Grip hastalığında antibiyotik kullanılmalı mı?
Prof. Dr. Köksal: “Grip aşı ile korunabilen bir hastalık, asla antibiyotik önermiyoruz”
Yayınlanma:
Havaların iyice soğuduğu şu günlerde grip vakalarında belirgin bir artış yaşanırken, alınacak bir takım önlemlerle gripten korunmanın mümkün olduğu belirtildi.
Karadeniz Teknik Üniversitesi (KTÜ) Tıp Fakültesi Enfeksiyon Hastalıkları ve Klinik Mikrobiyoloji Anabilim Dalı Başkanı Prof. Dr. İftihar Köksal, grip vakalarına asla antibiyotik önermediklerini belirterek, gripte el yıkamanın çok önemli olduğunu söyledi.
Köksal, “Bu devirde grip olunmaması gerektiğini düşünüyorum. Çünkü aşısı var. Grip aşı ile korunabilen hastalık. Özellikle risk grubu dediğimiz kanser, şeker, siroz, kalp, karaciğer hastası olanlar, 65 yaş üstü kişilerin grip aşılarını ücretsiz yaptırmaları mümkün. Bir kere korunalım. Ellerimizi yıkayalım. Hastayken birbirimize saygı gösterelim, fazla sarılıp öpüşmeyelim. El yıkamak çok önemli. Bunları önlem olarak alırsak kolay kolay grip olmayız. Olduğumuzu varsayalım hemen istirahat edelim. Toplumun içinden kendimizi ayıralım, başkalarına mikrobu bulaştırmayalım. Semptomatik denilen tedaviyi alalım. Yani sıvı tedavisi yapalım, bir takım ağrı kesiciler, ateş düşürücüler kullanılabilir. Asla antibiyotik önermiyoruz. Çok ağır geçirilen vakalarda veya risk gruplarında antiviral ilaçları kullanıyoruz. İster virüs olsun ister bakteri olsun bütün mikroorganizmalar kendilerine karşı kullanılan ilaçlara direnç geliştirmek durumundadır. Bunların genetik yapısı böyledir, genetik kodları bunları defansif olmaya iter. Bir tehlikeyle karşılaştıkları zaman hemen yapılarını değiştirerek direnç kazanırlar. Artık antibiyotik gelse de onlara karşı etkisizdir ve hiçbir işe yaramaz” dedi.
"Karadeniz Bölgesi'nde vaka artışı yeni başladı"
Karadeniz Bölgesi'nde vakaların yeni başladığını kaydeden Köksal, “Türkiye’de vakalar daha erken başladı. Bu sene mevsimsel bir farklılık yaşıyoruz. Karadeniz Bölgesi'nde vaka artışı diğer bölgelere göre geç başladı. Şu anda çok vaka gelmeye başladı. Bunların büyük çoğunluğu Influenza A virüsü. Ancak tek etken Influenza A değil, Influenza B, korono dediğimiz virüsler de üst solunum yolu soğuk algınlığı virüsleri olarak hastalık yaptığını görüyoruz. Birçok etken dolaşıyor ancak ağırlık Influenza A’da yani tehlikeli virüs dediğimiz virüsün yaygın olduğunu görüyoruz. Yayılmayı önlemek için önce zinciri kırmak lazım. Zinciri kırmak için de hasta kişilerin toplumdan biraz izole olması gerekiyor. Veya toplum içine çıktıkları zaman mutlaka maske takma lazım. Hapşırırken ellerimize bulaşmamasını önlememiz lazım. Çünkü kapıyı ellerimizle açıyoruz, parayı ellerimizle veriyoruz. Ellerimiz virüsün yayılmasında çok önemli rol oynuyor” diye konuştu.
"Gribi nezle ile karıştırmamak lazım"
Griple nezleyi karıştırmamak gerektiğine dikkat çeken Köksal, “Gribi nezle ile karıştırmamak lazım. Nezlede burun akıntısı, hapşırık, gözlerde akıntı olurken, grip böyle değil. İnfluenza gribinin sebep olduğu gripte şiddetli bir boğaz yanması, yüksek ateş, bazen ishal, bulantı, kusma, iştahsızlık, halsizlik. Bize gelen hastalar bunu aynen şöyle tarif ediyor; kaslarım kemiklerim dayak yemiş gibi ağrıyor. Bu griptir. Enfeksiyon kontrol komitesi olarak hastanede hem salgınları hem antibiyotik direncini hem bu tip viral hastalıkları incelemek, izlemek bizim görevimiz. Tehlikeyi toplumda görüyoruz. Grip vakalarını polikliniklere gelen hasta sayılarındaki artıştan görüyoruz. Acil servislere gelen hasta sayılarından görüyoruz. O zaman biz normal popülasyonu hastanemize gelen ziyaretçilerden ayırt edemeyeceğimiz için lütfen Influenzaları varsa gribal sendromları varsa hastaneye ziyarete gelmesin” dedi.
Haberlerde yapılan yorumlarda Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan yorumlar onaylanmamaktadır.