Başkasının Vergi Borcu evinden etti - Bitlis haberleri
Bitlis'in Tatvan ilçesinde yaşayan Karakurt ailesinin beş yıl önce satın aldığı eve, evin ilk sahibinin vergi borcuna karşılık mahkeme kararıyla ihtiyati tedbir kararı konuldu. Karakurt ailesi, 2012 yılında Tatvan'ın Bahçelievler mahallesinde bir binanın
Bitlis'in Tatvan ilçesinde yaşayan Karakurt ailesinin beş yıl önce satın aldığı eve, evin ilk sahibinin vergi borcuna karşılık mahkeme kararıyla ihtiyati tedbir kararı konuldu.
Karakurt ailesi, 2012 yılında Tatvan'ın Bahçelievler mahallesinde bir binanın bodrum katındaki daireyi satıp kızlarının da desteği ile aynı binanın zemin kat numara 3'te bulunan ve daha önce 4 defa el değiştiren daireyi 70 bin liraya satın aldı. Daireyi satın aldıktan sonra tüm resmi işlemleri halledip tapularını alarak evin 5. sahibi olan Karakurt ailesinin ev hayali ve mutluluğu kısa sürdü. Karakurt ailesi, evi aldıktan bir yıl sonra kendilerine gelen bir mahkeme tutanağıyla hayatlarının şokunu yaşadı.
Tatvan Vergi Dairesi Müdürlüğü, Tatvan 1. Asliye Hukuk Mahkemesinde evin ilk sahibiyle birlikte sonraki 4 sahibi hakkında dava açtı. Açılan dava neticesinde mahkemeye çağrılan Karakurt ailesinin evli kızı Kübra Açar ve evin önceki 4 sahibine, evin ilk sahibinin vergi borcu olduğu, satılan evin çok kısa sürede el değiştirdiği ve dolayısıyla ev için yapılan satış işleminin gerçek bir alım-satım işlemi olmadığı gerekçe gösterilerek yapılan satışın iptal edilerek, taşınmaza tedbir konulmasını talep etti.
2013'te açılan ve 4 yıl süren dava neticesinde mahkeme, söz konusu evin birkaç yıl içinde 5 kez el değiştirmiş olduğunu tespit etti ve bilirkişiden de evin maliyeti için rapor istedi. Bilirkişi ve Tatvan Vergi Dairesi Müdürlüğünün mahkemeye sunduğu rapor neticesinde mahkeme davayı 4 yıl sonra karara bağladı. Davanın evin ilk sahibi ve sonraki 4 sahibinin aleyhine sonuçlanması nedeniyle mahkeme davanın tüm masraflarını da davalı kişiler tarafından ödenmesine hükmetti.
Mahkeme ayrıca, 5 yıl önce söz konusu ev için yaklaşık 70 bin lira vererek evin tapusunu alan Karakurt ailesinin eviyle ilgili ise, yapılan satışa ilişkin tasarrufun iptaline, davacıya cebri icra yetkisi tanınmasına ve dava konusu taşınmaz üzerine ihtiyati tedbir kararı konulmasına karar kıldı. Yargıtay'da, temyiz yolu açık olmak üzere davayı karara bağladı.
Mahkemenin verdiği karar neticesinde eğer temyiz aşamasında da bir sonuç alınamazsa Karakurt ailesinin 2012 yılından beri tapusunu alarak kullandığı evleri hiç tanımadıkları evin ilk sahibinin vergi borcuna karşılık ellerinden alınacak.
AİLE YARGITAYA BAŞVURMAYA HAZIRLANIYOR
Hiç tanımadıkları bir kişinin vergi borcuna karşılık evlerine tedbir konulmasına tepki gösteren Karakurt ailesi, yüzde yüz haklı durumdayken mahkemenin verdiği kararla haksız duruma düştüklerini ve mağdur olduklarını ileri sürdü. Gerekçeli kararın ellerine ulaşmasının ardından karara itiraz etmeye hazırlanan Karakurt ailesi, şimdilerde tüm birikimlerini vererek, bin bir zorlukla aldıkları evlerinin hiç tanımadıkları birinin vergi borcuna karşılık ellerinden alınabilme ihtimaline karşı kara kara düşünüyor. Evlerini satın aldıkları tarihte tapu için resmi tüm işlemleri yaparken kendilerine herhangi bir durum ve sıkıntının arz edilmemesine tepki gösteren aile, mağdur olduklarını ve bu nedenle mağduriyetlerine karşı adalet beklediklerini ifade etti.
"ANNEM VE ANNEANNEM RAHAT ETSİN DİYE EV ALDIK"
Annesinin ve yatalak anneannesinin kalan ömürlerinde rahat etmeleri ve başlarını koyacak bir evi olması için evi satın aldıklarını belirten evin tapu sahibi Kübra Açar, "Biz bu daireyi 2012 yılında 70 bin lira ödeyerek evin dördüncü sahibinden tapusuyla birlikte satın aldık. Ancak biz aldıktan bir yıl sonra, yani 2013 yılında bu dairenin ilk sahibi olan şahısla ilgili bir vergi borcu çıktı. Bu konudan dolayı evin ilk sahibi ve sonradan evi satın alan biz dahil sonraki dört ev sahibiyle ilgili evin alım-satım işleminin gerçek bir alım-satım işlemi olmadığı gerekçesiyle Tatvan Vergi Dairesi Müdürlüğü tarafından dava açıldı. Yaklaşık 3 yıldır devam eden dava, olayla hiçbir bağ ve bağlantımız olmamasına ve evin ilk sahibiyle yakından ya da uzaktan bir tanışıklığımız ya da akrabalık ilişkimiz olmamasına rağmen aleyhimize sonuçlandı" dedi.
