Doktorların katılımıyla yapılan araştırmadan yola çıkarak hazırlanan rapor, uçakta yaşanan sağlık sorunlarına müdahalede havayolu şirketlerinin, hekimler ve hukukçularla değişik senaryolar üzerinde çalışıp kuralların oluşturulmasına katkı sağlaması gerektiğini ortaya koydu.

Karadeniz Teknik Ünivetsitesi Farabi Hastanesi Başhekimi ve Akciğer Sağlığı ve Yoğun Bakım Derneği (ASYOD) Başkanı Prof. Dr. Tevfik Özlü, yaptığı açıklamada, başta göğüs hastalıkları ve göğüs cerrahisi uzmanları olmak üzere, akciğer sağlığı alanında çalışan profesyonellerin oluşturduğu yaklaşık bin üyesi olan Solunum Platformunca "Uçakta Sağlık Hizmeti ve Hekimlerin Sorumluluğu" adlı çalışma yürütüldüğünü belirtti.

Özlü, Erkan Balkan, Ahmet Emin Erbaycu, Bülent Özbay, Mustafa Yüksel ve Gökhan Yüncü'nün aktif olarak yer aldığı çalışma grubu tarafından ortaya konan eleştiri ve öneriler doğrultusunda hava yolu şirketlerine çağrı niteliğinde rapor hazırladıklarını ifade etti.

Uçuş sırasında rahatsızlanan yolculara gereken acil müdahalenin gerçekleştirilmesinde sorunlar ve belirsizlikler olduğunu vurgulayan Özlü, "Farklı senaryolar üzerinden havayolu şirketleri, hekimler ve hukukçular bu konuda birlikte çalışarak kurallar belirlenmeli ve deklare edilmelidir. Uçuş sırasında rahatsızlanan yolcular için genel uygulama, uçuş ekibi tarafından yapılan anons ile eğer o sırada uçak içinde doktor varsa kendisini tanıtması ve takiben hastaya müdahalesi istenmekte ve uçaktaki acil müdahale çantası hekime teslim edilmektedir" dedi.

Özlü, her hekimin uçak içinde veya herhangi bir yerde acil hastaya gereken müdahaleyi yapmasının zaten meslek etiğinin, vicdanının ve hukukun gereği olduğuna dikkati çekerek, "Buna rağmen uygulamayla ilgili bazı sorunlar ve belirsizlikler söz konusudur. Doktorun böyle bir durumda üstlendiği sorumluluk, uçağın en yakın havaalanına indirilmesi de dahil olmak üzere çok fazladır. Uçak içinde hastaya müdahale için uygun bir alan yoktur" diye konuştu.

ACİL MÜDAHALE ÇANTASI İÇERİK OLARAK SON DERECE YETERSİZ

Acil müdahale çantasının ise içerik olarak son derece yetersiz olduğuna işaret eden Özlü, şunları söyledi:

"Uçuş ekibinin de böyle bir durumda davranışları optimal olmayabilir. Yolcu, sağlık durumu uçuşa elverişli olmamasına rağmen uçağa binmiş veya her zamanki rutin tedavisini almamış, ihmal etmiş olabilir. Müdahaleye rağmen hastanın kötüleşmesi veya kaybı durumunda ise sorumluluğun ne ölçüde kimde (havayolu şirketi, yolcu, hekim) olacağı bilinmemektedir. Bazen birden çok hekim bulunmakta ve kimin müdahale edeceği hususunda karışıklık çıkabilmektedir. Uçaktaki diğer yolcuların müdahale sırasında hekime veya hastaya sözlü, bazen fiili müdahaleleri olayın yönetilmesini zorlaştırabilmektedir."

Özlü, bazen hekimin o uçuş boyunca hastanın yanında ve onu yakından izleyerek seyahat etmek durumunda kaldığını anlatarak, şöyle devam etti:

"Bu sorunla alakalı olarak, tüm havayolu şirketlerinin değişik senaryolar üzerinden hekimlerle ve hukukçularla birlikte çalışarak konuyla ilgili kuralları oluşturmaları, deklare etmeleri ve sorunların, belirsizliklerin azaltılması için uygulamaların düzeltilmesi gerekmektedir. Yolcuların, havayolu şirketinin, uçuş ekibinin ve uçakta o sırada seyahat eden hekimin böyle durumlarda sorumlulukları, neleri yapmaları ya da yapmamaları gerektiği, taraflar arasındaki iletişim ve koordinasyonun nasıl olacağı, güvenli ve rahat bir müdahale ortamının nasıl oluşturulacağı, acil müdahale çantasında nelerin ne kadar bulundurulacağı gibi hususlar netleştirilmelidir. Bu çalışma yapıldığında, hekimlerin uçuş sırasında hastalanan yolculara daha rahat, güvenli ve sorunsuz müdahale edebilmeleri mümkün olacaktır."