KTÜ Tıp Fakültesi'nden AİDS uyarısı
Karadeniz Teknik Üniversitesi (KTÜ) Tıp Fakültesi Enfeksiyon Hastalıkları ve Klinik Mikrobiyoloji Anabilim Dalı Başkanı Prof. Dr. İftihar Köksal, AIDS hastalığının ülkemiz için ciddi bir sorun olduğunu belirterek hastalığın giderek genç yaşlarda daha fazla artışa geçtiğini söyledi.
Yayınlanma:
Denetimsiz ve dikkatsiz ve cinsel yaşamın AIDS hastalığının artmasına yol açtığını kaydeden Köksal, “Dünyanın bir çok gelişmiş ülkesinde artık AIDS hastalığı ve insan immün yetmezlik virüsüyle bulaşba oranları giderek azalıyor. Ancak ülkemizinde içinde olduğu Doğu Avrupa’da, Orta Doğuda Asya’da ve Afrika’da maalesef bu henüz başarılamadı. Ülkemizde de vakalar maalesef artış trendinde ve daha genç yaşlara doğru sirayet ediyor. AIDS hastalığı ülkemiz için ciddi bir sorundur ve giderek genç yaşların daha fazla artışa geçtiğini görüyoruz” dedi.
” Türkiye’de özellikle damar içi uyuşturucu kullanımı önceki yıllara göre büyük bir artış göstermesi buda hem Hepatitler açısından hem de AIDS açısından büyük bir risk oluşturmakta” diyen Köksal, “Hastalığın bir çok sebebi var. Bir kere sağlıklı cinsel yaşam diyoruz. Bu çok çok önemli bunun sağlanması gerçekten hastanın korunması bakımından çok önemli. Çünkü bugün hastalık sadece cinsel yolla bulaşıyor. Kan ve kan ürünleriyle, anneden bebeğe bulaş o kadar nadir ki artık çünkü bütün kan ürünlerinde çok hassas testlerle tarama yapılıyor. Bizim kontrol altına alamadığımız iki yol var. Bunlardan birisi cinsel yolla bulaşlar, bir de uyuşturucu kullanımı. Ortak enjektör kullanımı. Maalesef uyuşturucu kullanımının da bulaştırdığı hastalıklar sebebiyle çok arttığını görüyoruz. Özellikle damar içi uyuşturucu kullanımı önceki yıllara göre Türkiye’de büyük bir artış göstermesi buda hem Hepatitler açısından hem de AIDS açısından büyük bir risk oluşturmakta” şeklinde konuştu.
Eşcinselliğin artması büyük tehlike
Denetimsiz ve dikkatsiz cinsel yaşamın hastalığın artmasına neden olduğunu belirten Köksal, “AIDS hastalığına tanı koymak, tedavisi evet mümkün. Ancak dikkatimizi çeken bir diğer faktör özellikle eşcinselliğin biraz daha artış göstermesi ortaya çıkması. Bu grup da maalesef bizim indeks vaka dediğimiz bir ortak vakada diğer kişileri bulaştırabilmekteler. Denetimsiz, dikkatsiz ve cinsel yaşam maalesef AIDS hastalığının artmasına yol açmakta. Ülkemizdeki epidemiyoloji verilere baktığımız zaman erkeklerin vakalar bakımından açık ara önde olduğunu görüyoruz . Evli çiftlere bulaş genellikle eşi aracılığı ile olmakta. Masum bir şekilde eşine de hastalığı bulaştırabilmekte. Maalesef bizim gebeliğinde teşhis koyduğumuz vakalar var. Bu bebek sağlığı anne sağlığı açısından da son derece önemli. Bunun dışındaki vakalara baktığımız zaman denetimsiz ve güvensiz cinsel ilişki ile hastalığın bulaştığını görüyoruz. Yaş olarak giderek genç yaşlara doğru kayması bu hem damar içi uyuşturucu kullanımını hem de denetimsiz ve güvensiz cinsel ilişki ile bağdaştırılabilir” ifadelerini kullandı.