Mahkemenin kararına tepki gösteren Açar, "Mahkeme sonucuna göre, hem parasını ödeyip, resmi tüm iş ve işlemleri yaparak tapusunu bile aldığımız evin geri tarafımıza hiçbir bedel ödenmeden alınmasına ve mahkeme giderlerinin davaya dahil olan bizler tarafından ödenmesine karar verildi. Mahkemenin bu kararı bizi mağdur etmiş durumda" diye konuştu.
Dava sonucuyla ilgili temyiz hakkı bulunduğunu anlatan Açar, şunları söyledi:
"Bu hakkı sonuna kadar kullanacağız. Adalete güveniyoruz ve adalete sığınıyoruz. Annem mevcut binanın bodrum katında kalıyordu. Bende eşimin rızası ile bodrum kattaki daireyi sattıktan sonra kendi ziynet eşyalarımı da satarak eksik kalan parayı tamamlayıp şu an davaya konu olan daireyi aldık. Ancak beni en çok üzen durum annem ve bakmakla yükümlü olduğu yatalak alzaymır hastası anneannemin mağdur olması. Madem evle ilgili sıkıntı vardı, madem ev hacizli ya da başka bir sıkıntısı vardı biz satın alıp tapusu için tüm resmi işlemleri yaparken neden bu sıkıntıları söylemediler ve neden sorunsuz şekilde tapuyu bize teslim ettiler. Tapuyu kendi elleriyle bize teslim ettiler, ama bugün geri almaya çalışıyorlar. Bir sorun ya da sıkıntı varsa bu devletin kurumlarından kaynaklanan bir sorun ve sıkıntıdır, bizi mağdur etmeye hakları yoktur. Ancak burada mağdur olan ben ve ailemdir. Bizim kimseye ne bir vergi borcu ne de başka bir borcumuz yok. Sonuna kadar hukuki tüm yola başvuracağız."
"EVİN MUTLULUĞUNU YAŞAYAMADAN KABUSUNU YAŞADIK"
Ev sahibi Kübra Açar'ın annesi Gülbeyaz Karakurt ise, kızının desteği ile aldığı evin mutluluğunu yaşayamadan kabusunu yaşadıklarını anlattı. Çok çaresiz olduklarını ve mağdur durumda olduklarını ifade eden Karakurt, şunları söyledi:
"Biz satın aldığımız bu dairenin beşinci ve son sahibiyiz. Bu evi kızım ile damadımın desteğiyle aldık. Sırf biz dışarıda kalmayalım ve daha rahat edelim diye aldılar. Ancak yaşanan bu olumsuz olay bizi son derece üzmüş ve mağdur etmiştir. Çünkü burayı dişimizden tırnağımızdan biriktirdiğimiz helal parayla aldık. Başkasına ait olan ve bizle hiçbir ilgisi olmayan bir borca karşılık evimiz elimizden alınmak istiyor. Yani Allah rızası için Başbakanımız, Cumhurbaşkanımız sesimizi duyup haklı bir konuda haksız duruma düşmüşken bize yardım etsin. Gerçek borcun sahibini hiçbir şekilde tanımıyoruz, bilmiyoruz ve hiçbir bağımız yok. Elimizden hiçbir şey gelmiyor. Şu an çaresiz sadece adalet bekliyoruz."
"SORUN BİZDEN KAYNAKLI DEĞİL"
Ev sahibi Kübra Açar'ın kardeşi Veysel Karakurt da, evin parasını ödeyip tapu için gerekli işlemi yaptıklarında herhangi bir sıkıntı çıkmadığına dikkat çekti. Sıkıntının kendilerinden kaynaklı olmadığını ifade eden Karakurt, "O tapunun bir anlamı yoksa tapuyu ne diye veriyorsunuz" diyerek olaya tepki gösterdi. Evin tapusunu ablasının adına aldıklarını anlatan Karakurt, sözlerini şöyle sürdürdü: "Evi aldıktan sonra resmi tüm işlemleri yerine getirdik. Zaten biz tapuyu alırken bize herhangi bir sıkıntısı olmadığını belittiler, bizde zaten bir sıkıntısı olmadığı için tapuyu alabildik. Bir sıkıntı olsa zaten alamazdık. Tanımadığımız bir şahsa ait olan bir borca karşılık evimize el konulması kabul edilemez bir durum. Madem sıkıntı vardı neden bize tapu verdiniz. O tapunun bir anlamı yoksa tapuyu ne diye veriyorsunuz. Biz bunu kabul etmiyoruz. Mağdur durumdayız, ama davanın temyiz hakkı var, hukuki ne gerekiyorsa sonuna kadar yapacağız."
"KARAR HUKUKİ VE VİCDANİ DEĞİL"
Dava sonucu ile ilgili görüşlerini bildiren Bitlis Barosu Başkanı Enis Gül ise, kararın hukuki ve vicdani olmadığını ifade ederek şöyle konuştu:
"Trilyonlarca borcu olanların işletmesi varken tahsil etmeyen vergi dairesinin gelip gariban bir aileye yüklenerek başkasının borcunu tahsil edilmeye çalışması adil değil. Vergi dairesinin kendi görevini ihmal edip en sonunda gariban insanları mağdur etmeye çalışması hiç doğru değil. Asıl, yıllar önce belirlenen vergi borcu neden geciktirilmiş, neden tahsil edilmemiş ve o dönemdeki kurum çalışanlarını araştırmak, onlar hakkında soruşturma başlatmak lazım."