Karadeniz'de ilk böbrek nakli!
Karadeniz Teknik Üniversitesi (KTÜ) Farabi Hastanesi bünyesindeki böbrek nakli merkezi, Doğu Karadeniz'de bir ilke imza atarak sağlıklı kişilerden alacağı böbrekleri 2 diyaliz hastasına nakledecek. Geçen yıl 8 Ekimde Sağlık Bakanlığından böbrek nakli merk
Karadeniz Teknik Üniversitesi (KTÜ) Farabi Hastanesi bünyesindeki böbrek nakli merkezi, Doğu Karadeniz'de bir ilke imza atarak sağlıklı kişilerden alacağı böbrekleri 2 diyaliz hastasına nakledecek.
Geçen yıl 8 Ekimde Sağlık Bakanlığından böbrek nakli merkezinin ruhsatını alan Farabi Hastanesi, bu yılın Mart ayında yine bir ilki gerçekleştirerek aynı merkezde kadavradan diyaliz hastasına böbrek nakli gerçekleştirmişti.
Her türlü teknik donanıma sahip olan merkez, 'canlıdan canlıya' gerçekleştirilecek olan nakillerle birlikte Doğu Karadeniz'deki Trabzon, Giresun, Rize, Artvin, Gümüşhane ve Bayburt'taki böbrek bekleyen hastalara rutin nakil hizmeti verebilecek.
KTÜ Farabi Hastanesi Organ Nakli Koordinatörü Doç. Dr. Murat Topbaş, AA muhabirine yaptığı açıklamada, yaklaşık 3 yıldır organ naklini Doğu Karadeniz'de gerçekleştirebilmek amacıyla oldukça yoğun çaba gösterdiklerini belirterek, ''Bunun neticesinde mart ayı sonunda kadavradan ilk böbrek naklimizi gerçekleştirmiştik'' dedi.
Araya yaz tatilinin girmesiyle nakil ekibinin izne ayrıldığını, yeni dönemle birlikte izinden dönen ekibin bir araya geldiğini ifade eden Topbaş, ''Bu işlem o kadar hassas ki bir eleman dahi olmazsa nakil gerçekleşemiyor. Artık ekip hazır. Bugün, sağlıklı 2 kişiden alacağımız böbrekleri, diyaliz hastası olan 2 vatandaşımıza naklederek bir ilki gerçekleştireceğiz'' diye konuştu.
İlk olması nedeniyle nakil sırasında işbirliği içerisinde oldukları Akdeniz Üniversitesi organ nakli merkezinden 2 genel cerrahın da ekiplerine eşlik edeceğini anlatan Topbaş, şöyle devam etti:
''Bölgemizde geç kalmış ilkleri yaşamanın mutluluğuyla umarız bugün hastalarımızı sağlıklarına kavuşturmanın mutluluğunu yaşarız. Alıcı ve verici olan vatandaşlarımızın genel durumlarını ince eleyip sık dokuduk. Sağlık durumları nakile elverişli. Bu nakillerle birlikte artık Doğu Karadeniz'deki hastaların boşu boşuna Ankara'daki, İstanbul'daki, Antalya'daki, başka şehir ve ülkelerdeki nakil merkezlerine gitmesine gerek kalmayacağını göstermiş olacağız.''
Topbaş, 3 yıllık çalışma süreleri içerisinde hem teknolojik altyapı hem donanım hem de bilgi birikimi açısından kendilerini çok geliştirdiklerini dile getirerek, ''Ekipmanından tutun hemşiresinden profesörüne kadar, cerrahından nefroloğuna kadar herkes kendisini çok iyi yetiştirdi ve bunun neticesinde de nakillere başlayacağız'' dedi.
-SOSYAL VE EKONOMİK SIKINTILAR ORTADAN KALKACAK-
Nakil bekleyen insanların, bölgelerinde böbrek nakli yapılamaması nedeniyle hem sosyal hem de ekonomik boyutta büyük sıkıntılar çektiğini vurgulayan Topbaş, şunları söyledi:
''Nakile hazırlık aşamasından ameliyata, ameliyat sonrası takibe kadar insanların 6 ay ile 1 yıl arasında nakil olunan yerde yaşamaları gerekiyor. Artık Doğu Karadeniz'de yaşayan insanlar için böyle bir durum olmayacak. Evleri burada, merkeze çok daha rahat ulaşabilecekleri yakınlıktalar. Bu sistemi öğrenebilmek için Antalya'daki eğitimim sırasında Trabzon'dan, Rize'den vakalarımız oldu. İnsanlar orada hazırlık aşamasında 3, nakilden sonra da 3 olmak üzere 6 ay bütün iş ve güçlerini bırakıp otellerde, ev kiralayarak yaşamak zorunda kalıyorlar. Artık böyle bir zorunluluk yaşanmayacak.''
Türkiye genelinde 50 bin civarında diyaliz hastası olduğunu, bunların bin 200'e yakınının Doğu Karadeniz bölgesinde bulunduğunu ifade eden Topbaş, organ nakli konusundaki toplumsal duyarlılığın artmasıyla bu sayıları azaltmayı istediklerini belirtti.
-''ORGAN BAĞIŞININ ÖNEMİ''-
Organ naklinin önemine değinen Topbaş, böbrek nakli yapılan bir hastanın duygularını şöyle anlattı:
''Hastamıza nakilden sonra 'bol bol su iç' dedik. Çünkü bu hastalar su içemiyor. 'Artık su içebilirsin' dediğimizde o gün o kadar su içmiş ki sürekli tuvalete kalktı. Biz 'çok su içtin' deyince de 'ben yıllardır idrar yapmadım, bırakın bunun keyfini çıkarayım' dedi. Ağızdan yemek yiyecek duruma geldiğinde yemek istediği şey balıktı.
Düşünsenize, Karadeniz'de yıllardır yemek istediği şey balık. Çünkü balığın içerisindeki bazı maddeler diyaliz hastalarında sıkıntı yaratıyordu. Merkezde yattığı sürece her öğünde abartısız balık yemeye çalıştı. O kadar özlemiş. Yani organ bağışıyla insana idrar yapma özgürlüğünü, yemek yeme özgürlüğünü tanıyabiliyorsunuz. Başka söze gerek yok.''
Doç. Dr. Topbaş, böbrek nakli merkezlerine kayıt olmanın diyaliz hastaları için bir zorunluluk olduğunu anımsatarak, şunları kaydetti:
''Bizim bölgemizde oldukça fazla nakil bekleyen hasta var. Kaybettiğimiz hastalar oluyor ancak yenileri de ekleniyor. Ülkemizde iki hastalık artış gösteriyor, biri hipertansiyon, diğeri de şeker hastalığı. Bunların sıklığı arttıkça son hali de böbrek yetmezliği oluyor. İşte bu artış, nakil hizmetinin oluşturulma gerekçelerinden biri. Şu anda bizde 60'a yakın kayıt var. Bazı merkezlerde 2 bin civarında kadavradan nakil bekleyen hasta var. Bu açıdan bakarsanız bize kayıt olan hastaların nakile hazırlanmaları daha çabuk olacaktır. Beyin ölümleri oldukça bu bölgede nakilleri gerçekleştirebilir durumdayız. Merkezimize Doğu Karadeniz bölgemizdeki 6 ilimizden hastaların başvurması, böbrek nakli şanslarını artıracaktır.''