Sağlığınız için Trabzon'dan önemli uyarı
Grip aşısının tam zamanı
Yayınlanma:
Enfeksiyon Hastalıklarından Korunma ve Savaşım Derneği (ENFEKDER) Başkanı Prof. Dr. İftihar Köksal, grip aşısının koruyuculuğunun kesin olduğunu, bu nedenle özellikle risk grubundaki kişilerin mutlaka bu aşıyı yaptırmalarını istediklerini söyledi.
Karadeniz Teknik Üniversitesi (KTÜ) Tıp Fakültesi Enfeksiyon Hastalıkları Anabilim Dalı Başkanı da olan Köksal, yaptığı açıklamada, Türkiye'de hava sıcaklığının sonbaharda mevsim normallerinin üzerinde seyrettiğini anımsatarak bugünlerde ise hava sıcaklığının yavaş yavaş düşmeye başladığını belirtti.
Sağlık kurumlarına yapılan müracaatlara bakıldığında, dönem itibarıyla toplumda grip görülme sıklığının geçmiş yıllara oranla aynı seyrettiğini gözlemlediklerini ifade eden Köksal, mevsimin bundan sonraki döneminde vakalarda artış yaşanacağını tahmin ettiklerini dile getirdi.
Köksal, gribin birçok tipi bulunduğuna işaret ederek bu sene görülen vakalarda önceki yıllara göre henüz çok büyük bir farklılık gözlemlemediklerini aktardı.
İklim değişikliklerine bağlı görülen sıcaklık dengesizliklerinin grip ve diğer virüs türlerini etkileyen faktörler arasında yer aldığına dikkati çeken Köksal, ayrıca geçmiş yıllara oranla çok daha fazla olan insan hareketliliğinin de şehirler ve ülkeler arasında hastalığın kolay yayılabilmesine yol açtığını söyledi.
- "Aşı bilincinin artık oluştuğunu düşünüyorum"
Köksal, mevsimin bu döneminde takip ettikleri bazı vakalarda hastalığın uzun seyrettiğini gözlemlediklerine işaret ederek şöyle devam konuştu:
"Öncü vaka dediğimiz bu vakalara baktığımızda boğaz ağrısı, kuru öksürük ve halsizlik gibi şikayetlerin daha uzun seyrettiğini ve bu durumun da hastayı yorduğunu gördük. Hastalık çok ağır değildi, örneğin henüz akciğerleri etkileyen, solunum cihazına bağlamak zorunda kaldığımız hasta yoktu ancak kliniklerin biraz daha uzun seyirli olduğunu görüyoruz. Bu da muhtemelen virüsün alt tiplerindeki değişikliklerden kaynaklanıyor."
Hava sıcaklığının mevsim normallerinin üzerinde seyretmesinin bir noktada hastalıkların toplanması ve gelişmesi açısından risk faktörü oluşturduğunu belirten Köksal, "Muhtemelen içinde bulunduğumuz günler ve gelecek günler içerisinde vaka sayılarında artış olacak. Karadeniz Bölgesi olarak baktığımız zaman, vakalarımızın çoğunun ocak ile mart ayı sonu arasında yığıldığını görüyoruz. Daha önceki yıllarda da böyle oldu, muhtemelen bu yıl da aynı şekilde olacak." diye konuştu.
Köksal, çocuklar, yaşlılar, gebeler ile kalp, obezite, tansiyon, şeker ve kanser gibi hastalıkları bulunanların risk grubunda yer aldığını anımsatarak özellikle bu grupta yer alan kişiler başta olmak üzere herkesin birtakım önlemler alınması gerektiğini söyledi.
Risk grubundaki kişilerin aşılanmasının çok önemli olduğunu vurgulayan Köksal, şu değerlendirmede bulundu:
"Ben aşı bilincinin artık oluştuğunu düşünüyorum çünkü hastalardan artık bize talep geliyor 'Grip aşısı geldi mi? Ben aşımı yaptırmak istiyorum' diye. Bu çok güzel bir gelişme çünkü eskiden insanlar aşı yaptırmak istemezdi. Grip aşısının koruyuculuğu kesin, bu nedenle özellikle risk grubundaki kişilerin mutlaka bu aşıyı yaptırmalarını istiyoruz. Koruyucu olduğuna emin olsunlar. Grip aşısı için henüz süre geçmedi, tam zamanı. Grip aşısı, mevsim boyunca yaptırabilirler çünkü bir hafta içerisinde koruyuculuğu başlıyor. Bu aralar ya da ocak ve şubatı çok geçirmeden yaptırsınlar ki gribe yakalanmasınlar. En ideal vakit grip aşısını şimdi yaptırmaları çünkü henüz bir salgın yok, tek tük vakalar var ama bu sayı havanın soğumasıyla artacaktır."
