“Spora başlamadan önce bölgesel ısınma yeterlidir.” diyen Göde şunları kaybetti; 
Bu soruya cevap vermeden önce ‘’ısınma’’ kavramından bahsetmek istiyorum. Isınma, yürüme, koşma, ip atlama gibi aktivitelerle vücudun ısısını artırarak; yapacağımız spora bir ön hazırlıktır. Bu sayede hem sakatlıklardan korunmuş oluruz hem de spor esnasında performansımız artarak,  daha verimli çalışırız. 
Isınma 2 çeşittir: 
1)Genel Isınma 
2)Bölgesel Isınma

İsimlerinden de anlaşılacağı üzere, genel ısınmada vücudun tamamı çalıştırılırken; bölgesel ısınmada lokal olarak belli kas grupları çalıştırılır.  
Sorumuzun cevabı olarak spora başlamadan önce genel ısınma yapmalıyız ki, vücudumuz spor faaliyeti sırasında ki dirence ve minimal travmalara cevap verebilsin. 

Egzersizde ve sonrası soğuk su içilmemelidir. Egzersizde ve sonrası su içmek vücudumuz için çok önemlidir. Vücut egzersiz sırasında terleyerek su ve mineral kaybeder. Bu yüzden egzersiz sırasında bol miktarda su tüketmeliyiz.  

Özellikle içerisinde bulunduğumuz yaz aylarında su ihtiyacımız daha artmakta, bunu da genellikle soğuk su içerek karşılamaktayız. Çünkü, soğuk su susuzluğumuzu daha iyi bastırır. Burda dikkat edilmesi gereken husus, soğuk suyun aniden içilmeyip; yudumlama dediğimiz ağızda bir müddet ısıtılarak yutulmasıdır. Peygamber Efendimiz’in de ifade ettiği gibi üç yudumda içmek en sağlıklı yoldur. Soğuk suyu içerken bu tarz içmenin önemi daha da artmaktadır. Ağızda bekletilen suyun biraz ısınması sağlanmış olur. Böylece hücrelerimiz zarar görmediği gibi sağlımız da tehlikeye girmez. 
İnce=sağlıklı demektir. 

Son yıllarda yapılan araştırmalar normalden zayıf, ince insanların diyabet, osteoporoz, depresyon, kısırlık, düşük yapma gibi hastalıklara yakalanma risklerinin arttığını ifade ediyor. Ayrıca ince, zayıf insanlar, bağışıklık sistemleri de güçsüz olduğu için enfeksiyonlara da açık hale gelirler. Birey ince kalabilmek adına, yetersiz ve dengesiz besleniyorsa; kansızlık, D ve B12 vitamini, çinko, magnezyum eksikliği oluşabilir. Buna bağlı olarak da halsizlik, yorgunluk, hafızada güçlük, saç dökülmesi gibi sorunlarda da karşılaşabilir. 
Daha fazla protein daha fazla kas demektir.

Kas hacmimizi korumak ve artırmak için, kilogram başına ortalama 1-2 gram protein yeterlidir. Bu miktarın üzerinde protein alırsak, sindirim sistemi bunu glukoz şeklinde şekere dönüştürür ve yağ olarak depolanır. Yani beslenme düzenimizde daha fazla proteine yer vermek; kaslarımızın daha fazla büyümesini sağlamayacağı gibi, bizi daha da şişmanlatır. 

Kardiyo egzersizinde 12. dakikadan itibaren vücut yağ yakmaya başlar. 
Vücut harekete başladığı andan itibaren hem karbonhidrat hem de yağ yakar. Tüketim, ilk dakikalarda karbonhidrat ağırlıklıdır, süre uzadıkça yağ yakımı başlar. Fakat kardiyo egzersizinde en önemli rolü üstlenen çizgili kas hücreleri, en baştan itibaren yağ asitlerini kullanır. Bu yüzden ilk dakikalardan itibaren kardiyo egzersizinde yağ yakmaya başlarız.  

