Aort yırtılması neden olur ve tadavisi nasıldır?
Ünlü Kalp Cerrahı Yrd. Doç. Halit Yerebakan, vücudumuzun en önemli ana damarı olan AORT hakkında bilgi vermeye devam ediyor. Tarihte ilk olarak 1760 da İngiltere kralı 2. George’un otopsisinde görülen, Turgut Özalın’da doktoru olan ve tanımını koyan hekim
Ünlü Kalp Cerrahı Yrd. Doç. Halit Yerebakan, vücudumuzun en önemli ana damarı olan AORT hakkında bilgi vermeye devam ediyor. Tarihte ilk olarak 1760 da İngiltere kralı 2. George’un otopsisinde görülen, Turgut Özalın’da doktoru olan ve tanımını koyan hekimler arasında olan Amerikalı kalp cerrahı Prof. Dr. Michael DeBakey’in de yakalandığı, hatta ve hatta Albert Einstein’da ölümüne neden olan bu yırtık, ölümcül sonuçlar doğurabiliyor.
Aort damarı, vücudun en önemli ana damarıdır. Daha doğrusu kalpten direkt çıkan ana atar damar hattımızdır, diğer büyük atar damarların köken aldığı kanın majör dağıtım bölgesi diyebiliriz. Bu damar tüp şeklindedir ve göğüs boşluğundan aşağıya doğru ilerler karın bölgesinin arka duvarında seyreder ve kasıklara doğru ikiye ayrılarak sonlanır. Yapısal olarak diğer damarlara göre oldukça güçlü ve dayanıklı bir damardır.
Aort Yırtığı Neden OLUR?
Aort yırtılması nadir görülen ölümcül hastalıklardan biridir. Erkeklerde kadınlara oranla iki kat fazla görülen bu hastalığa genellikle 60-80 yaş aralığındaki kişilerde rastlanır. Yapılan istatistiki bir çalışmaya göre Türkiye’de her yıl yaklaşık 350 kişi aort yırtığı yaşıyor.
Yüksek tansiyona bağlı damar iç basıncının artması, damar sertliği ve ani gelişen travmalar (trafik kazası vs) aort yırtığının en önemli sebepleri arasında yer alır. Bunların yanı sıra belli kısmının yeteri kadar gelişememesi, damar yapısında farklık olması (katman sayısının üç yerine iki olması gibi), aort damarını ilgilendiren ameliyat geçirilmiş olması ve doğuştan gelen genetik faktörler, bağ dokusu hastalıkları da yırtılma sebepleri arasında yer alır.
Saydığımız bu ve benzer sebepler neticesinde aort duvarındaki iç katmanda yırtık meydana gelir ve yüksek basınçlı kan, bu yırtıktan geçerek orta tabakaya ulaşır ve katmanlar arasında süzülmeye başlayarak iç ve dış tabakayı birbirinden ayırır. Bu resmen sıyrılarak ayrılma olduğunda katmanların biri gerçek damar kanalı diğeri ise yırtık kanalı olarak adlandırılır.
Yırtık katmanının arasında biriken kan katmanın genişlemesini sağlar ve eğerki yırtık bir başka aort dalına doğru uzanırsa o bu damarın kan akışını durdurabilir bile.. Bu durumda hayati risk bile oluşabilir.
Mesela kalbimizi besleyen damarlar aortun ilk dalları, ve kökünde gelişen bir yırtık bu damarları tıkayarak kalp krizi geçirilmesini sağlayabilir. Benim şahsen böyle bir hastam oldu ve bir kalp damarının kökünden kapanmasına yol açtığı için hastam hem kriz hem de yırtık riski ile karşı karşıya kalmıştı. Aort yırtılmasında bu tip riskler de olduğundan ve damarın gerçekten dışarıya doğru patlama riskinden ötürü ilk 48 saat hayati öneme sahiptir. Hatta istatistiklere göre aort yırtığı olan kişilerin her saat ölüm riski %2 artmaktadır.
