Türk Kızılayına Ramazan ayında yapılan kan bağışı miktarında, geçen yıla oranla yüzde 57 artış yaşandı.

Türk Kızılayı Genel Başkanı Tekin Küçükali, AA muhabirine yaptığı açıklamada, Ramazanın hayır işleri yapılması adına mistik duyguların en yüksek yaşandığı ay olduğunu söyledi.

720 şubesi olan Türk Kızılayının ramazanda, yılın 12 ayı olduğu gibi fakir fukaraya gıda ve giyecek yardımında bulunduğunu ifade eden Küçükali, ''Yılın 12 ayında ne yaptıysak ramazanda da onu yaptık. Tabii ki bize bağışta bulunan insanlar da ramazan ayında biraz daha duyarlı davrandı. Biz istifimizi bozmadık, neler yapmamız gerekiyorsa onları yaptık'' dedi.
Ramazanda bazı illerde sel felaketleri olduğunu belirten Küçükali, şöyle devam etti:

''Türk Kızılayı olarak afet bölgelerinde görev yerimizi aldık. İnsanların öncelikli ihtiyaçları olan karınlarını doyurmak ve giydirmek gibi görevlerimizi yerine getirdik. Bunun dışında tıp merkezlerimizi kapatarak, bu merkezlerde görevli doktor ve hemşirelerin tamamını afet bölgesine gönderdik. Sağlık sorunlarıyla ilgilendik. Şimdi de bir taraftan selde zarar gören insanlarımızın yiyecek ve giyecek ihtiyaçlarıyla ilgilerken bir taraftan da psikologlarımız ve iş yerlerinde görüştüğü bu insanlarımıza psikolojik destek veriyor.''

-''BİZE GÜVENEN İNSANLARI MAHCUP ETMEYİZ''-

Türk Kızılayının en temel görevlerinden biri olan kan bağışı toplama görevini de devam ettirdiğini belirten Küçükali, şunları kaydetti:
''Kan bağışında bulunanlara test yapıp, çeşitli sorular yöneltiyoruz. İnsanlarımıza 'bundan evvel kan verdiniz mi?' diye soruyoruz. 'Hayır vermedim' deyince, neden daha önce kan bağışında bulunmadığını da soruyoruz. Bize 'istediniz de vermedim mi?' diye cevap veriyorlar. Bu aldığımız cevap karşısında demek ki bir yerde eksik yapıyoruz diye düşündük. Ramazanda, tedarik ettiğimiz kanlarda eksiklik olduğu yönündeki derdimizi basına açıkça ifade ettim. Çeşitli gazeteler bu konu üzerinde durmaya başladı ve bize destek oldu''
Basın kuruluşlarının konunun üzerinde hassasiyetle durmasının ardından insanların kan bağışında bulunmaya başladığını ifade eden Küçükali, ''Bu ramazanda kan bağışında geçen seneye göre yüzde 57 oranında artış gerçekleşti. Umarım bağışlar artarak devam eder''şeklinde konuştu.

-TÜRKİYE'NİN KAN İHTİYACI SORUNU-

Küçükali, Türkiye'nin kan ihtiyacıyla ilgili şu bilgileri verdi:
''Şu anda Türkiye'nin yıllık kan ihtiyacı 1 milyon 700 ünite. 2009'da 800-850 binini programlamışız. 2010'da 1 milyonu aşarak 1 milyon 100 ya da 1 milyon 150 bin rakamına ulaşmayı hedefliyoruz. 2012 yılında Türk insanına acı veren bu problemi çözeceğiz. Hükümetimiz de bu konuda ciddi bir kanun çıkardı, tedarikçi olarak bizi görevlendirdi. Bize güvenen insanları mahcup etmeyiz.''

Kan merkezlerinin donanımı açısından dünyanın en son teknolojisini Türkiye'ye getirdiklerini vurgulayan Küçükali, sözlerini şöyle sürdürdü:
''Yeni bir kan merkezi kurduğumuzda dünyada en son teknoloji neyse onu getirip kuruyoruz. En son bölgesel kan merkezini Erzurum'da kurduk. Şimdi Kayseri'de bir bağışçımız bunu yapıyor. Yaklaşık 1-1.5 ay sonra orası açılacak ve bu, Erzurum'un bir üstü olacak. İzmir'de Ziraat Bankası'nın yaptığı kan merkezindeki teknoloji ise bir adım daha ileride olacak. Türkiye'nin en büyük kan merkezini İstanbul'da kuracağız. Dünyanın sayılı kan merkezlerinden biri, Amerika ölçeğinde bir merkez olacak''

-BAĞIŞÇILAR TÜRK KIZILAYINI DENETLEYEBİLECEK-

Türk Kızılayının sadece kan bağışında değil, diğer konularda da bağışa ihtiyacı olduğuna dikkati çeken Küçükali, ''Bütçeden pay almayız bize katlı gelmez. Biz tamamen Türk insanının merhamet eliyiz. İnsanımız ne kadar çok bize parasını emanet ederse biz o kadar fazla hizmet veririz. Bunun için de halkımıza teşekkür ediyoruz. İnanıyor, güveniyor paralarını bize veriyorlar. Biz, bize emanet edilen her kuruşu namusumuz kadar önemli biliyoruz'' dedi.

Bağışçıların internet ortamında kendilerine emanet edilen paraların nasıl harcandığını görebilecekleri yeni bir sistem oluşturma çalışmaları yürüttüklerini de vurgulayan Küçükali, sistem sayesinde bağışçıların kendilerini denetleme imkanı bulacağını söyledi.

-''TERAZİM DÜZGÜNSE ÇARŞI AĞASINDAN KORKMAMA GEREK YOK''

Sistem sayesinde bağışçının verdiği parayı sorgulama imkanı olacağını dile getiren Küçükali, sözlerini şöyle tamamladı:
''Para, eğer bağışçının isteği dışında kullanılırsa cebimizden ödemek zorunda kalacağız. Benim terazim düzgünse çarşı ağasından korkmama gerek yok. Bize emanet edilen para 141 yıldır bu kuruma para veren insanların parasıdır. Yılbaşı itibariyle bu sistemi kurunca başına kim gelirse gelsin bundan sonra sağını, solunu hırpalamak diye bir şey düşünülemez. Onu sistem yönetecek, sistemi o yönetmeyecek. Tüzüğüme koydurttum, Türkiye'deki denetim kuruluşları ve uluslararası denetim kuruluşları beni denetleyebiliyor. Ben bir yardım kuruluşuyum, bana yardım eden insanın nerelere yardım ettiğini bilmesi çok doğaldır."