Ayrıca yağ yakım süresi kişisel özelliklere göre değişim gösterir. Yaş, cinsiyet, egzersiz geçmişi ve vücut tipi bu özellikleri belirlemektedir. Erkeklerde kas kütlesi daha fazla olduğu için, yağ yakımı kadınlara göre daha önce başlar. Keza aynı nedenle sporcularda da daha fazladır. 
Yüksek bir BMI değeri, kilo verme gerekliliğinin göstergesidir.  

Vücut kitle endeksi(BMI) yetişkin bir insanın kilosunun boyuna göre normal olup olmadığını gösteren bir parametredir. BMI, vücut ağırlığımızın boy uzunluğunuzun karesine bölünmesi ile elde edilir.
 
BMI, hesaplama parametrelerinden de anlaşılacağı üzere sadece boy ve kiloya önem verir. Bunun dışında kalan genetik yapı, meslek ve uğraşı, egzersiz, beslenme alışkanlıkları gibi değerlendirmeler bu hesaba katılmaz. Özellikler güreş, boks gibi ağır sporlarla uğraşan kişilerin BMI yüksektir. Fakat kilo verme gereklilikleri yoktur. 
Nasıl olursa olsun, kilo kaybı iyidir.  

Herkes fazla kilolarından bir şekilde kurtulmak ister. Sağlıksız şekilde yapılan kilo kaybı, vücuda zarar verir. Kilo verelim derken, sağlığımızdan olmamamız gerekir. Özellikle kilo vermek için, sadece az yemek gibi yanlış diyet alışkanlıklarına yöneliriz. Bunun yanında düzenli egzersiz gibi vücudu hem diri tutan, hem de kilo almamızı engelleyen sağlıklı aktivitelerden de kaçınırız. Hatta son zamanlarda kilo vermek için kullanılan, çoğunluğu bitkisel addedilen ilaçlar da sağlığımızı tehdit etmeye devam etmektedir. 
Her gün 100 mekik çekerseniz karın yağlarınızdan kurtulabilirsiniz. 

Toplumumuzda bazı bölgesel egzersizlerin karın yağlarını erittiğine dair yanlış bir inanış vardır. Ne yazık ki mekik çekmek gibi sadece karın bölgesine hitap eden hareketler, tek başına etkisizdir. Karın yağlarını eritmek için, yürüyüş, koşu, yüzme gibi vücudun bütününe hitap eden; efor gerektiren egzersizler yapmalıyız. Ayrıca bu egzersizleri, doğru diyet alışkanlıklarıyla tamamlamalıyız. 
Kadınların uyguladıkları göğüs egzersizleri meme boyutunda artışa neden olur. 

Genel manada egzersiz yapmanın en güzel yönü, bedenimizle ilgili olumlu değişiklikler yaparak hem sağlığımızı geliştirmek, hem de güzel vücut imajı kazanmaktır. Fakat bunu yaparken anatomik yapı ve genetik özelliklerimize de hakim olmamız gerekli. Örneğin, kadınlarda meme dokusu, süt bezleri ve yağlardan oluşur. Dolayısıyla meme boyutunda artışa neden olabilecek en büyük faktör, vücut yağ dokusunun artışıdır. Yoksa, bölgesel göğüs egzersizlerinin en ufak bir etkisi yoktur. 
 
Kas definasyonu yüksek tekrarlı çalışmalarla sağlanır.  
Definasyon kelimesi ingilizceden dilimize geçmiştir ve açığa çıkarmak anlamı taşır. Kas definasyonu ise, vücudun yağlarından olabildiğince arındırılıp; kas yapısının tüm hatlarıyla ortaya çıkmasıdır. Vücut geliştirme sporuyla ilgilenenler için özel bir anlam ifade eder. Çünkü uzun süre boyunca çok iyi egzersiz yaparak kaslarını geliştirmiş bir kişi definasyona girmezse yaptığı vücudu estetik görünmez. 

 Definasyon döneminde egzersiz ikinci plandadır. Asıl önemli olan diyet ve beslenme alışkanlıklarıdır. Beslenmemizi doğru egzersizlerle desteklersek daha iyi sonuca ulaşırız. Bunu da az tekrarlı, yüksek ağırlıklı çalışmalarla yapabiliriz.