Gazeteciye meydan dayağı
İçinde kız arkadaşı bulunduğu halde otomobilinin çekiciye yüklenmesini eleştiren Posta Gazetesi Yazı İşleri Müdürü Coşkundeniz'i polisler önce kelepçeledi, sonra da darp etti.Etiler Koç köprüsündeki trafik ışıklarında 23 Kasım Cuma gecesi saat 02.30 sıral
İçinde kız arkadaşı bulunduğu halde otomobilinin çekiciye yüklenmesini eleştiren Posta Gazetesi Yazı İşleri Müdürü Coşkundeniz'i polisler önce kelepçeledi, sonra da darp etti.
Etiler Koç köprüsündeki trafik ışıklarında 23 Kasım Cuma gecesi saat 02.30 sıralarında rutin uygulama yapan trafik ekipleri, içinde Posta Gazetesi Yazı İşleri Müdürü Mehmet Coşkundeniz ve kız arkadaşı Derya Özel'in bulunduğu otomobili durdurdu.
Alkol kontrolü yapan polisler, sürücü Özel'in 92 promil alkollü olduğunu belirledi. Özel'in sürücü belgesine el konulurken, Coşkundeniz'in darp edilmesine neden olan olaylar zinciri başladı.
Evinin uygulama yapılan yere çok yakın olduğunu, otomobilin çekilmemesini rica eden Coşkundeniz ile polisler arasında kısa süreli bir tartışma yaşandı. Ancak polisler, Trafik Vakfı'na ait çekiciyi otomobilin yanına yanaştırdı.
Kız arkadaşı sürücü koltuğunda otururken otomobilin yerden kaldırıldığını ve çekiciye yerleştirilmeye çalışıldığını ifade eden Coşkundeniz, olayı şöyle anlattı:
"'Siz ne yapıyorsunuz, yaptığınız iş yasal değil' dedim. Adının Deniz olduğunu öğrendiğim bir polis yanıma geldi. 'Çok konuşuyorsun, seni döverim' dedi. 'Dövemezsin. Buna hakkın yok' dedim. Bunun üzerine polislere dönerek, 'Kelepçeleyin bunu' dedi. Bir tanesi kelepçeledi beni.
Bu sırada arabayı kaldırmaya devam ediyorlar, içinde kız arkadaşım varken. Ben kelepçeden sonra 'En fazla ne olur ki, karakola gideriz, olay çözülür' dedim. Fakat 'Döverim' diyen polis beni yere yıktı. Kelepçeli olduğum için tutamadım kendimi. Ben yerdeyken vurmaya başladı. Sonra bir tanesi beni kaldırdı. Geldi bir daha vurdu. Uzun boylu bir polis, 'Yeter artık' dedi. O bile arkadaşının davranışına tepki gösterdi. Ben ekip arabasını bekliyorum ve artık korkmaya başladım. 'Beni karakola götürün' diyorum. Ben öyle dedikçe geldi vurdu. 'Demek sarı basın kartlı gazetecisin ha' diyerek gelip defalarca vurdu."
Avcılar'da iki çocuk babası Feyzullah Ete'nin polis tekmesiyle hayatını kaybetmesini, İzmir'de "Dur" ihtarına uymayan 20 yaşındaki Baran Tursun'un başından vurulması olayını anımsatan Coşkundeniz, "Kelepçeli halde bana vurunca hakikaten canımın tehlikede olduğunu anladım ve korktum. Ben kendimi şanslı hissettim. Beni yere düşürdüğünde kafamı taşa veya ağaca vurabilirdim" dedi.
Polisler özür diledi
Olanların ardından karakola götürüldüğünü ve kelepçenin çözüldüğünü anlatan Coşkundeniz, şunları söyledi: "Oturup beklerken bir tane genç polis memuru getirdiler. Meğer ben onun kolunu çıkarmışım. Tezgâh kurmuşlar. Onlar da ben de şikâyetçi oldum. Karakoldaki muamele gayet insaniydi.
Sabah saat 07.00'ye kadar karakoldaydım. Evime kadar bıraktılar. Beni evime bırakan polisler, o canavar ruhlu adam adına özür bile dilediler."