Gerilim tipi baş ağrılarına dikkat
Fizik Tedavi ve Rehabilitasyon Uzmanı Prof. Dr. Turan Uslu, konuyla ilgili açıklamalarda bulundu
Prof.Dr. Turan Uslu, gerilim tipi baş ağrısının en sık görülen baş ağrısı tipi olduğunu söyledi.
Fizik Tedavi ve Rehabilitasyon Uzmanı Prof. Dr. Turan Uslu, “Görülme sıklığı yüzde 30-40 arasında değişmektedir. Sıklıkla 20 yaş civarında başlar, her yaşta ve cinsiyette görülür. Kadınlarda biraz daha sıktır. Genellikle iki taraflı baş ağrısına sebep olması, zonklayıcı olmaması, hareketle artmaması, atak sırasında bulantının olmayışı ve ışıktan rahatsızlık duymama migrenden ayıran özellikleridir. Ataklar halinde görülebileceği gibi, 3 aydan daha uzun süren günlük veya gün aşırı baş ağrısının olduğu kronikleşmiş şekillerde de görülebilir.
Tedavi amacıyla başvuran hastaların çoğu kronik vakalardır. Hastaların yüzde10 kadarında migrene benzer şekilde zonklayıcı baş ağrıları olabilir. Bu hastalarda baş ağrısının yanı sıra boyun ve ense kaslarında gerginlik, anksiyete, depresyon, yorgunluk, konsantrasyon bozuklukları, görme keskinliğinde azalma gibi şikayetler vardır. Bazı hastalarda fibromiyalji ve miyofasyal ağrı sendromu birlikteliği vardır. Bazen migrenle birlikte de görülebilir, migrenlilerin yüzde 62’si aynı zamanda gerilim tipi baş ağrısından, gerilim tipi baş ağrısı olan hastaların yüzde 25’i ise migrenden şikayet etmektedir” dedi.
Gerilim tipi baş ağrısının en sık görülen formunun nöbetler halinde seyretmesi olduğunu ifade eden Dr. Uslu, “Seyrek nöbetli gerilim tipi baş ağrısı yaklaşık olarak ayda 1 günden daha seyrek (yılda 12 günden az) görülür. 30 dakikalık olabildiği gibi günlerce de sürebilen seyrek baş ağrısı nöbetleri şeklinde görülür. Ağrı, tipik olarak iki taraflı, baskılı veya sıkıştırıcı karakterde ve hafif /orta şiddettedir ve günlük fiziksel aktiviteden etkilenmez. Mide bulantısı, ışık ve sesten rahatsız olma yoktur. Sık nöbetli gerilim tipi baş ağrısı ise en az 3 ay boyunca ayda bir gün veya daha çok, fakat 15 günden daha az görülen ve (yılda 12 gün veya daha fazla ve 180 günden az) bir durumdur, diğer özellikleri aynıdır.
Kronik gerilim tipi baş ağrısı ise günlük olarak veya çok sık görülen nöbetler halinde seyreden gerilim tipi baş ağrısıdır. Ortalama üç ay boyunca 15 gün veya daha fazla gün görülen baş ağrısı (yılda 180 veya daha fazla gün) diğer özellikler açısından aynıdır. Başka bir hastalıkla ilişkili olmadığının gösterilmesi önem taşır. Yaşam kalitesi üzerine olumsuz etkisi olan bir durumdur. İlaç aşırı kullanımına yol açabilir ve bazı hastalarda kronik migrenden ayırt etmek zor olabilir” diye konuştu.
Dr. Uslu, gerilim tipi baş ağrılarının sık karşılaşılan sebeplerini şöyle sıraladı:
“Öğün atlamak, açlık, uykusuzluk, gözün zorlanması, duruş bozukluğu ve duruş bozukluğuna sebep olan meslekler, aşırı efor sarf etmek, hayata dair yeni başlangıçlar (iş, ev, ortam değişikliği, yeni evlilik), yalnızlık, sınav stresi, işini kaybetmek, işyeri sorunları, fazla kilolu olmak, zamana karşı yarışmak, sosyal, sportif ve işle ilişkili rekabetler, mükemmeliyetçilik, ekonomik problemler, boşanma, eş kaybı, sevilen bir yakınını kaybetmek, başa gelen olumsuz ve nahoş şeyler, başarısızlık, klimalar, lodos, hava basıncı değişiklikleri.
Gerilim tipi baş ağrısının karakteristik özellikleri şunlardır:
Basınç, sıkışma, ağırlık şeklinde, künt ağrı, zonklayıcı karakterde değil, günlük aktiviteyi durdurmayacak şekilde orta şiddette ağrı, iki taraflı yaygın ağrı, fiziksel aktivite sırasında kötüleşmemesi, ağrı sırasında bulantı kusma olmaması, ses veya ışıktan rahatsız olunmaması, baş ağrısı ataklarının 30 dakika ile 7 gün arasında sürmesi. Ağrı şiddeti baş ağrısı sıklığının artması ile artar. Alın, şakak, ense kökü ve/veya parietal bölgelerden birinde veya birkaçında birlikte görülebilir. Atak sırasında ağrının yeri yer değiştirebilir. Ense kökü yerleşimi alın ve şakak yerleşimine oranla daha seyrek görülür. Tek taraflı baş ağrısı hastaların yüzde10-20’sinde görülebilir. Bazı hastalarda boyun ve çene ağrısı bulunabilir veya temporomandibuler eklemle ilgili ciddi sorunları olabilir. Emosyonel stres, gerilim, yorgunluk, uykusuzluk, öğün atlama ve menstrüasyon GBA’ yı migrende olduğu gibi tetikleyebilir veya şiddetlendirebilir. İleriye dönük yapılan toplum temelli bir çalışmada orta-ileri şiddette migren dışı baş ağrısının depresyon açısından risk olduğu gösterilmiştir.
Kötü çalışma ve oturma pozisyonu, aşırı yorgunluk ve fiziksel zorlanma sonucu gerilen baş ve boyun kaslarından kaynaklanan ağrılı uyarıların beynin üst merkezlerini etkilemesine cevap olarak boyun ve baş çevresi kaslarında kas gerginliğinde artış ve spazm olur. Bunun sonucunda kasta dolaşım bozulur, kas içi ve çevresindeki sinirlerde sıkışmalar olur, kaslar yapışma yerlerini zorlar. Bu esnada lenfatik dolaşım bozularak toksik maddelerin burada birikmesine ve doku asidozu oluşmasına sebep olur. Psikososyal stres faktörleri başta olmak üzere çeşitli uyarıların etkisiyle beyin sapındaki ağrı algılanmasını sağlayan sinirlerde hassasiyet artar, ağrının algılanmasını kontrol eden ağrıyı engelleyici sistemlerin fonksiyonunda azalma oluşur.”
Gerilim tipi baş ağrılarında ağrı kesici ilaçlar, antidepresan ve anksiyete giderici ilaçların kullanıldığını kaydeden Dr. Uslu, “Stresten uzak kalmak, düzenli egzersiz ve rekreasyonel aktiviteler , ergonomik koşulların gözden geçirilmesi gerekir. Gerilim baş ağrılarında ilaç tedavisi ile birlikte gevşeme teknikleri, stresle mücadele yöntemleri, çeşitli egzersizler ve masaj gibi uygulamaların yapıldığı ilaç dışı tedaviler de başarılı sonuçlar vermektedir. Baş ve boyun çevresi kaslara İMS uygulanabilir, dirençli vakalarda Botox enjeksiyonları denenebilir” açıklamalarında bulundu.