Domuz gribi tedavisinde bir ilk
Ordu'da resmi bir kurumda şoför olarak yaşamını sürdüren evli ve iki çocuk babası 28 yaşındaki Dursun Ali Karakoyun bir süre önce öksürük, ateş, üşüme, titreme, nefes darlığı şikayetleri ile birkaç kez çeşitli hastanelere başvurdu. Uygulanan tedaviler son
Ordu'da resmi bir kurumda şoför olarak yaşamını sürdüren evli ve iki çocuk babası 28 yaşındaki Dursun Ali Karakoyun bir süre önce öksürük, ateş, üşüme, titreme, nefes darlığı şikayetleri ile birkaç kez çeşitli hastanelere başvurdu. Uygulanan tedaviler sonucunda kendisine ilaç verilerek evine gönderildi. Ancak şikayetleri giderek artınca Medical Park Ordu Hastanesi Acil Servisi'ne başvurdu. Burada yapılan tetkiklerin sonucunda zatürre (akciğer enfeksiyonu) tanısı konularak hastaneye yatışı yapıldı
Hastanenin Enfeksiyon Hastalıkları Uzmanı Dr. Fatih Bostancı yaptığı tetkiklere ve muayene bulgularına göre hastanın domuz gribi olmasından şüphelendi. Hastanın ailesine domuz gribi olduğundan şüphelendiklerini ve gecikmiş bir vaka olduğunu belirterek gerekli bilgilendirmeler yapıldı. Yapılan tetkikler sonucunda da Sağlık Bakanlığı Hıfzıssıhha Müdürlüğü'ne gönderilen numunelerin incelenmesi sonucunda hastada H1N1 influenza (domuz gribi) virüsüne rastlanıldığı kesinleşti.
Dursun Ali Karakoyun, virüsün yayılma tehlikesine karşı gerekli önlemler alınarak hastanenin yoğun bakım ünitesinde bulunan izole bir odada tedavi edilmeye başlandı. Hastanın yaşaması için üstün çaba gösteren doktorlar hastaya daha önce Ordu'da uygulanmamış tedavi yöntemleri kullandılar. Uygulanan iki buçuk haftalık yoğun bir tedavi sonucunda Dursun Ali Karakoyun, sağlığına kavuşarak hastaneden taburcu oldu ve ailesine kavuşmanın mutluluğunu yaşadı.
YAPAY AKCİĞER CİHAZI İLE İKİ HAFTA YAŞADI
Hastanın takibini ve tedavisini gerçekleştiren doktorlardan Enfeksiyon Hastalıkları Uzmanı Dr. Fatih Bostancı, hastanede yaptıkları tetkikler ve muayene bulgularına dayanarak hastanın domuz gribi olabileceğini düşünerek balgam ve nazal sürüntü örnekleri aldıklarını, sonuçta domuz gribi teşhisi koyduklarını belirtti. Hastamızın yatışının birinci gününden itibaren solunum yetmezliği gelişmiş olduğu için izole yoğun bakım ünitesine aldıklarını belirten Bostancı, şöyle konuştu: "Hastamızda solunum yetmezliği olduğu için solunum destek cihazına bağladık. Solunum destek cihazına bağlanmasına rağmen vücut oksijenasyonu tam sağlanamadığından hastanın hayati tehlikesi oluştu. Bunun üzerine solunum destek cihazıyla hastanın hayati organlarını sağlıklı bir şekilde koruyarak devam ettirmek mümkün olmadığı için hastayı yapay akciğer olarak bilinen ECMO (extracorporeal membrane oxygenation) cihazına bağlamaya karar verdik.
Ordu'da bulunmayan ECMO cihazının teminini sağladık. Bu şekilde hastamızın akciğerlerinin enfeksiyona bağlı bozulan yapısı düzelene kadar ECMO cihazdan destek sağlayarak hastamız için gerekli olan oksijeni sağlamış olduk. Böylece akciğerlerin yapması gereken, vücudun ihtiyacı olan oksijeni sağlama görevi by-pass edilerek zaman kazanıldı. Enfeksiyon düzelince akciğerleri normal yapıya dönen hastamız ikinci haftanın sonunda ECMO cihazından ayrılarak normal yaşamına döndü. Bu süre boyunca uyutularak takip edilen hastamız cihazdan ayrıldıktan sonra uyandırıldığında hayati bulguları ve laboratuvar değerleri normal seyretti. Bir iki günlük takipten sonra hasta sağlıklı bir şekilde yoğun bakımdan çıkarıldı. İki gün de serviste takip edilen hasta sağlığına kavuşmuş bir şekilde kontrollerine gelmek üzere evine gönderildi."
