Koronavirüsü atlatanları bekleyen gizli tehlike

Koronavirüs gözden beyne giden sinirlerde kalıcı hasara yol açıyor

Koronavirüsü atlatanları bekleyen gizli tehlike

Prof. Dr. Yıldırım Ahmet Bayazıt ve ekibinin, koronavirüsü atlatmış, yaşları 11 ve 32 arasında değişen kişiler üzerinde yaptığı araştırma büyük ses getirdi. Araştırma, koronavirüsün gözden beyne giden sinirlerde kalıcı hasara yol açabildiğini ispatladı.

Türk bilim adamı, ekibiyle birlikte koronavirüsün vücutta oluşturduğu tahribata ilişkin büyük bir keşfe imza attı. Özel bir hastanede görev yapan Prof. Dr. Yıldırım Ahmet Bayazıt liderliğindeki altı kişilik ekibin araştırmasına göre; koronavirüs gözden beyne giden sinirlerde kalıcı hasara neden olabiliyor. Bu durum ise halk arasında "astronot hastalığı" olarak bilinen, hastaların kendisini boşlukta ya da uzaydaymış gibi hissettiren "Dizziness hastalığı"na yol açıyor. Araştırma, koronayı atlatmış, yaşları 11 ve 32 arasında değişen 37 kişi üzerinde yapıldı. Uluslararası literatürde ise delile dayalı böyle bir çalışma bulunmuyor. Bu eksiklik giderildi.

SESSİZ PROBLEMLERİN VARLIĞINI GÜN YÜZÜNE ÇIKARIYOR
Hastalığı hafif semptomlarla geçiren hastaların, PCR testi negatif çıktıktan sonraki 114 gün boyunca incelendiğini söyleyen Prof. Dr. Yıldırım Ahmet Bayazıt "Teşhis metotlarından biri; MR ve ultrason gibi görüntüleme cihazlarıyla dahi tespit edilemeyen sessiz problemlerin varlığını gün yüzüne çıkaran elektofizyolojik bir ölçümleme. Uluslararası alanda kullanılan bu teknikle pusuda yatan problemleri %100 tespit edebiliyoruz. Araştırmamızda iyileşen hastaların çoğunda Dizziness hastalığını belirledik. Vücuttan gelen koordinasyonların iyi yapılmaması sonucu kişilerde dengesizlik oluşturuyor. Sebebini araştırdık. Gözden beyne görüntü gönderen sinirlerde kalıcı hasar görüntüledik. Görüntüler, hatalı kodlarla iletiliyor ve baş dönmesi ile dengesizlik baş gösteriyor" bilgisini verdi.

DİK DURMAYI ZORLAŞTIRIYOR
Hastaların kulak ve göz bağlantıları arasında problemler olduğunu, genç hastaların hemen durumu fark edemediğini de belirten Prof. Dr. Bayazıt, şunları kaydetti: Telafi mekanizmaları devreye giriyor; ama problem orada duruyor. Saatli bomba gibi. Bilinen bir tedavisi de ilacı da yok. Hastalık ortaya çıktıktan sonra sadece rehabilitasyonla geçici konfor sağlanıyor. Hastalık, yıllarca sessiz kalabilse de mutlaka patlıyor. Bu da bize şunu gösteriyor: Korona, kalıcı ya da uzamış nörolojik bir duruma sebep oluyor. İlerde muhtemelen yaşa bağlı ve hastalıklarla birlikte telafi mekanizmaları da devre dışı kalacak. Burada en büyük denge problemi ayakta durmada bozukluk çekmek, ayakta dik duramamak. Bu kişilerde yalpalanma olacak. Koronadan iyileşen gençlerde durum böyle iken virüsü daha ağır geçirenler ile yaşlılarda denge probleminin daha dramatik olmasını bekliyoruz. Özetle koronavirüs hastaları, muhtemelen hayatlarının sonraki yıllarında denge problemleri yaşayacak. Denge bulgularıyla koku ve tat kayıpları arasında ilişki bulunmadı. Denge bozukluğunun enfeksiyon etkisi olduğu tespit edildi.

SON DERECE AGRESİFLER
"Araştırmada bir bulguya daha ulaşıldı. Koronavirüs yüz felcine neden olan 'Herpes Simplex 1' virüsüyle benzer bir saldırı mekanizmasına sahip ve benzer bölgelerde hasara yol açıyor. Ancak Covid çok daha agresif ve saldırdığı bölgede oluşturduğu hasar çok daha büyük. İki tip sinir var. İlki motor sinirler. Mesela Herpes Simplex 1 buraya saldırdığında yüz felcine yol açıyor. Ancak bu tahribatın tedavisi var. Covid'in saldırdığı bölge; hissi sinirler. Bu bölüm dengeyi, koku almayı, tat almayı kontrol ediyor. Bu hasarın onarılması çok çok düşük bir ihtimal. Koronayı atlatanların büyük bölümü koku ve tat almayı bir süre sonra geri kazanıyor, Covid sinir ucuna yerleşip hasar vermiştir; ama zamanla düzelecektir. Kaybı gelmeyenlerde virüs sinirin ana gövdesine yerleşerek hasar bıraktığından dönüşü, beklenenden çok daha uzun zaman alabilir. Sinirlere hasar veren 200'ün üzerinde virüs var; ancak koronavirüs bilinenlerden çok daha agresif.

Türkiye Gazetesi

HABERE YORUM KAT
Haberlerde yapılan yorumlarda Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan yorumlar onaylanmamaktadır.
1 Yorum
Önceki ve Sonraki Haberler