Peki bu damar nasıl yırtılır diye soruyorsanız size çok basit bir örnek vereyim. Bir bahçe hortumunu düşünün içinden su akıyor... Akan su kan, bahçe hortumu aort olsun. Bahçe hortumunun ucu açıkken su rahat ve güzel akıyor ama siz hortumu sıkıştırdığınızda tazik oluyor. İşte bu tazik aslında aortadaki tansiyonla aynı şey… Sonra bu tazikli suyu yere doğrulttuğunuzda yerde toprağın üst kısmını sıyırdığını görüyoruz. İşte tansiyonunuz yükseldiğinde Tazikli akan kan adeta aortanın iç katmanını bu örnekteki gibi kaldırıyor ve oluyor ve sonuç: yırtık. Ve kan o yırtıktan ilerliyor…
Belirtileri Nelerdir?
Aort yırtılmasının en önemli belirtisi ani gelişen göğüs ağrısıdır. Ağrı öylesine şiddetlidir ki hastalar, iç organlarının yırtıldığı hissine kapıldıklarını ifade ederler. Ağrı ilk olarak yırtığın başladığı yerde hissedilir ve yırtık ilerledikçe aynı doğrultuda yayılır. Göğüs üzerinde başlayıp sırt, boyun, çene, dişler ve kollara yayılabilir. Ağrı şiddeti farklılık gösterse de genelde azalan bir eğride değildir. Yani ağrı şiddeti neredeyse hiç azalmaz. Damar yırtılması sonucu, beyin damarları etkilenerek felç, körlük veya bayılma gelişebilir. Bu hastalıkta atardamarların tıkanmasına bağlı nabızların azalması ya da kaybolmasına neden olabilir. Nefes darlığı, halsizlik ve terleme görülen diğer bulgulardır.
Tedavi Yöntemleri
Bu yırtık ilk olarak 1760 da İngiltere kralı 2. George’un otopsisinde görülmüş ve damar katmanlarının ayrıştığını tespit etmişler. Kısaca günümüze has bir durum değil. İlk olarak sınıflamasını yapan hekimler arasında merhum Turgut Özal'ın da bulunduğu birçok dünya liderinin doktoru olan Amerikalı kalp cerrahı Prof. Dr. Michael DeBakey de var. Hatta DeBakey kendi sınıfladığı ve tamirini tariflediği hastalığa yakalandı. Kendisi dünyanın en yaşlı bu aort yırtığı ameliyatı olan kişisi oldu.. 97 yaşında aort damarı yırtılan DeBakey ameliyat olmak istemedi ama şuuru kapandıktan sonra ekibi ameliyat etmeye karar verdi ve ameliyat oldu. Sonuçta yaşadı ama belden aşağısı felç kalarak hayatının geri kalanını tekerlekli sandalyede geçirdi. Bu tip komplikasyonlar hatta ciddi bir ölüm riski bu ameliyatın doğasında var. Kalp cerrahisinin önemli ve mortal acillerinden birisidir
Bu hastalık Albert Einstein’da da oldu.. Onunki karın bölgesinde aortanın balonlaşması sonucu bir yırtıktı. 1940larda karın damarında balonlaşma tespit edilen Einstein ameliyat oldu ve damarının etrafını o günün teknolojisi ile selofanla bantladılar ki dışardan kafes olsun damara ve damar patlamasın diye. Ancak aradan yıllar geçtikten sonra bu damarının içinde DeBakey nin tariflediği gibi yırtık oluştu. DeBakey ameliyat önermişti fakat kendisi hayatı yapay olarak uzatmak kefili değil, gitmek istediğim zaman gitmem lazım demişti ve vefat etmişti. Kısacası Einstein olsanız bile şakası olmayan bir durumdan bahsediyoruz.
Aort yırtığı tanısı çoğunlukla fizik muayene ile konur. Diseksiyonun tespitinde en faydalı görüntüleme teknikleri transözefajinal ekokardiyografi, MR ve BT’dir. Kabul edilen en iyi görüntüleme tekniği BT’dir ve bu yöntemle konulan tanının başarısı %90 civarındadır.