"DOMUZ GRİBİNDE ERKEN TEŞHİS ÇOK ÖNEMLİDİR"
Tüm hastalıklarda olduğu gibi domuz gribinin tedavisinde de erken teşhisin önemine dikkat çeken Uzm. Dr. Fatih Bostancı konuşmasına şöyle devam etti: "Hastamıza domuz gribi tanısını koyduktan sonra aile fertlerinin de virüsü kapmış olma ihtimaline karşın gerekli muayeneleri ve tetkikleri yaptık. Yapılan incelemeler sonucunda hastanın 5 yaşındaki oğlu Duhan'da da benzer şikayetlere bağlı akciğer enfeksiyonu olduğunu anladık. Ancak küçük Duhan'a tanı erken konulduğu için hastanemizde serviste yatarak gördüğü tedavi sonucunda sağlığına kavuşmuş bir şekilde babasından önce hastanemizden taburcu ettik. Burada anlatmak istediğimiz domuz gribinin tedavisinde erken teşhisin önemidir."
"MEĞER İKİ HAFTADIR UYUYORMUŞUM"
Dursun Ali Karakoyun ise öksürük, üşüme, ateş, nefes darlığı gibi şikayetler yaşadığını ve grip olduğunu düşünerek çabuk iyileşmek için çevrede bulunan hastanelere başvurduğunu belirtti. Karakoyun, tedavi sürecini şöyle anlattı: "Buralarda bana çeşitli tedaviler uygulayıp eve gönderdiler. Ancak şikayetlerim geçeceğine artıyordu. Bunun üzerine ailemle birlikte Medical Park Ordu Hastanesi'ne başvurmaya karar verdik. Buraya geldiğimde doktorlar hastaneye yatışıma karar verdi ve tedavi olmaya başladım. Doktorum Fatih Bostancı'nın bana çeşitli testler yaptığını hatırlıyorum, daha sonrasını hatırlamıyorum. Gözümü açtığımda ilk yattığım odadan farklı bir yerdeydim. Doktorlar ve hemşireler bana iki haftadır uyuduğumu söyleyince onlara inanmadım, tarihi anlamak için bilgisayarımı ya da televizyonu açmalarını istedim. Tarihi görünce onlara ancak inanabildim. Çünkü bana sanki dün gece uyumuşum da bu sabah uyanmışım gibi geliyordu. Doktorlarım domuz gribi olduğumu ve gördüğüm iki buçuk haftalık tedavi sonunda bu hastalıktan kurtulduğumu söylediler. Bana yeniden yaşama şansı tanıyan başta doktorum Uzm. Dr. Fatih Bostancı ve Medical Park Ordu Hastanesi tüm doktorlarına ve çalışan personeline teşekkür ederim. Allah onlardan razı olsun."
ORDU'DA İLK KEZ KULLANILDI
ECMO cihazının domuz gribine bağlı ağır akciğer enfeksiyonunda Ordu'da ilk kez kullanıldığını belirten Uzm. Dr. Fatih Bostancı, şu bilgileri verdi: "ECMO cihazı bir tür kalp akciğer pompası olarak tanımlanır. Cihazın kullanılış amacı kalp ya da akciğerinde ağır problem olan hastanın bu organlarının görevinin, geçici olarak bu cihaza devredilmesi ve bu sırada devam eden tedavilerle dinlenmeye alınan akciğer ya da kalbin düzelmesine şans verilmesidir. Normal kalp akciğer pompası aynı görevi genellikle saatler ya da 1 - 2 gün süreyle yaparken, ECMO hastaya 3-4 haftaya kadar süren uzun süreli destek sağlar. Bu uzun süreli destekte, özellikle enfeksiyona bağlı akciğerdeki zedelenmenin düzelmesi için gereken zamanı kazanmak açısından ECMO cihazının çok daha kullanışlı olduğunu gösterir.
Bu tedavi yöntemi kalp ameliyatı sonrası yoğun bakımda kötüleşen hastalarda, ağır zatürre geçiren hastalarda, ağır sepsis gibi enfeksiyonların yanı sıra ağır akciğer ve solunum sıkıntısı olan yenidoğan bebeklerde kullanılabilir. Dışarıdan akciğer desteği sağlayan bu cihaz Dünya'da yaygın bir şekilde kullanılırken ülkemizde bu konuda bilgi ve tecrübe eksikliği nedeniyle son derece az merkezde kullanılmaktadır."