Trabzon sağlıkta yatay büyüdü

Trabzon Tabip Odası Başkanı Dr. Aydın Aydın'la Trabzon'un sağlık kenti olma yönünde önündeki engelleri ve bugünlerde çokça konuşulan tam gün yasasını konuştuk. Dr. Aydın, Trabzon'un sağlıkta bugüne kadar yapılan yatırımlarla dikey değil yatay bir büyüme g

Trabzon sağlıkta yatay büyüdü

Trabzon Tabip Odası Başkanı Dr. Aydın Aydın'la Trabzon'un sağlık kenti olma yönünde önündeki engelleri ve bugünlerde çokça konuşulan tam gün yasasını konuştuk.

Dr. Aydın, Trabzon'un sağlıkta bugüne kadar yapılan yatırımlarla dikey değil yatay bir büyüme gösterdiğini belirterek, “Trabzon bazı ciddi hastalıklara müdahale açısından ne yazık ki beklenen gelişmeyi sağlayamadı” dedi.

Son yıllarda sağlık alanındaki yatırımlara paralel olarak Trabzon'un sağlık kenti olduğu yönündeki söylemler de beraberinde geliyor. Size göre Trabzon'un sağlık kenti olmasının önündeki en büyük engeller nelerdir? Trabzon bölgenin sağlık başkenti olabilir mi size göre?

Sağlık Başkenti ifadesi çok iddialı bir tabir ama Trabzon bölgedeki diğer kentlerden merkezi olma konumunu sürdürüyor. Bu var, civarındaki illerden hasta göçü alıyor, halbuki hasta göçünün diğer ülkelerden de almasın bekliyorduk. Mesela Kafkasya ülkelerinden, yeni kurulan Türki Cumhuriyetlerinden de hasta göçü almasını bekliyorduk. Eğer bunu sağlayabilseydi Trabzon bir sağlık başkenti olabilirdi. Ancak Sarp Sınır Kapısı'nın 1990 yılında açıldığını düşünürsek bize bir hasta göçü olmamıştır. Bunu kabul etmek lazım. Ancak civar illerdeki hasta göçü de orantısal olarak bakıldığında gittikçe azalmaktadır. Bu da şundan kaynaklanıyor; artık bu illerde de hastaneler daha donanımlı hale geliyor, hekim sayısı artıyor, dolayısıyla Trabzon daha spesifik daha üst düzey hastalıklara müdahale açısından sağlık merkezi olma konumda ama bu konuda da bana göre istediği noktayı Trabzon tam sağlayabilmiş değil. Çünkü Trabzon maalesef bazı hastalıklarda hasta göçü veriyor. Özellikle kalp damar hastalıklarında kardiyovasküler dediğimiz alanda ciddi bir hasta göçü var Trabzon'dan büyük illere. Yine onkolojide çok ciddi bir hasta göçü var, yine fizik tedavi rehabilitasyon, hastalarında çok ciddi bir hasta göçü var, psikiyatri alanından bir hasta göçünden bahsedebiliriz, daha spesifik olarak yanık hastaları gibi bazı alanlarda da Trabzon'da bir merkez yok. Trabzon'da iki tane eğitim hastanesi olmasına rağmen bu alanda da bazı sıkıntılar olduğunu görüyoruz. Üçüncü basamak dediğimiz daha uç hastalara müdahale edildiği merkez konumunu Trabzon henüz genişletemedi.

BENZER KONUMDA HASTANELER AÇILDI
Önümüzdeki günlerde buna yönelik yatırımlar yapılmasını umuyoruz. Trabzon'da daha çok birbirine benzer konumda hastaneler açıldı. Yani yatay bir büyüme oldu hastanecilik açısından, dikey bir büyüme olmadı. Daha spesifik hastalıkların müdahale edildiği büyümeyi Trabzon beklenilen ölçüde sağlayamadı. Şunu da söyleyebiliriz, eğitim kurumları açısından tıp fakülteleri olarak Trabzon'dan daha sonra açılmış tıp fakültelerinde bazı alanlarda daha önde oldukları bile söylenebilir.

