Sağlık Bakanı Mehmet Müezzinoğlu, "Geçen sene yaşatabileceğimiz bin 860 civarında vatandaşımızı kaybettik. Türkiye’de Ocak 2014 tarihi ile bekleme listesindeki hasta sayısı 23 bin 842’dir" dedi.

Sağlık Bakanı Dr. Müezzinoğlu, organ bağışı konusunda kamuoyu bilincinin artırılması amacıyla din görevlileri ve mahalli idare temsilcilerinin katılımı ile Dedeman Otel’de gerçekleştirilen, ‘Organ Bağışında Uyum için Teknik Yardım Projesi’ toplantısına katıldı.

İnsanı yaşatabilmek ve insanın sağlıklı yaşamasına katkı sağlayabilmek adına organ bağışının önemli bir konu olduğunu belirten Bakan Müezzinoğlu şöyle konuştu:

“İhtiyacımız olduğu zaman bir bardak suyun bile anlamlı ve çok değer ki olduğunu bazen susuzluktan bir yudum su için feryat ettiğimiz düşünürsek hayata tutunabilmek için organ bağışını bekleyen 24 bin’ e yakın vatandaşımızı bu gözle bakmak bu gözle değerlendirmek ve bu gözle insanlara faydalı olmak anlamında sorumluluklarımız var. Değerli hocam birçok dini boyutuna ve işin özüne değindi. İnanıyorum ki hayatı yaşamamızda ki değeri ve anlamı herhalde bu programda insanlar yararlı olmak yine sizin en hayırlınız insanlara faydalı olanınız diye bir hadis-i şerif olsa gerek."

Bakan Müezzinoğlu, “Yine bir boyutuyla yaptıklarınız kadar yapmadıklarınızdan da sorumluyuz, muhtarlarımız, Müftülerimiz, müftü yardımcıları var. Burada toplumun bütün kesimlerine ulaştırabileceğimiz dalga dalga mesajlarımız var. Bu dünyadan göçer giderken arkamızda bizden medet umanlara toprak olacak organlarımızı bağışlayabilme duygusunu veya bağışlayabilme insaniliğini gösterebilmeyi İnşallah hep birlikte başaracağız. Duygusal duyarlılığı da hep birlikte artıracağız” diye konuştu.

Cepte taşınan kredi kartı gibi organ bağış kartını da taşıyabiliyorsak o zaman insan olarak anlamlı oluruz diyen Bakan Müezzinoğlu, “Bana göre organ nakli kartı kredi kartı ile kıyaslanmayacak kadar değerlidir. Türkiye’de Ocak 2014 tarihi ile bekleme listesindeki hasta sayısı 23 bin 842’dir. Bakınız rakamlar 60 bin diyaliz hastasının olduğunu söylüyor. 19 bin civarında böbrek bekleyen diyaliz hastamızın olduğunu söylüyor. 2 bin civarında karaciğer nakli bekleyen var. Geçen sene yaşatabileceğimiz bin 860 civarında vatandaşımızı kaybettik” ifadesini kullandı.

Organ bağışı evinde ölmüş bir vatandaşımızdan alınan organ olmadığını kaydeden Bakan Müezzinoğlu, “Organ bağışı yoğun bakımda tedavi görürken beyin ölümü gerçekleşmiş insandan alınan bağıştır. Beyin ölümü gerçekleşmiş olanların yakınları orada o vasiyetin hak ve hukukunu koruyacak duygusallığa değil iradeye ve hak ve hukukun yerine getirilmesini de din adamlarımız, hekimlerimizden özellikle medyamızdan geniş destek istiyoruz. Biz toplumun öncüsü diyebileceğimiz tüm kurum ve kesimlerle hep birlikte bu hadiseye sahip çıkacağımızı hep birlikte yönetebileceğimize inanıyorum” şeklinde konuştu.

‘TÜRKİYE’DE HUKUKUN BAĞIMSIZLIĞINI ÖNEMSİYORUZ AMA TARAFSIZLIĞINI DA ÖNEMSİYORUZ’

Türkiye’nin insan sağlığına verdiği değer, toplum sağlığına verdiği değerin önemli olduğunu belirten Bakan Müezzinoğlu, şöyle devam etti:

“İnsan sağlığı kadar önemli olduğuna inandığımız demokrasinin sağlığı, hukukun sağlığında da duyarlı olduğumuzu buradan Avrupa Birliği Türkiye Temsilcimiz vasıtasıyla da AB iletmek isteriz. Türkiye’de hukukun bağımsızlığını önemsiyoruz ama tarafsızlığını da önemsiyoruz. Tarafsız bir hukuk hepimiz için vazgeçilmezdir. Bizim anlayışımızda hak ve hukuk her şeyin önündedir. Biz insan sağlığının hak ve hukuku kadar demokrasinin de sağlıklı bir hukuk tarafından değerlendirilmesinden yanayız. İnanıyorum ki Türkiye bu anlamda da AB sürecinde katettiği demokratikleşme anlamında, hukuk devleti olma anlamında katettiği mesafeleri sağlıklı bir hukuk devleti olmayı önümüzdeki süreçte çok daha güçlü bir şekilde başaracaktır. Çünkü biz sandığın hukukunu ve sağlıklı bir sandığında en az toplumsal sağlığımız kadar önemli olduğunu biliyoruz."

Toplantının sonunda Bakan Müezzinoğlu ile konuşan kornea nakli olan Kiraz Balalı, “Kornea nakli ile herkesi göre bilme şansım oldu. Rabbim benim gibi sıra bekleyenlere yardımcı olsun. Ben 18 yıl bekledim, ondan önceki hayatımı bilememek kendi evladımı bile görememek çok kötüydü” dedi.