- "Gribin tedavisi grip ilacı ile yapılır, antibiyotikle yapılmaz"
Köksal, hava sıcaklığının düşmesine bağlı olarak kapalı alanlarda geçirilecek vaktin artacağına dikkati çekerek bu durumun da hastalığın yayılmasında etkili olacağını dile getirdi.
Virüsten korunmak için ellerin sık sık yıkanması gerektiğini vurgulayan Köksal, hastalık belirtisi olan kişilere ağız ve burunlarını kapatacak şekilde kağıt maske kullanmalarını ve istirahat etmelerini önerdi.
Köksal, hastalığa ilişkin özellikle risk grubundaki kişilerin en ufak belirti durumunda sağlık kurumuna müracaat etmesi gerektiğini ifade ederek şunları söyledi:
"Eğer hasta gerçekten influenza virüsüne bağlı grip ise ilk 48 saat içinde başlanan tedavi hayat kurtarıcıdır. Onun için geç kalınmaması gerekir ama kendi başlarına ilaç kullanmalarını kesinlikle önermiyoruz. Gribin tedavisi grip ilacı ile yapılır, antibiyotikle yapılmaz. Dolapta duran ya da komşunun tavsiye ettiği antibiyotik alarak grip iyileşmez tam tersine antibiyotiğe karşı mikropların direnç geliştirmesine yol açar. Bunu yapmalarını istemiyoruz mutlaka bir sağlık kuruluşuna başvurmalarını ve onların direktifleriyle tedavi edilmelerini şiddetle öneriyoruz."
Özellikle risk grubundakileri sadece grip değil, halk arasında zatürre aşısı diye bilinen pnömokok aşısı olmalarını da tavsiye eden Köksal, iki aşının da yapılmasının hayat kurtarıcı olduğunu aktardı.
Prof. Dr. Köksal, bunu vakalarda çok net gördüklerine işaret ederek risk grubundakilerin bu aşılar için herhangi bir ücret ödemelerine gerek olmadığını kaydetti.
Karadeniz Teknik Üniversitesi (KTÜ) Tıp Fakültesi Enfeksiyon Hastalıkları Anabilim Dalı Başkanı da olan Köksal, yaptığı açıklamada, Türkiye'de hava sıcaklığının sonbaharda mevsim normallerinin üzerinde seyrettiğini anımsatarak bugünlerde ise hava sıcaklığının yavaş yavaş düşmeye başladığını belirtti.
Sağlık kurumlarına yapılan müracaatlara bakıldığında, dönem itibarıyla toplumda grip görülme sıklığının geçmiş yıllara oranla aynı seyrettiğini gözlemlediklerini ifade eden Köksal, mevsimin bundan sonraki döneminde vakalarda artış yaşanacağını tahmin ettiklerini dile getirdi.
Köksal, gribin birçok tipi bulunduğuna işaret ederek bu sene görülen vakalarda önceki yıllara göre henüz çok büyük bir farklılık gözlemlemediklerini aktardı.
İklim değişikliklerine bağlı görülen sıcaklık dengesizliklerinin grip ve diğer virüs türlerini etkileyen faktörler arasında yer aldığına dikkati çeken Köksal, ayrıca geçmiş yıllara oranla çok daha fazla olan insan hareketliliğinin de şehirler ve ülkeler arasında hastalığın kolay yayılabilmesine yol açtığını söyledi.
- "Aşı bilincinin artık oluştuğunu düşünüyorum"
Köksal, mevsimin bu döneminde takip ettikleri bazı vakalarda hastalığın uzun seyrettiğini gözlemlediklerine işaret ederek şöyle devam konuştu:
"Öncü vaka dediğimiz bu vakalara baktığımızda boğaz ağrısı, kuru öksürük ve halsizlik gibi şikayetlerin daha uzun seyrettiğini ve bu durumun da hastayı yorduğunu gördük. Hastalık çok ağır değildi, örneğin henüz akciğerleri etkileyen, solunum cihazına bağlamak zorunda kaldığımız hasta yoktu ancak kliniklerin biraz daha uzun seyirli olduğunu görüyoruz. Bu da muhtemelen virüsün alt tiplerindeki değişikliklerden kaynaklanıyor."
