Türüt mü Hilal mi?
Taka Gazetesi Yazı İşleri Müdürü Muharrem Mermertaş, kamuyoyunda büyük yankı uyandıran olaylı İsmail Türüt'ün klipleriyle ilgili Türüt mü Hilal mi isimli yazısını kaleme aldı.İşte yazının tamamı:Şarkıcı İsmail Türüt'ün 'Plan Yapmayın Plan' şarkısı sonuç
Taka Gazetesi Yazı İşleri Müdürü Muharrem Mermertaş, kamuyoyunda büyük yankı uyandıran olaylı İsmail Türüt'ün klipleriyle ilgili Türüt mü Hilal mi isimli yazısını kaleme aldı.
İşte yazının tamamı:
Şarkıcı İsmail Türüt'ün 'Plan Yapmayın Plan' şarkısı sonuçları itibarıyla, tam da eleştirdiği, Karadeniz üzerinde oynanan planın bir parçası gibi.
Nasıl ki Ermeniyi, Ermenici olmayı övmek bir hataysa, bilinmesi gerekirdi ki bir katili ve kim olursa olsun katliamı övmek de aynı ölçüde yanlıştır.
Ozan Arif'in ustaca sözleri ima ederek ama bariz bir şekilde, bir katliamı övüyor.
Dahası Yasin ve Ogün'e övgüler yağdırıyor ki bu tavrı biz daha önce Mehmet Ali Ağca'da da görmüştük.
Şimdi hep İstanbul'un bize önyargıyla yaklaşmasından, bizi değerlendirirken taraflı olmasından yakınan bizlerin çuvaldızı kendimize batırıp Türüt'ün şarkısını savunmamamız gerekir.
Zira Trabzonluluk, İsmail Türüt'ün bu saçmasapan şarkısını savunmak değil, Trabzon'un gerçek değerlerini savunmaktır.
Türüt sırf, popülarite uğruna sansasyonel, Karadeniz'i ve Karadeniz'i karalayan bir şarkı yapmış, şimdi bize yakışan, bu olayı görmezden gelip, yaranın kangrenleşmesinin önünü açmak değil, tepkimizi koyarak, bize yakışanın ne olduğunu göstermektir.
Her fırsatta Trabzon'un aşırı milliyetçi bir yer olduğundan dem vuran, Trabzon'u bir mikro milliyetçiler topluluğundan oluşan bir kent olarak görenler, seçimlerde bırakın aşırı sağ partileri merkezde yer alan milliyetçi partinin bile 2. parti olduğunu görmek istememektedir.
Evet Trabzonluların çoğu, ülkenin diğer yerlerinde olduğu gibi vatanına ve milletine bağlı insanlardır ancak, çok küçük bir kesim hariç cinayete övgü dizmek bu kentte kabul gönmez.
Trabzon'a yakışan bu değildir.
TRABZON'A YAKIŞAN
Peki nedir Trabzon'a, ya da Karadeniz'e yakışan.
Hepimizin bildiği bir hikaye var, çocuklara masal diye anlatılsa kimse inanmaz.
Trabzonlu Hilal, (Adı da bir anlamlı) hakemlerin taşlandığı, rakiplerin dövüldüğü, otobüslerinin taşlandığı kentin işlenmemiş beyni.
Trabzonlu Hilal, yaklaşık 2 yıl önce, bir atletizm yarışmasında finişe giderken, arkasında yere düşen arkadaşı için yarışı bırakarak ona yardım etti.
O bir yardım meleği değil, dünyanın sonunu değiştirecek bir hareket de yapmadı, ama yaptığı davranış, erdem kelimesinin karşılığı gibiydi.
Bu davranış sporun tam da nasıl yapılması gerektiğini gösteren bir masal gibiydi.
Ama ne yazık ki Trabzon'da İsmail Türüt ve türevlerine sahip çıkan guruplar, Hilal'e aynı ölçüde sahip çıkmadılar.
Birkaç göstermelik fotoğraf, birkaç plaket derken vazife tamamlandı.
Oysa Yasinler değil Hilal'ler kahramanlaştırılmalıydı şarkılarda, cinayet değil yardımlaşma, dostluk ve kardeşliğe övgüler yağdırılmalıydı.
Ogünlerden bugünlere gelinmesi için neler yapılması gerektiği övülmeliydi Türüt'ün şarkısında.
Dünya Hilal'e fair play ödülü verirken, biz kendi kendimize kurşun sıkmakla meşgulüz.
Aslında böyle cinayetler her ülkede var, ama Hilal gibiler dünyada bir tek Türkiye'de var.
İşte biz katilleri değil Hilallere övgüler yağdırırsak, Hilaller de 'Hilal'imiz de daima gururla dalgalanır.