Hastalıkta çok büyük artış var
Hastalığın eskiye oranla yüzde yüzün üzerinde arttığını bölgede ise 150 kadar vaka bulunduğuna dikkat çeken Köksal, “Eskiye göre yüzde yüzden daha fazla fark var. Buz dağının üstünü görebiliyoruz. Bilinmedik vakaların sayısı da çok fazla. Çok büyük artış var. Ölüm oranı giderek azalıyor. Bunu sebebi de ilaçların çok iyi olması ve erken teşhisin mümkün olması. Bu nedenle eskiden gördüğümüz kadar ölüm vakalarına rastlamıyoruz. Ancak geç kalmış vakalarda işimiz gerçekten çok zor. Bazen hiç farkında olmuyor çok ağır bir son dönemde artık bağışıklılık sistemi tamamen çökmüş olarak gelen vakalar var. Bunlar tabi ki ölümle sonuçlanabiliyor. Bölge olarak 150 civarında vakamız var” diye konuştu.
” Türkiye’de özellikle damar içi uyuşturucu kullanımı önceki yıllara göre büyük bir artış göstermesi buda hem Hepatitler açısından hem de AIDS açısından büyük bir risk oluşturmakta” diyen Köksal, “Hastalığın bir çok sebebi var. Bir kere sağlıklı cinsel yaşam diyoruz. Bu çok çok önemli bunun sağlanması gerçekten hastanın korunması bakımından çok önemli. Çünkü bugün hastalık sadece cinsel yolla bulaşıyor. Kan ve kan ürünleriyle, anneden bebeğe bulaş o kadar nadir ki artık çünkü bütün kan ürünlerinde çok hassas testlerle tarama yapılıyor. Bizim kontrol altına alamadığımız iki yol var. Bunlardan birisi cinsel yolla bulaşlar, bir de uyuşturucu kullanımı. Ortak enjektör kullanımı. Maalesef uyuşturucu kullanımının da bulaştırdığı hastalıklar sebebiyle çok arttığını görüyoruz. Özellikle damar içi uyuşturucu kullanımı önceki yıllara göre Türkiye’de büyük bir artış göstermesi buda hem Hepatitler açısından hem de AIDS açısından büyük bir risk oluşturmakta” şeklinde konuştu.
Eşcinselliğin artması büyük tehlike
Denetimsiz ve dikkatsiz cinsel yaşamın hastalığın artmasına neden olduğunu belirten Köksal, “AIDS hastalığına tanı koymak, tedavisi evet mümkün. Ancak dikkatimizi çeken bir diğer faktör özellikle eşcinselliğin biraz daha artış göstermesi ortaya çıkması. Bu grup da maalesef bizim indeks vaka dediğimiz bir ortak vakada diğer kişileri bulaştırabilmekteler. Denetimsiz, dikkatsiz ve cinsel yaşam maalesef AIDS hastalığının artmasına yol açmakta. Ülkemizdeki epidemiyoloji verilere baktığımız zaman erkeklerin vakalar bakımından açık ara önde olduğunu görüyoruz . Evli çiftlere bulaş genellikle eşi aracılığı ile olmakta. Masum bir şekilde eşine de hastalığı bulaştırabilmekte. Maalesef bizim gebeliğinde teşhis koyduğumuz vakalar var. Bu bebek sağlığı anne sağlığı açısından da son derece önemli. Bunun dışındaki vakalara baktığımız zaman denetimsiz ve güvensiz cinsel ilişki ile hastalığın bulaştığını görüyoruz. Yaş olarak giderek genç yaşlara doğru kayması bu hem damar içi uyuşturucu kullanımını hem de denetimsiz ve güvensiz cinsel ilişki ile bağdaştırılabilir” ifadelerini kullandı.
Hastalıkta çok büyük artış var
Hastalığın eskiye oranla yüzde yüzün üzerinde arttığını bölgede ise 150 kadar vaka bulunduğuna dikkat çeken Köksal, “Eskiye göre yüzde yüzden daha fazla fark var. Buz dağının üstünü görebiliyoruz. Bilinmedik vakaların sayısı da çok fazla. Çok büyük artış var. Ölüm oranı giderek azalıyor. Bunu sebebi de ilaçların çok iyi olması ve erken teşhisin mümkün olması. Bu nedenle eskiden gördüğümüz kadar ölüm vakalarına rastlamıyoruz. Ancak geç kalmış vakalarda işimiz gerçekten çok zor. Bazen hiç farkında olmuyor çok ağır bir son dönemde artık bağışıklılık sistemi tamamen çökmüş olarak gelen vakalar var. Bunlar tabi ki ölümle sonuçlanabiliyor. Bölge olarak 150 civarında vakamız var” diye konuştu.
Haberlerde yapılan yorumlarda Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan yorumlar onaylanmamaktadır.