Engellilik, doğumdan itibaren ya da sonradan bir kaza veya hastalık gibi bir nedenle; bedensel, zihinsel, ruhsal ve sosyal potansiyelin çeşitli seviyelerde kaybıdır.
Bu kişiler, günlük işlerini yapmada güçlük çektikleri gibi, toplumsal yaşama da uyum sağlamakta da zorlanırlar.
Bu yüzden başlıca bakım, korunma, mobilizasyon, sağlık gibi alanlarda danışmanlık ve destek hizmetlerine ihtiyaç duyarlar.
Dünya Sağlık Örgütü (WHO) rakamlarına göre dünyada 1 milyara yakın engelli insan bulunmaktadır ve bunların 200 milyonu hayatlarını devam ettirme konusunda ciddi zorluklar yaşamaktadır.
Engellilik, önümüzdeki yıllarda daha da büyük bir kaygı konusu haline gelecektir, çünkü yaygınlığı artmaktadır.
Nüfusların yaşlanması ve yaşlı insanların engelli hale gelme riskinin daha yüksek olması ile birlikte hipertansiyon, diyabet, kalp ve damar hastalıkları, kanser ve psikolojik rahatsızlıklar gibi kronik sağlık sorunlarının da artış göstermesi engelliğinin artmasının nedenleridir.
Bunun yanında küresel bazda savaşlar, göçler ve kaza oranlarında ki artışlar da diğer etmenlerdir.
Acaba ülkemizde günlük yaşantımız içerişinde cadde ve sokaklarda çok sayıda engelli kişi ile karşılaşmamamızın nedeni nedir? Acaba ülkemizde engelli kişilerin mevcut olmaması mı, yoksa bu kişilerin ev dışı çevre kullanımlarında yaşadıkları güçlükler midir?
Engelliler de herkes gibi toplumun istifade ettiği tüm olanaklardan yararlanabilmelidir.
Bunun gerçekleşebilmesi için bir takım düzenlemeler yapılırken, engelli kişilerin de gereksinimleri göz önünde bulundurulmalıdır.
Engelleri ortadan kaldıracak koşulları oluşturmak, destek hizmetlerini geliştirmek, yeterli sosyal koruma sağlamak, kapsayıcı programlar oluşturmak gerekmektedir.
Engelli insanların yaşadıkları sorunlar sadece kendilerinin ve ailelerinin değil, toplumun ortak sorunudur.
Engelli insanların sağlık, rehabilitasyon, çevre, eğitim ve istihdam alanlarında karşılaştıkları sorunlara dikkat çekmek amacıyla 3 Aralık Engelliler Günü ve 10-16 Mayıs da Engelliler Haftası olarak kabul edilmektedir.
Meşhur Astrofizik Profesörü Stephen W.Hawking, engelli olmanın başarıya mani olmadığının en güzel örneklerinden biri.
Kendini ‘’Konforlu ve onurlu bir biçimde yaşamamı ve çalışmamı kişisel asistanlarımdan oluşan ekibe borçluyum. Evim ve iş yerim benim için kolaylıkla erişilebilir hale getirildi’’ şeklinde ifade ediyor.
Bu söylemden de hareketle, rehabilitasyon ekibinin ve sürecinin ne kadar kıymetli olduğunu görmekteyiz.
Rehabilitasyonu engelli insanlar için erişilebilir kılmak, sağlık alanında yaşanan sorunları ve karşılanmayan ihtiyaçları azaltacaktır.
Hem de engelli insanları, kendi sağlıklarını daha iyi koruyabilmeleri için sağlık seminerleri, aile ve arkadaş desteği, bilgi sağlanması gibi yollarla güçlendirmek, sağlık durumlarını geliştirme konusunda etkili olmaktadır.
Böylece sağlık hizmetlerinin maliyetlerinin azaltılması da mümkün olmaktadır.
Peki biz Fizik tedavi ve Rehabilitasyon Hekimlerine ne gibi görevler düşüyor?
Tabiki ilk akla gelen hastaların rehabilitasyonudur.
Bu aşamada öncelikle rehabilitasyon kavramını açmak istiyorum.
Rehabilitasyonun sözcük anlamı kaybedilen fonksiyonların yeniden kazandırılmasıdır.
Yani, hastalıkların, ilaç, cerrahi, fiziksel yöntemler ve yardımcı cihazlarla kısmen veya tamamen giderilmesi; hastanın bedensel, ruhsal, sosyal ve ekonomik bakımdan, bağımsızlığının sağlanmasına yönelik yapılan tüm çalışmalardır.
Engellilerin içinde yaşadığı toplumun, rehabilitasyon sürecine dahil olması tedavinin sürekliliğinin önemli bir parçasıdır.
Ayrıca engelliler için yardımcı cihazlara erişimi arttırmak bağımsızlığı arttırır, katılımı geliştirir.
Bu yardımcı aletlerin uygunluğundan emin olmak için, söz konusu aletlerin hem koşullara hem de kullanıcıya uygun olması ve kullanımı süreci boyunca takiplerinin yapılması gerekmektedir.
Burda da iş yine biz hekimlere düşüyor.
Özetle rehabilitasyon ekibinin başı olarak bu süreçte bütün sorumluluğu alarak, engelli kimselere olan görevimizi en iyi şekilde yapmalıyız.
