Trabzonlu doktordan UYARI

Trabzon Ahi Evren Kalp ve Damar Cerrahisi Hastanesi Kalp ve İç Hastalıkları Uzmanı Prof. Dr. Ali Bayram, ani hava değişikliklerinin kalbin ritmini bozduğunu belirterek özellikle tansiyon hastalarının bu havalarda dikkatli olmaları gerektiği konusunda uyar

Trabzonlu doktordan UYARI

Trabzon Ahi Evren Kalp ve Damar Cerrahisi Hastanesi Kalp ve İç Hastalıkları Uzmanı Prof. Dr. Ali Bayram, ani hava değişikliklerinin kalbin ritmini bozduğunu belirterek özellikle tansiyon hastalarının bu havalarda dikkatli olmaları gerektiği konusunda uyarılarda bulundu.

Prof. Dr. Bayram, sıcak ve serin havaların yerini soğuk havaları bıraktığını ve bu ani hava değişikliğinin de kalbi yorduğunu ifade ederek Türkiye nüfusunun yaklaşık yüzde 11'nin kalp ve damar hastası olduğunu belirtti.
Uzun yola çıkmadan önce aracına bakım yaptırmayı ihmal etmeyenlerin maalesef çoğu zaman kendilerini ihmal ederek sağlık kontrolü yaptırmadıklarından yakınan Dr. Bayram, kalp sağlığına gereken önemin verilmediğini söyledi. Dr. Ali Bayram "Havaların bir ısınıp bir soğuyarak kışa hazırlandığı şu dönemde, sık değişen sıcaklık değerlerinden en fazla kalp hastaları etkiliyor. Güçlü hava değişiklikleri, vücudumuzdaki ısı düzenleme bölgelerini daha vücudumuz yeni koşullara adapte olamadan yakalıyor ve bu durum, vücut direncimizin düşmesine neden oluyor. Bu aylarda geceyle gündüz arasındaki ısı, nem ve basınç farklılıkları uyum sağlamaya çalışan vücudu, özellikle de kalp problemi olanları ciddi ölçüde tehdit ediyor" dedi.

KALP KRİZİ BELİRTİLERİ
Türkiye’de kalp problemlerinin en büyük sebeplerinin kalp damarlarındaki tıkanıklıklar ve hipertansiyon olduğunun altını çizen Dr. Bayram, kalp krizi belirtileri konusunda uyarılarda bulundu.
Krizin belirtilerin sıralayan Dr. Bayram şunları söyledi:
“Kalp krizinin en önemli belirtileri, göğsün ortasında sıkıştırıcı ağrı, terleme, nefes darlığı, ölüm korkusu, soluk soğuk yüz, bulantı, kusma ve baş dönmesidir. Göğüs ağrısı çeneye, sol kola, sırta yayılabilir. Kollarda ciddi güç kaybı oluşabilir. Genellikle ağrı 20 dakikadan daha uzun süre devam eder. Ağrı dinlenmekle hafif şekilde azalsa da sıklıkla geçmez, pozisyon değiştirmek ağrının şeklinde ve şiddetinde değişlik oluşturmaz. Bazı hastalarda kalp krizi sırasında ağrı oluşmaz ya da çok az oluşur. Bu durum ‘sessiz kalp krizi’ olarak da adlandırılır. Bu hastalar genellikle şeker hastalığı olan ya da 75 yaş üstünde olan hastalardır. Kalp krizi erkeklerde kadınlara göre 3 kat daha sık görülmekte fakat kadınlarda ölüm oranı daha fazla olmaktadır. Sigara içmek, alkol kullanmak, aşırı kilo, tansiyon yüksekliği, şeker hastalığı, kan yağı yüksekliği, ailede kalp krizi öyküsünün bulunması ve düzenli egzersiz yapılmaması kalp krizi gelişme riskini arttıran faktörlerdir. Bu risk faktörlerine sahip hastalar yaşam standartlarını düzenlemeli ve hekim kontrolünde olmalıdırlar. Buradaki önemli nokta; aile öyküsünün bulunması dışındaki bahsettiğimiz risk faktörlerinden eğer hasta isterse yaşam standartlarını düzenleyerek kurtulabilir ve kalp krizi geçirme riskini büyük oranda azaltır."
Kalp krizindeki damar tıkanıklığının yeri ve miktarı, oluşan krizin ciddiyetini belirlemede önemli olduğuna dikkat çeken Dr. Bayram, "Öyle ki kalp krizi geçiren bazı hastalar, kriz geçirdiklerini hekime başvurduklarında öğrenirler, bazı hastalar şiddetli ağrı nedeniyle kalp krizi geçirdiklerini bilirler, bazı hastalarda ise maalesef kalp krizi ani ölümle sonuçlanmaktadır. Ani ölümlerin en önemli sebebi de kalp krizleridir” diye konuştu.

BUNLARA DİKKAT EDİN
Düzensiz bir hayat, yorgunluk, sinir bozukluğu, şiddetli romatizma veya doğuştan meydana gelen kalp hastalıklarında daha geniş bir ifadeyle bütün kalp hastalıklarında alınması gereken hususlara değinen Dr. Bayram, "Sinirlenmeyin. Sigarayı bırakın. Şişmanlamamaya ve kilonuzu muhafaza etmeye çalışın. Fazla yorucu işler yapmayın. Uyku ve dinlenmenizi ihmal etmeyin. Koşmayın, acele etmeyin. Her gün bir öncekinden daha iyi olduğunuza inanın. Kabız olmamaya dikkat edin. Çürük dişleriniz varsa, tedavi ettirin. Fazla miktarda yağlı sığır veya koyun eti, sütlü gıdalar yemeyin. Konserve, pastırma, salam, turşu ve çikolata gibi gıdaları mümkün olduğunca azaltın. Yemeklere tuz koymayın. Yemeklerinizi zeytinyağı, mısırözü veya ayçiçeği yağı ile hazırlayın. Bol bol taze sebze ve meyve yiyin. Bol bol yoğurt yiyin" şeklinde konuştu.

HABERE YORUM KAT
Haberlerde yapılan yorumlarda Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan yorumlar onaylanmamaktadır.
Önceki ve Sonraki Haberler