Çelik'e erkeklerden evlenme teklifi

 Kadın kılığına girmesiyle oldukça konuşulan Çelik oyunun sonundaki sürpriziyle kafaları karıştırdı.Şizoid adlı oyunda kadın kılığına giren Çelik'ten şaşırtacak bir açıklama daha geldi. Çelik'in "Oyunun sonunda cinsel organımı gösteriyorum" açıklaması çok

Çelik'e erkeklerden evlenme teklifi

 

Kadın kılığına girmesiyle oldukça konuşulan Çelik oyunun sonundaki sürpriziyle kafaları karıştırdı.

Şizoid adlı oyunda kadın kılığına giren Çelik'ten şaşırtacak bir açıklama daha geldi. Çelik'in "Oyunun sonunda cinsel organımı gösteriyorum" açıklaması çok konuşulacak.

Defne Samyeli'ye konuşan Çelik'in röportajından bir bölüm...

Kadın kılığına girince ne hissettin?

Hoşuma gitti! Sahneye çıkmadan önce Barbaros (Şansal) dedi ki “Yüzün çok asık, erkek gibi duruyorsun”. Öyle deyince sinirim bozuldu, gülmeye başladım.

Gülünce aynaya bir baktım, hoş duruyorum hakikaten.

“Bacaklarımı fotomontaj zannedenler oldu”

Çok ‘erkek erkek’ tiplerin kadın kılığına giremeyeceği iddia edilir. Hatta bazı aktörler gay rolleri başarıyla canlandırdıkları zaman, onlarda bir parça gizli homoseksüellik olduğunu iddia edenler var. Sen ne diyorsun?

Aynısını makyöz Oya Tolga, projeyi öğrenince demiş,

“O adamın her tarafından erkeklik hormonu fışkırıyor, hiçbir şekilde yapamayız” diye. Sonra Tolga Karel’in evine fotoğrafları çektirmeye gittik. Tolga beni görünce “Abi ben evliyim.

Kusura bakma” dedi. O kadar kadın gibi olmuşum. Hâlâ bacaklarımın kendi bacaklarım olmadığını, fotomontaj yapıldığını söyleyenler var. Bana evlenme teklif eden erkekler var internet üzerinden! “Vallahi benden daha güzel olmuşsun” diyen kızlarımız da...

Ben çok rahatım, o özgüvenle ilgili bir şey. İşin başında da düşündük, “Gerçekten sizin içinizde bir homoseksüellik falan mı var?” gibi ifadelerle muhatap olabilirim diye. Ben rahatım yani...

İçimde gizli bir homoseksüel yok diyorsun?

Olmadığını zannediyorum (gülüyor). Ama genel olarak ilk intiba, çok erkek gibi olduğumdan kadın olamayacağımdı. Ama yaptık.

“Her yerime tüy dökücü krem uygulandı”

Ayakların kaç numara senin?

45. Özel ayakkabı yapıldı, Yıldırım Mayruk özel yaptırdı.

En zoru topuklu ayakkabı mıydı yani?

Abi o bir kabus ya, lütfen topuklu ayakkabı giymeyin. Kabus diyorum, başka bir şey demiyorum. Yani her an bir uçurumdan aşağı yuvarlanacakmışım gibi...

Peki başka ne yaptın? Mesela ağda yapıldı mı, kaşların alındı mı?

Tüy dökücü..

Nerelerine uygulandı?

Bütün bacaklara, göğüse, her tarafıma.

Peki sakalı nasıl kapattınız?

Çok iyi tıraş ve çok iyi makyajla. Tıraşla bir yere kadar kapatabildik. Gerisi makyaj.

Makyajda takma kirpik filan takıldı mı?

Tabii tabii, çok ciddi makyaj yapıldı.

“Kadın tiplemem evlenebilir, biriyle seks de yapabilir”

Tüm bu makyaj, kılık değiştirme, sahneye çıkma sürecinde hoşuna giden bir şey oldu mu?

Bütün kalbimle söylüyorum gösteriye çıkana kadar çok gergindim; iddialı proje yapıyorsun, konuşulacağını biliyorsun... Şu anda Türkiye’de en çok konuşulan proje, Twitter’da top oldu, her tarafta haberleri çıktı. Gergindim, sonuçta kadın değilim abi! Hani zamanı gelmiş Kadir İnanır’a kafa tutmuşsun, zamanı gelmiş orada esmişsin. Sonra bir çıkıyorsun böyle kırıta kırıta sahneye. Alkışları duyduğum an gevşedim. Ve dedim ki “Buldum, yapıyorum, mutluyum ve bunu çok geliştireceğim”.

Neyi geliştireceksin?

Güncel bilgileri sürekli yenilenen bir proje bu, hani bir sene boyunca aynı şeyi seyretmeyecekler, hani bir sene içerisinde ben kadın tiplememi evlendirebilirim, birisiyle seks yapabilirim. Oyunu sahnede çok yürüteceğim. Böyle 30 sene, 40 sene yürümüş projeler var yurt dışında.

“Şimdi fırsatını buldum, geçireyim Kadir İnanır’a demek bana yakışmaz”

Sen Kadir İnanır’ı eleştirmiş miydin “Komser Şekspir”deki kadın kılığıyla ilgili?

