“Aneminin en sık rastlanan belirtisi halsizliktir”

Doç. Dr. Handan Çipil, konuyla ilgili açıklamalarda bulundu

“Aneminin en sık rastlanan belirtisi halsizliktir”

Erişkin Hematoloji Uzmanı Doç. Dr. Handan Çipil, aneminin en sık rastlanılan belirtisinin halsizlik olduğunu belirterek, yaşlanmış ve yıpranmış alyuvarları vücuttan uzaklaştıran dalağın hastalandığında anemiye yol açabileceğini kaydetti.

Doç. Dr. Handan Çipil, halk arasında “kansızlık” olarak da bilinen aneminin, kandaki alyuvar sayısı ya da hemoglobin düzeyinin hastanın yaşı ve cinsiyetine göre normal değerin altına düşmesi olduğunu söyledi. Aneminin aslında yalnızca bir laboratuvar bulgusu olduğunu kaydeden Doç. Dr. Handan Çipil, “Ama her zaman bir hastalığın işaretidir. Sebeplerini araştırıp asıl tanıya ulaşmak ve tedavi etmek gerekir. Aneminin başlıca üç nedeni vardır; kan kaybı, alyuvar üretiminde yetersizlik, alyuvar yıkımının fazla olması. Bazı hastalarda bu nedenlerin birden fazlası anemiye yol açar” dedi.

“Edinsel veya kalıtsal olabilir”

Kan kaybının aneminin, özellikle de demir eksikliği anemisinin en sık görülen sebebi olduğunu kaydeden Doç. Dr. Handan Çipil, “Kısa süreli olabileceği gibi uzun bir zamana da yayılabilir. Kan kaybının temelinde kadınlarda adet döneminin uzun sürmesi, sindirim kanalındaki veya idrar yollarındaki kanamalar, cerrahi operasyonlar, travma veya kanser gibi pek çok başka odak olabilir. Vücudunuzun yeteri kadar alyuvar üretmesini engelleyen edinsel faktör ve durumlara örnek olarak beslenme, hormonlar, bazı kronik hastalıklar ve gebelik gösterilebilir. Aplastik anemi de vücudunuzun yeterli düzeyde alyuvar üretmesini engelleyebilir. Bu durum edinsel veya kalıtsal olabilir” diye konuştu.

Alyuvar yapımı için kemik iliğini uyaran eritropoietin hormonunun azalmasının da bir anemi sebebi olduğunu anlatan Doç. Dr. Çipil, “Yeterince demir, folik asit (folat) veya B12 vitamini içermeyen bir beslenme tarzı vücudunuzdaki alyuvar yapımını engelleyebilir. Vücudunuz alyuvar üretebilmek için ayrıca C vitamini, riboflavin ve bakıra da gereksinim duyar. Vücudunuzda besin maddelerinin emilimini zorlaştıran durumlar da alyuvar yapımını engelleyebilir” ifadelerini kullandı.

Alyuvar yıkımının fazla oranda olması

Alyuvar yıkımını artıran edinsel durumlara bir örnek olarak büyümüş ya da hastalanmış dalağın da gösterilebileceğini kaydeden Doç. Dr. Handan Çipil, “Dalak, yaşlanmış ve yıpranmış alyuvarları vücuttan uzaklaştıran bir organdır. Dalak büyür veya hastalanırsa, normalden daha fazla alyuvarı ortadan kaldırarak anemiye yol açabilir. Vücudun alyuvar yıkımını çok fazla artıran kalıtsal durumlara örnek olarak orak hücreli anemi, talasemiler ve belli bazı enzimlerin eksikliği sayılabilir. Hemolitik anemi de vücudunuzun çok fazla sayıda alyuvarı yıkıma uğrattığı durumlara bir örnektir” şeklinde konuştu.

Aneminin en sık rastlanan belirtisinin halsizlik olduğunu belirten Çipil, “Kişi kendini yorgun ve bitkin hisseder. Kişi, günlük normal işlerini yapabilmekte dahi zorlanabilir. Bunlar dışında nefes darlığı, baş dönmesi, baş ağrısı, el ve ayaklarda soğukluk, soluk cilt, göğüs ağrısı görülebilir. Hafif ve orta derecedeki anemilerde belirtiler hafiftir veya hiç olmayabilir” dedi.

Teşhis ve tedavi

Hastanın tıbbi ve ailesel geçmişi, muayene bulguları ile laboratuvar tahlillerinin anemi tanısı koymak için yeterli olduğunu belirten Çipil, “Anemi tanısında ilk yapılan test genellikle tam kan sayımıdır.. Hemogramda kanın birçok bölümü ölçülür. Anormal sonuçlar anemi dışında başka bir kan hastalığı, enfeksiyon veya başka bir durumun habercisi de olabilir. Yani anemi bazı durumlarda belirti olarak da ortaya çıkabilir. Hematolog gözüyle altta yatan sebeplerin ayırıcı tanısı çok iyi yapılmalıdır” ifadelerine yer verdi.

“Amaç, kanın taşıyabileceği oksijen miktarını artırmaktır”

Anemi tedavisinin nedenlerine göre değiştiğinin altını çizen Çipil, şunları kaydetti:

“Tedavide, aneminin nedeni ve şiddetine göre beslenme değişiklikleri, takviyeler ve bazı ilaçlar, kan nakli veya kemik iliği nakli ile cerrahi, başvurulan yöntemler arasındadır. Tedavide amaç, kanın taşıyabileceği oksijen miktarını artırmaktır. Bu da alyuvarların sayısını ve hemoglobin düzeylerini artırarak yapılır. Tedavide diğer bir amaç, aneminin altında yatan nedeni ya da durumu tedavi etmektir. Enfeksiyon tedavisi için antibiyotikler, aşırı adet kanamasını önlemeye yönelik hormonlar, daha fazla alyuvar yapımını uyarmak için yapay eritropoietin hormonu, bağışıklık sisteminin kendi alyuvarlarını yok etmesini önleyecek ilaçlar, kan veya ilik kök hücre nakli, anemiye neden olan ve hayati tehlike oluşturan ciddi bir kanama varsa cerrahi müdahale bunlar arasındadır.”

HABERE YORUM KAT
Haberlerde yapılan yorumlarda Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan yorumlar onaylanmamaktadır.
Önceki ve Sonraki Haberler