KTÜ'lü profesör uyardı! Uzamış Covid Sendromu
Covid-19 hastalığını yakalanmış kişiler hayatlarının devam eden sürecinde ‘Uzamış Covid Sendromu’ ile karşı karşıya kalıyor.
Uzamış Covid Sendromu'ndan etkilenen sistemlerin başında kalp-damar, solunum, beyin, sinir ve hareket sistemleri geliyor.
Konuyla ilgili açıklamalarda bulunan Karadeniz Teknik Üniversitesi (KTÜ) Tıp Fakültesi Enfeksiyon Hastalıkları Anabilim Dalı Öğretim üyesi Prof. Dr. Gürdal Yılmaz, Covid-19 geçirdikten 12 hafta sonra hâlâ devam eden ve alternatif bir tanı ile ilişkilendirilemeyen şikâyetlerin Uzamış Covid Sendromu olarak adlandırıldığını hatırlattı.
Covid-19 hastalığı hafif geçirenlerde bile kalp kasında kalıcı hasar bırakabiliyor
Her ne kadar Covid-19’un öncelikle akciğerleri etkileyen bir hastalık olarak görülse de vücuttaki diğer organlara da zarar verebildiğini kaydeden Prof. Dr. Gürdal Yılmaz “Covid-19 virüsü kalbe, akciğerlere ve beyne değişik derecelerde zarar verebilir. Uzun zaman içinde değişik sağlık sorunlarını beraberinde getirebilir. Uzamış COVID Sendromu'ndan etkilenen sistemlerin başında kalp-damar, solunum, beyin, sinir ve hareket sistemi gelmektedir. Kardiyovasküler açıdan en sık görülen şikâyetler, ritim bozuklukları ve çarpıntı şikâyeti olmaktadır. Hastalarımız ya atriyal fibrilasyon dediğimiz, pıhtıya neden olan ciddi ritim bozukluğu ile ya da şiddetli çarpıntı ile başvurabilmektedir. Göğüs ağrısı, nefes darlığı ve kalp krizi ile gelen hastalarda, Covid-19’a bağlı kalp zarında ve kalp kasında iltihap görülebilmektedir. Geçici ya da kalıcı felç atakları, akciğere pıhtı atması, bacak damarlarında oluşan derin ven trombozu da bekleyen diğer tehlikelerden sadece bazılarını oluşturmaktadır. Covid-19'un iyileşmesinden aylar sonra yapılan görüntüleme testleri, yalnızca hafif Covid-19 semptomları yaşayan kişilerde bile kalp kasında kalıcı hasar olabileceğini göstermektedir. Bu durum, gelecekte kalp yetmezliği veya diğer kalp komplikasyonları riskini artırabileceğini düşündürmektedir” dedi.
Uzamış Covid Sendromu'nun solunum sistemi üzerindeki etkilerinin ise daha çok Covid-19'u orta ve ağır geçiren hastalarda görüldüğünü ifade eden Yılmaz “Hastalığı pnömoni ile geçiren, akciğer filminde ya da tomografide buzlu cam görünümü olan kişilerde, ileri yaşta ve kronik hastalığı olanlarda risk daha da fazladır. Ancak kimi zaman COVID-19’u hafif atlatanlarda da Uzamış Covid Sendromu görülebilmektedir. Bu hastalık bronşektazi, pıhtılaşma, pulmoner hipertansiyon ve pulmoner fibrozise neden olabilmektedir. En sık görülen şikâyetler; öksürüğün sürmesi, nefes darlığı, alınan nefesin tamamlanamaması ve halsizlik olmaktadır” diye konuştu.
Aniden başlayan yorgunluk, eklem ve kas ağrılarına dikkat
Prof. Dr. Gürdal Yılmaz, Covid-19’un tat ve koku duyusunun kaybının yanı sıra baş ağrısı, baş dönmesi, denge bozukluğu, bilinç değişiklikleri, nöbet, inme, nöropati, ensefalit gibi birtakım hastalıklara neden olabildiğini de hatırlatarak “Hastalık atlatıldıktan sonra ise kişinin beyin aktivitesini eskiye göre daha yavaşmış gibi hissettiği, algısının yavaşladığı, tüm zihinsel faaliyetlerinde tam anlamlandıramadığı farklılıkların olduğu belirtilmektedir. Hastalar Covid-19 sonrası geçmeyen kas ve eklem ağrıları yaşayabilmektedir. Uzamış Covid Sendromu'nda daha önceden var olan şikâyetler yeniden ortaya çıkabildiği gibi daha önce hiç yaşanmamış bulgular da görülebilmektedir. Genel kondisyonun düşmesi, egzersiz intoleransı, miyozit, kas içinde doku harabiyetleri ve kaslarda güç ve kitle azalması gibi durumlarla karşı karşıya kalınabilmektedir. Hastalık atlatıldıktan sonra aniden başlayan yorgunluk, eklem ve kas ağrıları, günlük performansının düşmesi gibi şikâyetlerin başka nedene bağlı olmadan ortaya çıkması bize Uzamış Covid Sendromu'nu düşündürmektedir. Covid-19 hastalığı geçiren kişilerin hastanelerde Covid-19 hastalarının takibinin yapıldığı polikliniğe başvurması, ileriki dönemde sağlık problemleri ile karşılaşmaması için büyük önem taşımaktadır” ifadelerini kullandı.