Hamzaoğlu, 24 Mart Dünya Tüberküloz Günü dolayısıyla yaptığı yazılı açıklamada, dünya nüfusunun yaklaşık üçte birinin verem mikrobu ile enfekte olduğunu ve bu insanların yüzde 10'unun yaşamlarının bir döneminde vereme yakalanacaklarını belirtti. 

     

Her yıl 9 milyon kişinin verem hastalığına yakalandığını ifade eden Hamzaoğlu, şöyle devam etti: 

     

''Verem, dünyada bir tek etkene bağlı ve tedavisinin olmasına rağmen en çok ölüme yol açan hastalıktır. Ülkemizde yılda yaklaşık 16 bin yeni verem hastası ortaya çıkmaktadır. Bu hastaların yüzde 58,6'sı erkek, yüzde 41,4'ü kadındır. Hastaların yaklaşık yüzde 63.2'si akciğer tüberkülozudur. Türkiye'nin 2011 yılı olgularda tedavi başarısı yüzde 91'dir. İlimizde 2012 yılında 205 tüberküloz hastası tespit edilmiş ve tedavi altına alınmıştır.

 

Verem tedavisi görmemiş aktif tüberkülozlu kişilerin, öksürme ve hapşırmasıyla ortama yayılan mikrobun solunum ile alınması sonucu bulaşır. Bulaştırıcılıkta karşılaşma süresi, ortamın genişliği ve havalanması önemlidir. Hastalık, hastanın en çok aile bireylerine ve yakın çalışma arkadaşlarına bulaşmaktadır.'' 

     

Hamzaoğlu, verem hastalığının genel belirtileri arasında halsizlik, iştahsızlık, kilo kaybı, gece terlemesi, öksürük, balgam, öksürükle kan tükürme, göğüs, sırt, yan ağrısı ve nefes darlığı olduğuna dikkati çekerek, şunları kaydetti: 

     

''İki, üç haftadan uzun süren öksürükte veremden şüphelenmek gerekir. Üç haftadan uzun süren öksürüğü olan vatandaşlarımız erken tanı için en yakın sağlık kurumuna başvurmalıdır. İlimizde, tüm aile sağlığı merkezlerinde şüphelilerin ücretsiz muayenesi yapılmakta ve balgam örnekleri alınarak gerekli tetkikler gerçekleştirilmektedir.

 

Verem Savaş Dispanser birimimizde ücretsiz olarak şüpheli bireylerin akciğer grafileri, mikrofilmleri ve balgam tetkikleri yapılmaktadır. Tüberküloz teşhisi konulan hastalarımızın tedavileri ücretsiz olarak sağlık personellerimiz kontrolünde doğrudan gözetimli tedavi ile gerçekleşmektedir.'' 

     

Tüberküloz tedavisinin doktor gözetiminde aksatılmadan planlı bir şekilde yapılması gerektiğini belirten Hamzaoğlu, açıklamasını şöyle tamamladı: 

   

''Düzenli yapılan her tedavi hem başarılı sonuç vermekte hem de tedavi maliyetini düşürmektedir. Tedavinin aksatılması hem hastalığın tedavi süresini çok uzatmakta hem de ciddi maliyetler ortaya çıkarmaktadır. Düzenli yapılmış bir tüberküloz tedavi maliyeti 100-150 lira, zamanında yapılmayan aksatılan bir tüberküloz tedavi maliyeti ise 40-45 bin lirayı bulmaktadır. BCG aşısı, özellikle çocuklarda yaygın ve öldürücü verem hastalığını önlemede çok etkilidir.

 

Tüberkülozla mücadelenin temelini oluşturan BCG aşısı aile sağlığı merkezlerimizde ikinci ayın sonunda ücretsiz olarak yapılmaktadır. Tüm halkımızın gerekli hassasiyeti göstererek bebeklerimizin aşılarını zamanında yaptırmaları, tüberkülozdan şüphelenilen durumlarda hiç zaman kaybetmeden sağlık kuruluşlarımıza başvurmaları toplumsal bir görevdir.''