"Ozon tedavisi birçok hastalığa şifa oluyor"
Fiziksel Tıp ve Rehabilitasyon Uzmanı Dr. İsmail Özturan; “Dolaşım bozuklukları, kanser, virüs, bakteri, mantar, kronik ağrı ve yorgunluk gibi pek çok sağlık sorununun tedavisinde ozon uygulamalarına başvuruluyor”
Son yıllarda tıpta koruyucu tedavi yöntemlerinin kullanımının artmasıyla birlikte, ozonun da çeşitli yöntemlerle tıpta kullanım alanı bulduğunu bildiren Fiziksel Tıp ve Rehabilitasyon Uzmanı Dr. İsmail Özturan, “Dolaşım bozuklukları, kanser, virüs, bakteri, mantar enfeksiyonları, kronik ağrı ve yorgunluk gibi pek çok sağlık sorununun tedavisinde ozon uygulamalarına başvuruluyor” dedi.
Ozonun ağrıların azaltılmasından halsizliğin giderilmesine kadar pek çok faydası olduğunu bildiren Uzm. Dr. İsmail Özturan, “Ozon, oksijenin yani O2 elementinin yüksek elektrik akımıyla O3 gazı formuna ulaşmasıyla elde edilmektedir. Elde edilen gaz değişik yöntemlerle vücuda uygulanarak oluşturulan kimyasal reaksiyonlardan iyileşme yönünde yararlanılmaktadır. Tıpta ozon tedavisi uygulamaları majör, minör ve lokal uygulama olmak üzere üç şekilde kullanılmaktadır. Majör uygulama; hastanın kendi kanının alınarak ozonlanması ve sonrasında damar yoluyla hastaya geri verilmesi yöntemidir. Bu yöntem genellikle, antioksidan kapasitenin artırılması, halsizlik, yorgunluk, bağışıklık sisteminin düzenlenmesi, gençleşme ve dinçleşme amaçlı uygulanmaktadır. Minör uygulama ise; hastanın kendi kanından az bir miktar alınarak ozonlandıktan sonra kas içine verilmesi yöntemidir. Bu yöntem alerjileri engellemek amacıyla kullanılmaktadır. Lokal uygulamalar farklı şekillerde yapılmaktadır. Kas içi uygulama, ağrı kesici olarak kullanılmaktadır. Deri içine ve altına uygulama, estetik amaçlı kullanılan, kırışıklık engelleyici yara, skar oluşumunu azaltıcı bir yöntemdir. Torbalama yöntemi, yara iyileşmesini hızlandırmaktadır. Eklem içine ve çevresine uygulama, kıkırdak oluşumunu uyarmak ve ağrı kesici amaçlarıyla yapılan uygulamadır. Vücut boşluklarına yapılan uygulamadan; bağırsak bozuklukları, vaginit, sistit, gastrit, otit gibi hastalıkların tedavisinde yararlanılmaktadır. Ozon sauna, halsizlik, yorgunluk, cilt yenilenmesi amaçlarıyla kullanılan yöntemdir. Tüm bu yöntemler haricinde ozon tedavisi; PRP, proloterapi, nöralterapi, akupunktur ile kombine olarak kullanılabilmektedir" dedi.
Dolaşım bozukluklarının tedavisinde sıklıkla kullanılıyor
Ozon tedavisinin en sık kullanıldığı hastalığın dolaşım bozuklukları olduğunu ifade eden Fiziksel Tıp ve Rehabilitasyon Uzmanı Dr. İsmail Özturan, damar hastalıklarında tüm dokuların ve organların beslenmesi bozulduğunu, bacaklardaki açık yaraların, şeker hastalığına bağlı oluşan yaraların, yatağa bağlı hastalarda oluşan bası yani yatak yaralarının, pıhtı atması ya da damar sertliği sonucu oluşan damar tıkanıklığına bağlı felç gibi hastalıkların önlenmesi ve tedavisinde kullanıldığını bildirdi.