Erzurum'da organ nakli yapılabiliyor, Malatya'da yapılabildiğini biliyorum. Erzurum daha önce olabilir ama Malatya daha sonra açılmış bir yer. Örneğin bir Konya bizden sonra açılmıştır, neredeyse iki tane tıp fakültesi olmuştur. Antalya bizden çok sonra açılmıştır ama Antalya şu anda bırakın Türkiye'yi dünyada sayılı böbrek nakli merkezlerinden biri haline gelmiştir. Trabzon bu konuda bana göre dikey bir büyüme sağlayamamıştır. İlçelere hastaneler açıldı ama daha spesifik hizmet verecek hastaneler açısından Trabzon geri kalmıştır diyebiliriz. Branş açısından spesiyalize olmak yani bir onkoloji hastanesi açmak belki çok anlamlı olmayabilir, bir genel hastanedir onkoloji hastanesi. Cerrahisi, dahilisi, bütün branşlarıyla genel bir hastanedir. Dolayısıyla mevcut hastane yapıları içinde bu yapının geliştirilmesi gerekir. Gerek cerrahi gerek terapi gerekse kemoterapi anlamında Trabzon'da mutlaka gelişme olmuştur, gelişme olmadığını söylemek haksızlık olur. Ama eğer hasta göçü veriyorsa bir yerde sorgulama yapmak gerekir. Trabzon gibi yıllardır en eski tıp fakültesine sahip bir kentin hasta göçü vermesi bence düşündürücüdür. Bu konuda ilgililerin bir düşünmesi gerekir. Son günlerde Numune Hastanesi Eğitim ve Araştırma Hastanesi oldu. Burda onkoloji anlamında ufak-tefek kıpırdanmalar oluyor ama henüz bir hasta potansiyelini tutacak güçte olmadığını da görüyoruz.

Son dönemlerde belki de en çok konuşulan konu 'Tam Gün Yasası'na ilişkin' görüşleriniz nelerdir?

Biz tam gün yasasına şöyle bakıyoruz; hep söyledik, hekimler mutlaka birkaç yerde çalışalım, mutlaka muayenehanemiz olsun gibi bir düşüncenin içinde değiller. Hekimlerle ilgili yasalar sürekli bir değişiklik arzediyor. Ve çoğunluğu da hekimlerin aleyhinde bir durum olarak tecelli ediyor. Hekimlerin özlük haklarında ciddi anlamda iyileştirmeler yapılması gerekiyor. Tam Gün Yasası bu anlamda hekimlerin özlük haklarında kalıcı iyileştirmeler yapıyorsa ve altı çok iyi doldurulduktan sonra biz bunu destekleriz. Hiç kimse birkaç yerde çalışmak istemez. Tam gün yasasına bu şekilde bakıyoruz. Performans, döner sermaye alınıyor ama bunların hepsi yansımıyor. Bunlar güvenilecek ücretler değil, yani hekimler izne gittiği zaman, hastalandığı ve rapor aldığı zaman bunlardan mahrum kalıyor, sadece maaşa kalıyor. Hekim emekli olduğunda ise iki asgari ücret alabiliyor. Bu şartlar altında hekim, aktif olduğu dönemde birikim sağlamak zorunda. Bunu yaparken de ne ailesine ne de kendisine zaman ayırabilir. Üstelik yetkililerden ve siyasilerden bu konuda eleştiri alıyor. Sağlık sistemindeki sorunlardan sanki hekimler sorumluymuş gibi söylemler çıkıyor. Bunların hepsini biz takip ediyoruz. Siyasetçilerin konuşmalarını da takip ediyoruz. Dilimizin döndüğü kadar da bunların yanlış olduğunu kamuoyuna aksettirmeye çalışıyoruz. Artık karşılarındaki hekim potansiyeli bunu seslendirebilecek potansiyelde. Biz bu ülkedeki kaynakların en iyi şekilde ki, hekim de bir kaynaktır, kullanılmasından yanayız. Hekim tabiî ki mecburi hizmete gidecektir, ancak dönüşte siyasilerin peşine takılmaktan kurtarılmalıdır hekim. Yani bir standardizasyon yok. Bir hakim mecburi hizmete gittiği zaman ne kadar çalışacağını biliyor, nereye geleceği belli, en azından kamu hastanelerinde çalışan hekimler de bunu bilmek zorunda. Üniversite hastanelerinde çalışan hekimlerin de çok ciddi problemleri var.

Nurgül Günaydın Kurum

HABERE YORUM KAT
Haberlerde yapılan yorumlarda Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan yorumlar onaylanmamaktadır.
Önceki ve Sonraki Haberler