Sigara: Ülkemizde ve dünyada tüm kalp krizlerinin %20’sinden tek başına sigara sorumludur. Tek bir sigara içilmesinin ardından kalp atım sayısının ve tansiyonun yükseldiği ve içerdiği karbonmonoksit gazının kandaki oksijen taşınmasını azalttığı bilinmektedir. Uzun vadede ise sigara içimi kandaki kötü kolesterol (LDL) düzeyini arttırıp, iyi kolesterol (HDL) düzeyini azaltmakta damar sertliği (ateroskleroz) gelişimine katkıda bulunmaktadır. Aynı zamanda kanın pıhtılaşmaya eğilimi artırarak kalbi besleyen koroner damarlarda ani tıkanma ve kalp krizine yol açtığı bilinmektedir.

Alkol: Az miktarda alkol tüketiminin kalp-damar hastalığı açısından faydalı olabileceğine dair çeşitli yayınlar olmasına rağmen bu miktarlarda kişisel farklılıklar bulunduğu unutulmamalıdır. Günde 1 kadeh hafif alkollü içeçekten ya da haftada 2’den fazla ağır akollü içeçek tüketiminin kalp sağlığına zarar verdiği ise kesindir. Uzun vadede kronik alkol tüketiminin hipertansiyon, kalp ritm bozukluğu ve kalp kaslarında zayıflama ile seyreden kalp yetersizliğine yol açtığı bilinmektedir.  

Uyuşturucu madde bağımlılığı: Özellikle gençlerde kalp krizi ve ani ölümün en önde gelen nedenlerindendir. Madde bağımlılığı sıklığının toplumda artması ve kullanım yaşının giderek küçülmesi toplumsal bir risk faktörüdür. Koroner kalp hastalığı açısından hiç bir risk faktörü olmayan bir bireyde dahi uyuşturucu madde alımını takiben dakikalar içinde koroner damarların daralması (spazm) ya da pıhtı ile tıkanarak kalp krizi gelişebileceği bilinmektedir.