Kadınlarda idrar kaçırma sorunu
Uzmanlar, yaşam süresinin uzaması, kadınların sosyal yaşamda daha çok rol alması ve beklentilerin artması nedeniyle idrar kaçırmanın gün geçtikçe daha çok önemini arttıran bir sağlık problemi olarak ortaya çıktığını söyledi.
Yayınlanma:
Uzmanlar kadınlarda idrar kaçırma (tutamama) sorunu hakkında bilgi verdi. Uzmanlar, “İdrar tutamama, idrarın istem dışı, kontrolsüz olarak kaçırılmasıdır. Bu durum kadınlarda hijyenik açıdan ve sosyal olarak olumsuz durumlara yol açmaktadır. İdrar kaçırmaya zemin hazırlayan bir takım risk faktörleri olduğu bilinmektedir. Bunlar ileri yaş, doğum, fazla kilolu olmak, kabızlık, sigara tüketimi, kronik hastalıklar, tekrarlayan idrar yolu enfeksiyonları, genetik yatkınlık, geçirilmiş rahim ameliyatları gibi durumlardır. İdrar kaçıran kadınların bu sorunlarını net olarak ifade edememeleri nedeni ile toplumdaki sıklığını bilememekteyiz. Ancak rutin muayenede, doktor sorgusu sırasında hastalar asıl şikayetlerinin yanında böyle bir problemleri de olduğunu ifade etmektedirler” dedi.
Uzmanlar, “Menopoz sonrasındaki hanımların, 1/3'de bu şikayete rastlanmaktadır. Gebe hanımlarında 1/10- 1/8 kısmanda idrar kaçırma yönünde şikayete rastlanmaktadır. Gebe hanımlardaki bu şikayetler genelde doğum sonrası düzelmektedir. Çok az bir kısmı tedaviye ihtiyaç duymaktadır. İdrar kaçırmanın; karın içi basıncını artıran öksürme, gülme, hapşırma, egzersiz yapma, yürüme gibi aktivitelerden sonra olan stres tipi, tuvalet ihtiyacı doğduğunda tuvalete yetişemeden kaçırma şeklinde olan sıkışma tipi veya bunların her ikisinin de olduğu mixt tip, mesanede kapasitenin üzerinde idrar biriktiğinde, idrar yapma zorunluluğu hissetmeden küçük miktarda idrarın kaçırıldığı ve kişinin idrar torbasını boşaltamadığı hissinin uyandığı taşma tarzı idrar kaçırma tipi, son olarak da sfinkter yetersizliğine bağlı olan idrar kaçırma tipleri vardır” diye konuştu.
İdrar tutamama tanısına değinen Uzmanlar, “İdrar tutamama tanısı; hastanın öyküsü, muayene, ürodinamik tetkikler, idrar tetkiki, transvajinal sonografi ve 24 saatlik idrar günlüğü test edilerek konur. Tedavide, konsarvatif tedavi yöntemleri, ilaç tedavisi ve cerrahi tedaviler uygulanmaktadır. Günümüzde, yaşam süresinin uzaması, kadınların sosyal yaşamda daha çok rol alması ve beklentilerin artması nedeni ile idrar kaçırma gün geçtikçe daha çok önemini arttıran bir sağlık problemi olarak karşımıza çıkmaktadır. Bu şikayeti hastaların hekimlerine diğer sağlık problemlerinde olduğu gibi rahatlıkla anlatabilmesi gerekir. Bu toplumun bilinçlenmesi ve hekimlerin bu konuya önem vermesi ile aşılacak bir sorundur” şeklinde konuştu.
Uzmanlar, “Menopoz sonrasındaki hanımların, 1/3'de bu şikayete rastlanmaktadır. Gebe hanımlarında 1/10- 1/8 kısmanda idrar kaçırma yönünde şikayete rastlanmaktadır. Gebe hanımlardaki bu şikayetler genelde doğum sonrası düzelmektedir. Çok az bir kısmı tedaviye ihtiyaç duymaktadır. İdrar kaçırmanın; karın içi basıncını artıran öksürme, gülme, hapşırma, egzersiz yapma, yürüme gibi aktivitelerden sonra olan stres tipi, tuvalet ihtiyacı doğduğunda tuvalete yetişemeden kaçırma şeklinde olan sıkışma tipi veya bunların her ikisinin de olduğu mixt tip, mesanede kapasitenin üzerinde idrar biriktiğinde, idrar yapma zorunluluğu hissetmeden küçük miktarda idrarın kaçırıldığı ve kişinin idrar torbasını boşaltamadığı hissinin uyandığı taşma tarzı idrar kaçırma tipi, son olarak da sfinkter yetersizliğine bağlı olan idrar kaçırma tipleri vardır” diye konuştu.
İdrar tutamama tanısına değinen Uzmanlar, “İdrar tutamama tanısı; hastanın öyküsü, muayene, ürodinamik tetkikler, idrar tetkiki, transvajinal sonografi ve 24 saatlik idrar günlüğü test edilerek konur. Tedavide, konsarvatif tedavi yöntemleri, ilaç tedavisi ve cerrahi tedaviler uygulanmaktadır. Günümüzde, yaşam süresinin uzaması, kadınların sosyal yaşamda daha çok rol alması ve beklentilerin artması nedeni ile idrar kaçırma gün geçtikçe daha çok önemini arttıran bir sağlık problemi olarak karşımıza çıkmaktadır. Bu şikayeti hastaların hekimlerine diğer sağlık problemlerinde olduğu gibi rahatlıkla anlatabilmesi gerekir. Bu toplumun bilinçlenmesi ve hekimlerin bu konuya önem vermesi ile aşılacak bir sorundur” şeklinde konuştu.
Haberlerde yapılan yorumlarda Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan yorumlar onaylanmamaktadır.