Yok hayır. O günkü konu çerçevesinde ben gerekeni yaptım. Yani benim kız arkadaşıma sataşırsan, ben karşında dururum o gün. Ama bugün akil adam olmuş “Ondan da akil adam olur mu?” demem mesela. Bunun ölçüsünü ayıramıyoruz biz, sıkıntı o. “O gün benim için böyle birisiydi, bugün fırsat buldum bir geçireyim kardeşe” demem. Mesela şehitler üzerinden, “Orada şehitler ölüyor, sen gittin orada PKK yandaşlığı yapıyorsun!” demek zekice görünebilir ama ben bunu kendime yakıştıramam. Bir başkasına geçirerek kendinle barış yapamazsın. O orada bir şey yapıyor, seversin, sevmezsin, saygı duyarsın ya da duymazsın...

“İlişkilerimde egoist olduğumu gördüm, çok kalp kırmışımdır”

“Şizoid”i yazmadan kendinle de hesaplaştın mı?

“Şizoid”, önce kendimle hesaplaşma. Benim için bir milat. Kendimle barışmam gerektiğini düşündüm.

Niye?

Geçmişimde yaptığım şeyleri bir daha yapmak istemiyorum; üzmek istemiyorum, kırmak, dökmek istemiyorum.

Kimleri üzüp kırdığını düşündün kendinle hesaplaştığında?

Birincisi kadın-erkek ilişkisi. İlişkilerimde son derece egoist olduğumu gördüm. Çok kalp kırmışımdır diye düşünüyorum.

Ben kalbi zor kırılan birisiyim ama kırıldığında da çok acı çektim. O acımı, başkalarına çektirdiklerimle karşılaştırdığım zaman benimki çok zayıf kaldı; ödeyemedim.

“Oyunun sonunda cinsel organımı gösteriyorum”

Şizoid bir kişilik bozukluğu tanımı. Çevreden ve duygulardan kopuk, uzak olma, diğer insanları tolere etmekte zorlanma hali. Ne anlatıyorsun bu oyun ve kadın afişli stratejinle?

İşin özü bu, biz bir iş için bu afişi ve fotoğrafı yaptık. Ben “dinlenilmek” istiyorum. Şizoid, dinlemez ve birden çok karakterlidir. Biz herkesi dinleyelim, akil adamları da dinleyelim, Başbakan’ı da, muhalefeti de dinleyelim, cinsel tercihleri farklı olan insanları da, Kürt’ü de, Çerkez’i de, herkesi dinleyelim, sonra doğru bir karar verelim. Biz dinlemeye bile tahammül edemiyoruz, bırak karar vermeyi... Maç seyrederken bile öbür seyirciye tahammül edemiyoruz. Ölelim mi, öldürelim mi, yakalım mı öbürlerini? Dinlemiyoruz ve

bunun sıkıntısının nihai olarak savaşlarla ortaya çıktığını düşünüyorum. Böyle safha safha ortaya çıkar, başkasına tahammül etmeme kültürü.

‘Şizoid’de kendi tecrübelerinden yola çıkıp toplumu anlatıyorsun. Örnek versene, kişisel neler var?

Şova çıkıyorum ve diyorum ki “Size çok önemli şeyler anlatacağım. Ve burada size anlatacağım şeylerden bir tanesi aletim.” Çok uzun bir zaman aletim üzerinden bilgi vermeye başlıyorum.

Nasıl yani? Aletim dediğin cinsel organın mı?

Aynen öyle! Anlatıyorum yani budur şudur, onlar da gayet güzel bir şekilde dinliyor, en sonunda da gösteriyorum, diyorum ki “Konu budur, bundan ibarettir”

Bir kez daha... Nasıl yani? Gösteriyorum dediğin ne?

Aleti gösteriyoruz. Oyunun sonunda aletimizi gösteriyoruz, hakikaten de görüyorlar yani.

Ciddi misin?

Ciddiyim yani.

Herhalde soyunmuyorsun?

Onu da gelip göreceksiniz. Yapanlar ve yıkanlar var. Biz yapanlarız... Ben şarkı yapıyorum, üniversitede ders veriyorum, kitap yazıyorum. Yıkanlar yapanların ne dediğine asla bakmaz. Senin dünya görüşüne hiç gerek yoktur. “Yıkanlar”, “yapanlar”ı çok ciddi bir şekilde eleştirirler ama cenazelerinde alkışlarlar. Ben diyorum ki bir kişiye kulak vermek zor mu? Böyle bir insanlık gösteremez miyiz biz?

“Oğlum ‘Baba, sen kız mısın?’ diyor bana”

Fotoğraflardan birinde dilini mi çıkardın, öyle bir poza gerek var mıydı?

Çok gergin başladı fotoğraf çekimleri, Barbaros kendini yırttı, çok seri olarak fotoğraflar çekildi. Ne yaptığımı bile hatırlamıyorum. “Ellerin erkek gibi duruyor” dediler, ellerim kadın eli gibi nasıl duracağını bilmiyor ki. Bir ihtimal, şuh bir kadın pozu denediğimiz zaman, farkında olmadan dilim çıkmış da olabilir.

Peki Ata ne dedi?

Ata daha görmedi garibim, Okulda arkadaşları “Baban kız gibi giyinmiş” demişler, “Baba, sen kız mısın?” diyor bana. “Yok oğlum,o bir elbiseydi çıkardım ben onu” diyorum.

HABERE YORUM KAT
Haberlerde yapılan yorumlarda Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan yorumlar onaylanmamaktadır.
Önceki ve Sonraki Haberler