğin gerçek zamanında yaşamış en ünlü bestecilerin elinde yoğrulmuş biri olan Müzeyyen Senar en büyük hayranlık duyduğum isimlerin başında gelir. 'Sek' albümümü çok beğenmiş ve beni veliahtı olarak lanse etmişti.
Bu benim için onur verici bir durumdur. Hayatımda aldığım en büyük ödüldür diyebilirim. Aslında ben alaturka, türkü ve şarkının yanı sıra İngilizce, Fransızca, İspanyolca şarkılar da seslendiriyorum. Bu benim için yeni değil. Önümüzdeki ay içinde DMC'den Dünya Şarkıları isimli bir albümüm piyasaya çıkacak. Kendimi çok şanslı görüyorum. Beste yapıyorum ve benim bestelerimi annem okuyor. Ona sadece annem olduğu için değil meslektaşım olduğu içinde bağlıyım. İnanın, annem olmasaydı da O'nu beğenirdim. Çünkü muhteşem bir yorumcu. Beste için bana özel bir talep gelmedi. Ama gelirse düşünürüm. Sonuçta beste yapıyorum bu benim işim. Kim isterse de söyler. Beste yapmak için illa aşık olmak da gerekmiyor.
Karadeniz denince akla ilk önce fındık sonra çay, hamsi, kemençe ve horon geliyor. İnanın hepsini de çok seviyorum. Hatta keşanı, peştemalı, yöresel yemeklerini.. İnsanlarının doğallığını seviyorum. Onlarda kendimi görüyorum adeta. Bir kere çok içten ve samimisiniz. Karadeniz benim hayatımda çok önemli bir yer aldı. Bu güzelliğin daima devam etmesini istiyorum. Fındığa ve çaya bayılırım. Zaten geldiğim saatten beri çay içiyorum. Gittiğim her yerde de çay istedim. Burada başka ne istenir ki değimli? Fındık çok önemli bir ürün. Sadece Karadeniz'in değil Türkiye'nin de olmazsa olmazlarından. Fırsat buldukça günde bir avuç yerim zaten fazlası aman Allah'ım.
ANADOLULUYUM AMA BEŞİKTAŞLIYIM
Anadolu insanısınız ve bununla gurur duyuyorsunuz. Anadolu takımlarını destekliyor musunuz? Hangi takımı tutuyor sunuz?
Biliyorsun küçük yaştan beri Beşiktaş taraftarıyım. Tabiki Anadolu takımlarını destekliyorum ancak Beşiktaş'ın benim için çok önemli bir yeri var.