Kanser tedavisinde tamamlayıcı yöntem olarak tercih edilebilir
Ozon tedavisi kanser hastalarında tamamlayıcı tedavi olarak tercih edilebilen yöntemlerden biri olduğunu bildiren Dr. İsmail Özturan, bağışıklık sisteminin aktivasyonunu artıran ve kanserle savaşan hücrelerin üretimini destekleyen ozon terapisi, vücudun genel direncine olumlu yönde katkı sağlayarak kanser tedavisine yardımcı olduğunu ifade etti. Özturan, aynı zamanda zindelik vermesi sebebiyle kemoterapinin olumsuz etkilerinin azaltılmasında da önemli rol oynağını bildirdi.
İnatçı enfeksiyonların tedavisinde etkili bir yöntem
Virüs, mantar ve bakterilerin üremesini engelleyici özelliği sebebiyle uzun süredir su arıtmasında kullanılan ozonun, bu ajanların sebep olduğu hastalıkların tedavisinde de başarıyla uygulandığını bildiren Dr. Özturan, “Özellikle ayak bölgesinde oluşan mantar hastalığında ozon tedavisi uygulanarak inatçı enfeksiyonların önüne geçilmesi mümkün olabilmektedir. Kolit ve proktitis gibi bağırsak enfeksiyonları, herpes simplex ve herpes zoster virüslerinin sebep olduğu hastalıklar ve karaciğer enflamasyonları gibi birçok hastalığın tedavisinde tamamlayıcı tedavi yöntemi olarak kullanılmaktadır” dedi.
Bunların yanı sıra ozon tedavisinden fibromiyalji gibi kronik ağrıların ve yorgunluğun giderilmesinde de faydalanıldığını bildiren Dr. Özturan, şu bilgileri verdi:
“Çağımızda birçok kişinin ortak derdi olan; kendini sürekli yorgun ve bezgin hissetme durumu ozon yardımıyla giderilebilir. Ozon tedavisi ayrıca; romatizma, artrit, otoimmün hastalıklar; multiple skleroz ve çölyak hastalığı gibi sağlık sorunlarının tedavisine yardımcı yöntem olarak kullanılmaktadır. Anti-aging yani yaşlanma karşıtı olarak da bilinen bazı terapilerde ve yaşlılığa bağlı gelişen unutkanlık, hafıza kaybı gibi hastalıkların tedavilerinde de ozondan yararlanılmaktadır. Ayrıca ortopedik rahatsızlıklar, diş ve diş eti hastalıkları, kadın hastalıkları ve cinsel sorunların tedavisinde de yardımcı yöntem olarak ozon terapiden destek alınmaktadır.”
Ozon tedavisiyle doku ve organların oksijenlenmesi artırılıyor
Ozon terapisinin en önemli faydasının kan hücrelerinin esnekliğinin artırılması sağlanarak doku ve organların oksijenlenmesinin ve beslenmesinin artırılması olduğunu bildiren Dr. Özturan, bu durumun hastalık ve yara iyileşmesini hızlandırdığını belirterek, “Bir diğer yararı detoksifikasyon denilen; çeşitli nedenlere vücuda giren kimyasal ve biyolojik atıkların zararsız hale getirilmesini sağlamasıdır. Ayrıca; yaşlanma ve yaşlanmanın etkilerinin giderilmesine en azından yavaşlatılmasına, bedensel ve ruhsal anlamda daha sağlıklı, zinde olmaya destek olur. Ozon gazının yağ yakma özelliği sayesinde yağ hücrelerine lokal enjekte edilmesi sonucunda bölgesel yağ eritilmesine ve bölgesel incelmeye katkı sağlar. Bunun yanı sıra ozon sağladığı yüksek enerjili oksijen sayesinde deri hücrelerinin canlanmasını ve gençleşmesini sağlayarak selüliti giderir” dedi.
Hipertiroidizm ve favizm hastalığında glukoz 6 fosfat dehidrogenaz enzimi eksikliği olan kişilerde ozon tedavisi uygulanmasının önerilmediğini bildiren Dr. İsmail Özturan, gebelerde ve çocuklarda kullanımı doktorun görüşüne bağlı olarak şu ana kadar bildirilen olumsuz bir durum saptanmadığını, çok nadir olmakla birlikte genel olarak görülen yan etkilerin alerjik reaksiyonlar ve pulmoner emboli riski taşıdığını bildirdi.