10 yaşından bu yana Edirne Keşan’da her sabah dükkanını açan Köseler, saat tamiri yaparak geçimini sağlıyor. Yıllarını saat tamirciliğine adayan Ziya Köseler, “İşi ne zaman bırakacaksın?” sorusuna, “O beni bıraktığında” cevabını veriyor.

1950 yılından bu yana 68 yıldır saat tamir ettiğini ifade eden Köseleri "Saat tamirciliği diye bir meslek neredeyse kalmadı. Mesleğimiz günden güne ölüyor. Çoğu kişi saatini tamir ettirmek yerine yenisini alıyor" dedi.

"Teknoloji saate girene kadar işlerimiz çok iyiydi"

Eskiden saat tamirciliğinin saygın bir meslek olduğunu belirten Köseler, "Teknoloji saate girene kadar işlerimiz çok iyiydi. Tamir etmeye yetişemiyorduk. Şimdi ise sadece saatlere pil takar olduk. Elektronik saatler çıktıktan sonra kurmalı saatlere ilgi kalmadı. Pilli saatlerin modelleri ve albenisi çok. Her yer saat dolu. Ama 1 hafta mı çalışır, 10 gün mü, 1 ay mı? bilemem. Ömürsüz o saatler. Tamiri de yok bunların, Çin malı. At yenisini al" dedi.

"Sanatımız ölüyor, yeni çırak da yetişmiyor"

Köseler, "10 yaşımdan beri saatlerle iç içeyim. Eskiden insanlar kurmalı saatin sesiyle güne başlardı. Şimdilerde ise cep telefonu melodileriyle uyanıyorlar. Bu yaştan sonra yapacağım başka meslek yok. Kahvehanelerde sigara dumanı soluyacağıma, iş yerimde arkadaşlarımla sohbet eder, ‘tik-tak’ sesi duyarım daha iyi. Atatürk’ün; ‘Sanatsız kalan bir toplumun hayat damarlarından biri kopmuş demektir’ sözünü iyi anlamak gerekiyor. Bizim sanatımız ölüyor, yeni çırak da yetişmiyor" şeklinde konuştu.