Hava sıcaklığının mevsim normallerinin üzerinde seyretmesinin bir noktada hastalıkların toplanması ve gelişmesi açısından risk faktörü oluşturduğunu belirten Köksal, "Muhtemelen içinde bulunduğumuz günler ve gelecek günler içerisinde vaka sayılarında artış olacak. Karadeniz Bölgesi olarak baktığımız zaman, vakalarımızın çoğunun ocak ile mart ayı sonu arasında yığıldığını görüyoruz. Daha önceki yıllarda da böyle oldu, muhtemelen bu yıl da aynı şekilde olacak." diye konuştu.
Köksal, çocuklar, yaşlılar, gebeler ile kalp, obezite, tansiyon, şeker ve kanser gibi hastalıkları bulunanların risk grubunda yer aldığını anımsatarak özellikle bu grupta yer alan kişiler başta olmak üzere herkesin birtakım önlemler alınması gerektiğini söyledi.
Risk grubundaki kişilerin aşılanmasının çok önemli olduğunu vurgulayan Köksal, şu değerlendirmede bulundu:
"Ben aşı bilincinin artık oluştuğunu düşünüyorum çünkü hastalardan artık bize talep geliyor 'Grip aşısı geldi mi? Ben aşımı yaptırmak istiyorum' diye. Bu çok güzel bir gelişme çünkü eskiden insanlar aşı yaptırmak istemezdi. Grip aşısının koruyuculuğu kesin, bu nedenle özellikle risk grubundaki kişilerin mutlaka bu aşıyı yaptırmalarını istiyoruz. Koruyucu olduğuna emin olsunlar. Grip aşısı için henüz süre geçmedi, tam zamanı. Grip aşısı, mevsim boyunca yaptırabilirler çünkü bir hafta içerisinde koruyuculuğu başlıyor. Bu aralar ya da ocak ve şubatı çok geçirmeden yaptırsınlar ki gribe yakalanmasınlar. En ideal vakit grip aşısını şimdi yaptırmaları çünkü henüz bir salgın yok, tek tük vakalar var ama bu sayı havanın soğumasıyla artacaktır."
- "Gribin tedavisi grip ilacı ile yapılır, antibiyotikle yapılmaz"
Köksal, hava sıcaklığının düşmesine bağlı olarak kapalı alanlarda geçirilecek vaktin artacağına dikkati çekerek bu durumun da hastalığın yayılmasında etkili olacağını dile getirdi.
Virüsten korunmak için ellerin sık sık yıkanması gerektiğini vurgulayan Köksal, hastalık belirtisi olan kişilere ağız ve burunlarını kapatacak şekilde kağıt maske kullanmalarını ve istirahat etmelerini önerdi.
Köksal, hastalığa ilişkin özellikle risk grubundaki kişilerin en ufak belirti durumunda sağlık kurumuna müracaat etmesi gerektiğini ifade ederek şunları söyledi:
"Eğer hasta gerçekten influenza virüsüne bağlı grip ise ilk 48 saat içinde başlanan tedavi hayat kurtarıcıdır. Onun için geç kalınmaması gerekir ama kendi başlarına ilaç kullanmalarını kesinlikle önermiyoruz. Gribin tedavisi grip ilacı ile yapılır, antibiyotikle yapılmaz. Dolapta duran ya da komşunun tavsiye ettiği antibiyotik alarak grip iyileşmez tam tersine antibiyotiğe karşı mikropların direnç geliştirmesine yol açar. Bunu yapmalarını istemiyoruz mutlaka bir sağlık kuruluşuna başvurmalarını ve onların direktifleriyle tedavi edilmelerini şiddetle öneriyoruz."
Özellikle risk grubundakileri sadece grip değil, halk arasında zatürre aşısı diye bilinen pnömokok aşısı olmalarını da tavsiye eden Köksal, iki aşının da yapılmasının hayat kurtarıcı olduğunu aktardı.
Prof. Dr. Köksal, bunu vakalarda çok net gördüklerine işaret ederek risk grubundakilerin bu aşılar için herhangi bir ücret ödemelerine gerek olmadığını kaydetti.
Haberlerde yapılan yorumlarda Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan yorumlar onaylanmamaktadır.