KTÜ'lü Prof. Dr. Selçuk Kaya uyardı! "Vaka sayılarında belirgin artışlar yaşadık"
KTÜ Tıp Fakültesi Enfeksiyon Hastalıkları ve Klinik Mikrobiyoloji Anabilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Selçuk Kaya, “Omicron diğer varyantlara göre oldukça hızlı yayılım özelliği gösteren bir mikrop; bunu biliyoruz bununla paralel olarak zaten vaka sayılarında belirgin artışlar yaşadık” dedi.
Güney Afrika’da ortaya çıkan yeni Korona virüs varyantı Omicron’un, hızlı bir yayılım özelliği gösterdiğinden özellikle yoğun bakım ünitelerinde ciddi doluluk oranı yaşandığı belirtildi.
KTÜ Tıp Fakültesi Enfeksiyon Hastalıkları ve Klinik Mikrobiyoloji Anabilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Selçuk Kaya, korona virüs varyantı Omicron’un daha çok 65 yaş üzeri kişiler ve kanser, kronik akciğer, kalp, böbrek hastalığı gibi sorunları olan hastaları ciddi şekilde tehdit ettiğine dikkat çekerek uyarılarda bulundu.
Kaya, ailede bir kişide pozitif olması yakın temaslıları açısından risk oluşturduğunu kaydederek, “Bu tabii ki mutlaka birlikte yaşadığımız insanlara mikrobun bulaştırılacağı anlamına gelmez" dedi.
Omicron’un diğer varyantlara göre oldukça hızlı yayılım özelliği gösteren bir mikrop olduğunu kaydeden Kaya, “Omicron, diğer varyantlara göre oldukça hızlı yayılım özelliği gösteren bir mikrop. Bunu biliyoruz, bunla paralel olarak zaten vaka sayılarında belirgin artışlar yaşadık. Bugün hala servisler, özellikle yoğun bakımlar dahil olmak üzere ciddi doluluk oranıyla seyrediyor. Tabi ki hedef kitlesi biraz daha yaşlı grup, yandaş hastalığı olan bireyler oldu. Daha çok servislerde yoğun bakımlarda yatan hastalara baktığımız zaman 60-65 yaş üzeri hastalar, ya da altta yatan kanser, kronik akciğer, kalp, böbrek hastalığı gibi sorunları olan hastalardan oluştuğunu görüyoruz. Tabi ki istenmedik sonuçlar ölümcül gidişler zaman zaman hala görüyoruz karşımıza çıkıyor. Dikkati yine elden bırakmamız gerektiğini bize her zaman düşündürüyor” şeklinde konuştu.
“Bir kişide pozitif olması yakın temaslıları açısından elbette risk oluşturur”
Ailede bir kişinin testi pozitif çıkması diğer kişiler için risk oluşturduğunu belirten Kaya, “Bir kişide pozitif olması yakın temaslıları açısından elbette ki risk oluşturur. Mutlaka maske, sosyal mesafe gibi kurallara yine dikkat etmemiz gerekiyor. Bu mutlaka birlikte yaşadığımız insanlara mikrobun bulaştırılacağı anlamına gelmez tabi ki. Orada bireysel genetik faktörler, temasın süresi sıklığı gibi faktörler bulaştırıcılığı belirleyen faktörlerdir. Dikkatli olmak gerekir ki belli; zaten karantina, izolasyon süreleri gibi belli kriterler var. Sağlık Bakanlığımız da zaten deklare ettiği yayınladığı izolasyon kurallara var, bunları güncel olarak uygulamamız bilmemiz gerekiyor” diye konuştu.
"Üst solunum yolu enfeksiyonu semptomlarıyla karşılaşıyoruz"
Omicron’un bulguları ile ilgili daha çok üst solunum yolu enfeksiyonu semptomlarıyla karşılaştıklarını ifade eden Kaya, “İlk Omicron vakalarını ülkemizde görmeye başladığımızda daha çok üst solunum yolu enfeksiyonu semptomlarıyla gitmekteydi. Şu an karşımıza çıkan vakalarda yine bunları görüyorum. Yatan hastalar boyutunda biraz daha ciddiyetle giden vakalar olduğu için bunlar akciğer ve solunum semptomları bulguları diğer varyantlarda olduğu gibi karşımıza çıkıyor. Özellikle ileri yaş ve altta yatan kronik hastalığı olan bireylerde akciğer tutulumu ve solunum semptomlarını ağırlıklı görüyoruz. Pandeminin ilk başladığı günlerden bu günlere her zaman sağlık otoritesi de bizler de mutlaka aşılanmanın korumada en önemli en hayati yaklaşım olduğuna vurgu yaptık. Bugün geldiğimiz nokta da aynı şeyi söylüyoruz” ifadelerini kullandı.
"Maskeyi şu an hayatımızdan çıkartamayız"
Maske kullanımının önemine işaret eden Kaya, maskenin sadece Covid için değil, diğer bir çok solunum yoluyla, temasla bulaşabilecek viral hastalıklar başta olmak üzere bir çok hastalığın geçişini yaygınlaşmasını salgınların da önüne geçeceğini ifade ederek, “Koruyucu yaklaşımların tedbirlerin bir arada uygulandığı zaman en ideal noktaya ulaşabileceğini ,çözüme doğru yol alabileceğini düşünüyordum. Şu geldiğimiz noktada; yine aynı şeyi düşünmekteyim. Bazı toplumlarda maske kullanma artık alışkanlık halinde. Örneğin, Uzakdoğu toplumları yıllar öncesinden beri sosyal yaşam alanlarında da maskeyi uzun zamandan beri kullanmakta. Bu sadece Covid için değil, diğer bir çok solunum yoluyla, temasla bulaşabilecek viral hastalıklar başta olmak üzere bir çok hastalığın geçişini kişiden kişiye ve yaygınlaşmasını salgınların da önüne geçen bir yaklaşım. Dolayısıyla bu tedbirleri bence kesinlikle elden bırakmamız lazım. Tabii ki virüsün bir takım kendi seyrine bağlı dalgalanmalar bugüne kadar yaşadık. Bu işin önünü almak istiyorsak bu ciddi gidişin vakaların önünü almak istiyorsak aşılanmayla beraber mutlaka bu tedbirlere dikkati elden bırakmamak gerekir diye düşünüyorum” dedi.