Sağlık Müdürlüğünden ''28 Eylül Dünya Kuduz Günü'' dolayısıyla yapılan yazılı açıklamada, kuduzun, insanlar dahil bütün sıcak kanlı memelilerde görülebilen, beyne yerleşerek felçlere yol açan ve ölümle sonuçlanan bir virüs hastalığı olduğu ifade edildi. 

Kuduz hastalığının kuduza yakalanmış bir hayvanın ısırmasıyla, kuduz hayvanın salyasının açık yaraya, kesik, sıyrık veya çatlak deriye, göz, ağız veya buruna temas etmesiyle, kuduz hayvanın tırmalamasıyla ve yine kuduz etinin ya da sütünün çiğ olarak tüketilmesiyle bulaştığı belirtilen açıklamaya, şöyle devam edildi:
     ''Kuduza yakalanmış bir evcil hayvanda bazı huy değişiklikleri görülür. Daha önceleri normal davranış gösteren hayvanlar sinirli ve saldırgan olurlar. Dikkatlerini çeken her şeye karşı ısırma ve saldırma isteği gösterirler. Yutak felcine bağlı olarak yutkunma reflekslerini yitirdiklerinden, sudan korkarlar ve ağızlarından aşırı miktarda salya aktığı görülür. Vahşi hayvanlar, insanlara olan korkusunu yitirirler ve evcil hayvan gibi insanlara yaklaşabilirler. Genelde gece ortaya çıkan vahşi hayvanlar, gündüz de ortalıkta görülebilirler ve dikkatini çeken her cisme saldırabilirler. Hastalığın ileri safhalarında felç gelişir ve hayvan komaya girerek ölür.'' 

Kuduzun insanlardaki hastalık belirtilerinin, virüsün vücuda girmesinden itibaren yaklaşık 3-8 hafta sonra ortaya çıktığı kaydedilen açıklamada, hastalığın insanlarda ilk önce halsizlik, bulantı, baş ve boğaz ağrısı gibi hastalığa özel olmayan belirtilerle başladığı, ısırık yeri ve çevresinde ağrı ve kaşıntı görülebildiği, yutak felci nedeniyle kuduzun karakteristik belirtisi olan sudan korkmanın görüldüğü, daha sonra hastanın komaya girerek öldüğüne dikkat çekildi. 

Kuduz hastalığından korunmak için kedi ve köpeklerin mutlaka aşılanması gerektiği vurgulanan açıklamada şunlar kaydedildi:
     ''Evcil hayvanların başıboş ya da vahşi hayvanlarla temas etmesine engel olunması gerekir. Başıboş hayvanlara yaklaşılmamalıdır. Çevrede garip davranışlar sergileyen veya ölmüş hayvan görüldüğünde mutlaka ilgili yerler haberdar edilmelidir. Kuduz şüpheli temas durumunda yara veya ısırık bölgesi hiç vakit kaybetmeden bol su ve sabunla iyice yıkanmalı ve arkasından tentürdiyot gibi iyotlu antiseptiklerle temizlenmelidir. Göz, ağız veya burun şüpheli temasa maruz kalmışsa bu bölgeler birkaç dakika içinde bol suyla yıkanmalıdır. Kuduz şüpheli temasa maruz kalan kişi bu uygulamalardan sonra en yakın sağlık kuruluşuna müracaat etmeli ve hekimin düzenleyeceği aşılama programına eksiksiz uymalıdır. Kuduz hastalığı belirtisi ortaya çıktıktan sonra tedavisi imkansızdır, hastalık ölümle sonuçlanır. Bu sebeple, belirtilen korunma yöntemlerine uyulmalı, özellikle yara tedavisi ile kuduz aşısı ve kuduz serumu uygulamasının hayati öneme sahip olduğu kesinlikle bilinmelidir