Fizik Tedavi Uzmanı Yrd. Doç. Dr. Kadir Göde
e-mail: kadir_gode@hotmail.com
Bu kişiler, günlük işlerini yapmada güçlük çektikleri gibi, toplumsal yaşama da uyum sağlamakta da zorlanırlar.
Bu yüzden başlıca bakım, korunma, mobilizasyon, sağlık gibi alanlarda danışmanlık ve destek hizmetlerine ihtiyaç duyarlar.
Dünya Sağlık Örgütü (WHO) rakamlarına göre dünyada 1 milyara yakın engelli insan bulunmaktadır ve bunların 200 milyonu hayatlarını devam ettirme konusunda ciddi zorluklar yaşamaktadır.
Engellilik, önümüzdeki yıllarda daha da büyük bir kaygı konusu haline gelecektir, çünkü yaygınlığı artmaktadır.
Nüfusların yaşlanması ve yaşlı insanların engelli hale gelme riskinin daha yüksek olması ile birlikte hipertansiyon, diyabet, kalp ve damar hastalıkları, kanser ve psikolojik rahatsızlıklar gibi kronik sağlık sorunlarının da artış göstermesi engelliğinin artmasının nedenleridir.
Bunun yanında küresel bazda savaşlar, göçler ve kaza oranlarında ki artışlar da diğer etmenlerdir.
Acaba ülkemizde günlük yaşantımız içerişinde cadde ve sokaklarda çok sayıda engelli kişi ile karşılaşmamamızın nedeni nedir? Acaba ülkemizde engelli kişilerin mevcut olmaması mı, yoksa bu kişilerin ev dışı çevre kullanımlarında yaşadıkları güçlükler midir?
Engelliler de herkes gibi toplumun istifade ettiği tüm olanaklardan yararlanabilmelidir.
Bunun gerçekleşebilmesi için bir takım düzenlemeler yapılırken, engelli kişilerin de gereksinimleri göz önünde bulundurulmalıdır.
Engelleri ortadan kaldıracak koşulları oluşturmak, destek hizmetlerini geliştirmek, yeterli sosyal koruma sağlamak, kapsayıcı programlar oluşturmak gerekmektedir.
Engelli insanların yaşadıkları sorunlar sadece kendilerinin ve ailelerinin değil, toplumun ortak sorunudur.
Engelli insanların sağlık, rehabilitasyon, çevre, eğitim ve istihdam alanlarında karşılaştıkları sorunlara dikkat çekmek amacıyla 3 Aralık Engelliler Günü ve 10-16 Mayıs da Engelliler Haftası olarak kabul edilmektedir.
Meşhur Astrofizik Profesörü Stephen W.Hawking, engelli olmanın başarıya mani olmadığının en güzel örneklerinden biri.
Kendini ‘’Konforlu ve onurlu bir biçimde yaşamamı ve çalışmamı kişisel asistanlarımdan oluşan ekibe borçluyum. Evim ve iş yerim benim için kolaylıkla erişilebilir hale getirildi’’ şeklinde ifade ediyor.
Bu söylemden de hareketle, rehabilitasyon ekibinin ve sürecinin ne kadar kıymetli olduğunu görmekteyiz.
Rehabilitasyonu engelli insanlar için erişilebilir kılmak, sağlık alanında yaşanan sorunları ve karşılanmayan ihtiyaçları azaltacaktır.
Hem de engelli insanları, kendi sağlıklarını daha iyi koruyabilmeleri için sağlık seminerleri, aile ve arkadaş desteği, bilgi sağlanması gibi yollarla güçlendirmek, sağlık durumlarını geliştirme konusunda etkili olmaktadır.
Böylece sağlık hizmetlerinin maliyetlerinin azaltılması da mümkün olmaktadır.
Peki biz Fizik tedavi ve Rehabilitasyon Hekimlerine ne gibi görevler düşüyor?
Tabiki ilk akla gelen hastaların rehabilitasyonudur.
Bu aşamada öncelikle rehabilitasyon kavramını açmak istiyorum.
Rehabilitasyonun sözcük anlamı kaybedilen fonksiyonların yeniden kazandırılmasıdır.
Yani, hastalıkların, ilaç, cerrahi, fiziksel yöntemler ve yardımcı cihazlarla kısmen veya tamamen giderilmesi; hastanın bedensel, ruhsal, sosyal ve ekonomik bakımdan, bağımsızlığının sağlanmasına yönelik yapılan tüm çalışmalardır.
Engellilerin içinde yaşadığı toplumun, rehabilitasyon sürecine dahil olması tedavinin sürekliliğinin önemli bir parçasıdır.
Ayrıca engelliler için yardımcı cihazlara erişimi arttırmak bağımsızlığı arttırır, katılımı geliştirir.
Bu yardımcı aletlerin uygunluğundan emin olmak için, söz konusu aletlerin hem koşullara hem de kullanıcıya uygun olması ve kullanımı süreci boyunca takiplerinin yapılması gerekmektedir.
Burda da iş yine biz hekimlere düşüyor.
Özetle rehabilitasyon ekibinin başı olarak bu süreçte bütün sorumluluğu alarak, engelli kimselere olan görevimizi en iyi şekilde yapmalıyız.
Fizik Tedavi Uzmanı Yrd. Doç. Dr. Kadir Göde
e-mail: kadir_gode@hotmail.com