Rahim ağzı kanseri Türkiye'de 9. sırada
Sağlık Müdürü Dr. İlker Hanci: “Rahim ağzı kanseri Türkiye’de 9. sıradadır”
Bayburt İl Sağlık Müdürü Dr. İlker Hanci, “Rahim ağzı kanseri dünyada kadınlarda meme kanseri ve kalın bağırsak kanserinden sonra dördüncü sıklıkta görülürken, Türkiye’de dokuzuncu sırada görülen bir hastalıktır” dedi.
Ocak ayının rahim ağzı kanseri farkındalık ayı olması dolayısıyla açıklama yapan Bayburt İl Sağlık Müdürü Dr. İlker Hanci, rahim ağzı kanserinin risk faktörleri, belirtileri, tanısı ve korunma yolları hakkında bilgiler verdi. Rahim ağzı kanserinin oluşturduğu risk faktörlerini sıralayan Hanci, “Cinsel yolla bulaşan başka enfeksiyonların olması, erken yaşta ilk cinsel ilişki, birden fazla cinsel partner varlığı, tütün kullanımı, beslenme alışkanlığı, yüksek doğurganlık sayısı, düşük sosyoekonomik düzey, özellikle 5 yıldan daha uzun süreli doğum kontrol hapı kullanımı, bağışıklık sisteminin baskılanması” diye konuştu.
Rahim ağzı kanseri belirtileri
Rahim ağzı kanserinin belirtileri hakkında bilgiler veren Sağlık Müdürü İlker Hanci, “Cinsel olarak aktif kadın ve erkeklerin çoğuna, yaşamlarının bir noktasında HPV cinsel aktivite sırasında deri temasıyla bulaşabilir. HPV enfeksiyonlarının çoğu, belirtilere veya hastalığa neden olmaz ve kendiliğinden düzelir. Bununla birlikte, belirli HPV tipleri ile devam eden enfeksiyon, kanser öncesi lezyonlara neden olabilir. Tedavi edilmezse, bu lezyonlar rahim ağzı kanserine ilerleyebilir, ancak bu ilerleme genellikle uzun yıllar alır. Rahim ağzı kanserinin belirtileri, ancak kanser ileri bir aşamaya gelindiğinde ortaya çıkma eğilimindedir. Rahim ağzı kanserinde menstrüasyon dönemleri arasında düzensiz kan lekesi veya hafif kanama, menopoz sonrası lekelenme veya kanama, cinsel ilişki sonrası kanama, cinsel ilişki sırasında ağrı, sırt, bacak veya kadın cinsel organlarının olduğu bölgede ağrı, yorgunluk, kilo kaybı, iştahsızlık, tek ya da iki bacakta şişkinlik gibi belirtiler sayılabilir” ifadelerini kullandı.
Rahim ağzı kanserinin tanısı
Erken teşhis ile tedavisinin mümkün olduğunu belirten Hanci, “Tarama ve erken teşhis ile tedavisi yüzde yüz mümkün olan rahim ağzı kanseri, günümüzde kanserden ölüm nedenleri arasında çok geride yer almaktadır. Rahim ağzı kanser taramasını düzenli yaptıran bir kadının rahim ağzı kanserinden ölmeyeceğini söylemek mümkündür. Bu nedenle Dünya Sağlık Örgütü rahim ağzı kanserinin bütün ülkelerde ülke çapında taranmasını önermektedir. Rahim ağzı kanseri HPV ile ilişkili olan en yaygın hastalıktır. Neredeyse tüm rahim ağzı kanserleri HPV enfeksiyonu nedeniyledir. HPV ayrıca kadın ve erkeklerde cinsel organ ve ağız boşluğu kanserlerine de neden olmaktadır. HPV’nin tespiti, erken dönemde rahim ağzındaki kanser öncülü değişikliklere işaret etmekte ve kanser teşhisini kolaylaştırmaktadır. Günümüzde HPV testleri rahim ağzı kanseri taramasında yer almaktadır. HPV testi rahim ağzı hücrelerde virüsün tespiti esasına dayanan bir testtir. Pap smear testi ise, dökülen rahim ağzı hücrelerin toplanıp incelenmesi esasına dayanan bir testtir. HPV ve Pap smear testi son derece basit ve ağrısız işlemler olup testler aynı anda yapılmaktadır. Ülkemizde ulusal kanser tarama standartlarına göre 30-65 yaş grubundaki her kadın 5 yılda bir HPV ve Pap smear testi ile taranmaktadır” şeklinde konuştu.
Rahim ağzı kanserinden nasıl korunuruz
Rahim ağzı kanserinden korunma yolları hakkında bilgiler veren İl Sağlık Müdürü İlker Hanci, “Günümüzde HPV’nin en çok kanser yapan tiplerine karşı geliştirilen ve koruyuculuğu yüksek olan aşılar mevcuttur. Dünya Sağlık Örgütü, rahim ağzı kanserine karşı 9-14 yaşlarındaki kız çocuklara aşı yapılmasını önermektedir. Peki nasıl korunacağız. 30 yaşından itibaren tarama testlerini düzenli bir şekilde yaptırmak, güvenli cinsel ilişki konusunda eğitim, Cinsel aktivite sırasında prezervatif kullanmak, erkeklerin sünnet olması, sigara kullanmamak, sebze ve meyvelerden zengin sağlıklı beslenerek korunabiliriz” dedi.
Öte yandan Türkiye’de rahim ağzı kanseri taramaları ücretsiz olarak Kanser Erken Teşhis, Tarama ve Eğitim Merkezlerinde (KETEM, Aile Sağlığı Merkezlerinde (ASM), Toplum Sağlığı Merkezlerinde (TSM) ve Sağlıklı Hayat Merkezlerinde (SHM) yapılmaktadır.