Karadenizli organ Bağışına soğuk!
Doğu Karadeniz Bölgesi’nde kadavradan organ bağışı konusunda en önemli unsurların başında gelen beyin ölümü sayısının artmasına rağmen bu durum organ nakillerine yansımadı. Bölgede son 4 yılda 590 beyin ölümü bildirimi yapılırken, bunlardan ancak 128’ine
Yayınlanma:
Doğu Karadeniz Bölgesi’nde kadavradan organ bağışı konusunda en önemli unsurların başında gelen beyin ölümü sayısının artmasına rağmen bu durum organ nakillerine yansımadı. Bölgede son 4 yılda 590 beyin ölümü bildirimi yapılırken, bunlardan ancak 128’ine organ nakline aile izni verilirken, 462 beyin ölümüne aile izni çıkmadı.
Doğu Karadeniz Bölgesi'nde Samsun Organ ve Doku Nakli Bölge Koordinasyon Merkezi’ne bağlı Samsun, Trabzon, Amasya, Giresun, Ordu, Rize ve Tokat illerinde faaliyet gösteren kamu ve özel sağlık kuruluşlarının organ bağışı ve nakli konusundaki gayretli çalışmalarına rağmen beyin ölümü konusunda istenilen sonuçlar alınamıyor.
5 KADAVRADAN 1’İNİN ORGANLARI BAĞIŞLANDI
Samsun Organ ve Doku Nakli Bölge Koordinasyon Merkezi kayıtlarına göre, 2012 yılında bölgedeki hastanelerde 153 beyin ölümü tespit edilmesine rağmen ancak 28’den organ bağışı yapılması konusunda aile izni çıkarken. 125 beyin ölümünden organ bağışı yapılmasına aile izni çıkmadı.
2013 yılında ise 176 beyin ölümü gerçekleşirken, 41’ine aile izni verildi. 135 beyin ölümü tespit edilen kadavradan organ nakli izin aile izni alınamadı. 2014 yılında ise 195 beyin ölümüne karşılık 43 aileden izin çıkarken, 152 aile organ bağışına yanaşmadı. 2015 yılında 66 beyin ölümünün tespit edildiği bölgede 16 aile organ bağışına ‘evet’ derken, 50 aile bağış yapılmasına izin vermedi.
BİN 386 KİŞİ ORGAN BAĞIŞINDAN YOKSUN KALDI
Bu durumda 2012-2015 yılları arasında bölgedeki sağlık kuruluşlarında toplam 590 beyin ölümü tespit edilirken, 128’inin ailesi organ bağışına izin verirken 462 aile organ bağışına yanaşmadı. Beyin ölümü tespitine karşılık organ bağış oranı yüzde 21.9’da kaldı. Bir başka deyişle, 5 kadavradan 1’inin organları bağışlandı. Yapılan tespitlere göre organ bağışına izin verilen 128 kadavradan alınan organlarla 384 kişi yaşama tutundu. Organ bağışı yapılmayan 462 kadavradan organ bağışına izin verilseydi Bin 386 kişi daha hayata tutunmuş olacaktı.
AİLELER ORGAN BAĞIŞINA YANAŞMADI
Organ ve Doku Nakli Samsun Bölge Koordinasyon Merkezi (BKM) Koordinatörü Dr. Mehmet Kazak, beyin ölümü tespit ve bildirimlerinin artmasına rağmen bunun organ bağışına yansımadığını belirtti. Beyin ölümü tespiti yapılan kişinin sağlığında organlarını bağışlasa bile aile izni olmadan organlarının nakil edilemeyeceğini dile getiren Dr. Kazak, “Organ bağışları aile arasındaki anlaşmazlıklar, donör görünüşünün ve vücut bütünlüğünün bozulacağı endişesi, dini, kültürel ve sosyal nedenler, ölümü kabullenmeme ve beyin ölümünü anlamama nedenlerinden dolayı reddediliyor” dedi.
“ORGAN BAĞIŞINI VASİYET EDİN”
Memorial Şişli Hastanesi Organ Nakli Merkezi Onursal Başkanı Prof.Dr. Münci Kalayoğlu da, beyin ölümüne rağmen aile izni olmadan organ nakli yapılamadığına dikkat çekti. Prof. Dr. Kalayoğlu, “Üstünüzden organ bağış kartı çıksa bile aileniz izin vermezse nakil yapılamaz.En doğrusu hayattayken ailenize organlarımı bağışlayın diye vasiyet etmektir. Yakınlarınıza vasiyet edeceksiniz. Eşinize, kardeşinize, annenize, babanıza, çocuğunuza diyeceksiniz ki, ’Ben ölürsem, eğer beyin ölümüm olursa organlarımı bağışlayın.’ En güzeli bu. Çünkü bizim kanunlarımıza göre, siz ne yaparsanız yapın, noterden tasdikli ‘organlarımı bağışlıyorum’ diye kağıt da imzalasanız, biz sizin ailenizin onayı olmadan organlarınızı alamayız” diye konuştu.
Prof. Dr. Kalayoğlu, şöyle konuştu: “Bizim ülkemizde maalesef yeterince organ bağışı yok. Niye yok? Çünkü böyle bir olay olduğunda, beyin ölümü olduğunda siz daha evvel beyin ölümü kavramını duymamışsınız. Daima aklınızda bir ‘Acaba?’ var. ‘Acaba beyin ölümü gerçek ölüm mü?’, ‘Acaba organlarım ben ölmeden alınır mı?’ gibi. Ailenizle, kocanızla, annenizle, babanızla, arkadaşlarınızla, evladınızla bunları konuşmamışsınız. Çünkü organ transplantasyonu sizin evinize, sofranıza hiç gelmemiş, konuşulmamış şimdiye kadar. Ta ki başınıza bir böbrek hastalığı gelmiş, ta ki bir büyüğünüz kalp hastalığından ölmüş, ‘acaba organ nakli olsaydı kurtulur muydu?’ diye konuşmuşsunuz. Sizin en sevdiğiniz kişi aniden ölmüş, siz orada onun acısını düşünüyorsunuz, birisi de gelip diyor ki size, ’organ bağışı için bize izin verir misiniz?’ Daha önce hiç böyle bir şey düşünmediniz ki. Tepkiniz ne olur? ‘Hadi canım sen de, ben şimdi bu halde, bu acıyla onu düşünecek durumda mıyım?’ Bu yüzden öncesinde mutlaka konuşmalı, tartışmalısınız.”
Haberlerde yapılan yorumlarda Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan yorumlar onaylanmamaktadır.