İstanbul için bir iyi bir kötü deprem senaryosu
Haber61 Köşe yazarı Prof. Dr. Osman Bektaş İstanbul için iki önemli deprem senaryosu olduğunu söyledi.
Haber61 – Haber Servisi – Emrah Paça - İstanbul’da meydana gelen 4.6 ve 5.8’lik depremler, yaşanması muhtemel büyük İstanbul depremini Türkiye’nin yeniden gündemine oturttu.
Konu ile ilgili görüşünü aldığımız Haber61 köşe yazarı Jeoloji Mühendisi Prof. Dr. Osman Bektaş, İstanbul’da meydana gelen depremlerle ilgili iki önemli senaryoyu ortaya koyarak, birinci senaryonun Kuzey Anadolu Fay hattı üzerinde Tekirdağ ile İstanbul arasında 6 ve altında küçük depremler meydana geleceğini söyledi. Prof. Dr. Bektaş ikinci ve daha kötü senaryo olarak ise bu fay hattının 7.2 ve 7.4 arasında büyük deprem üreteceğinin düşünüldüğünü vurguladı.
Bektaş Haber61’e yaptığı açıklamada Marmara Denizi üzerinde meydana gelen depremlerin Tekirdağ ile İstanbul arasında fayın daha rahat hareket etmesinden kaynaklandığı ve bu hareketin küçük depremlere sebep olduğunu düşündüğünü belirtti.
Prof. Dr. Osman Bektaş kendisinin Marmara Denizi’nden geçen Kuzey Anadolu Fay hattının ilerleyen süreçte de küçük depremler üretmeye devam edeceği ve büyük depremler üretmeyeceğini öngördüğünü belirterek şu ifadeleri kullandı;
“KUZEY ANADOLU FAYI MARMARA DENİZİ’NE GİRDİĞİNDE KARADA OLUĞU GİBİ HER YERDE 7’DEN BÜYÜK DEPREM ÜRETEREK MARMARA’YI KAT ETMİYOR”
“1999 İzmit depreminden sonra İstanbul’un depremselliği gündeme geldi. 20 yıl içerisinde bilim adamları Marmara Denizi’nden Kuzey Anadolu fayının deprem oluşturma mekaniği yönünde bir süre çalışmalar yaptılar. Kendi üzerlerine düşen görevleri layıkıyla yaptılar. Ancak değişmeyen bir sonuç var. Ne kadar deprem senaryosu üretilirse üretilsin yine değişmeyen sonuç İstanbul’un deprem tehlikesi ortadan kalkmış değildir. Buna rağmen 20 yıllık bilimsel çalışmaların ne getirmiştir? sorusu sorulduğunda; Kuzey Anadolu fayı Marmara Denizi’ne girdiğinde karada oluğu gibi her yerde 7’den büyük deprem üreterek Marmara’yı kat etmiyor. Özellikle batı Marmara’da, yani Tekirdağ ile İstanbul arasında fay daha rahatlıkla hareket edebiliyor ve küçük depremler üretiyor. Biz buna ‘krip’ diyoruz. Yani fayın bu bölgede 6’dan küçük deprem üreterek yoluna devam ettiği sonucu ortaya çıkıyor. Bilimsel çalışmalara göre bur bir görüş. Bu görüşü doğrulayan depremler son birkaç gün içinde yaşadığımız depremlerdir. Üç gün önce yaşanan 4.6’lık depremle dün yaşanan 5.8’lik depremler bu görüşü doğruluyor. Bu görüş “Tekirdağ ile İstanbul arasında Kuzey Anadolu fayı 6’dan küçük deprem üreterek yoluna devam ediyor” görüşüdür.
İSTANBUL İÇİN BİR İYİ BİR KÖTÜ DEPREM SENARYOSU
Bu 20 yıllık çalışmanın sonucunda ortaya konan bir deprem senaryosudur. Şimdi yine bu görüşe karşı bir görüş daha var. O da eskiden beri olduğu gibi daha karamsar bir görüştür. Hayır Tekirdağ ile İstanbul arasında fay bütünüyle kilitlidir. Dolayısıyla 7 ve 7’den büyük bir deprem oluşacak bir şekilde bir enerji birikimi söz konusudur. Dolayısıyla 4 metrelik bir atım 7.2 ve 7.4 büyüklüğünde bir deprem oluşturabilir. Yani 20 yıllık bilimsel çalışmalar 2 farklı görüşü ortaya koyuyor. 1.’si “Tekirdağ ile İstanbul arasında olabilecek en büyük deprem 6’dır ya da daha küçüktür.” 2.’si daha karamsar bir görüş, Tekirdağ ile İstanbul arasında olabilecek en büyük deprem 7.2 ve 7.4’dür.” Şimdi “bu iki farklı görüşün doğruluk derecesi nedir?” derseniz buda Yüzde 60’ı geçmez, yüzde 41 yanılma payı var. Bu yanılma payını biz hiçbir zaman göz ardı edemeyiz. Özellikle İstanbul gibi 15 milyon kişiden daha fazla insanın yaşadığı, Türkiye’nin en önemli ekonomik dinamosu olan İstanbul’da böyle bir deprem olasılığını göz ardı edemeyiz. Dolayısıyla bir gerçek ortaya çıkıyor ki; İstanbul depreme her an hazırlıklı olmalıdır.
DEVLET ÜZERİNE DÜŞENİ YETERİNCE YAPAMADI
20 yıl içerisinde bilim adamları kendi üzerlerine düşen görevleri yaptığı halde devlet kendi üzerine düşen görevi ne kadar yaptı? Yani depreme hazırlık çalışmalarını, depremin oluşturacağı zararları ne kadar azalta bildi? Bununla ilgili hangi çalışmaları yaptı? derseniz, maalesef devlet üzerine düşen görevi yeterince yapamadı. Bugün İstanbul’da Allah göstermesin bir deprem daha olsa, depreme karşı olan önlemler gerektiği kadar alınmadığı bir gerçek. Dolayısıyla biz deprem senaryolarına odaklanmaktan daha çok depreme karşı önlemlerin nasıl alacağımızı ortaya koymamız lazım. Tabi deprem zararlarını azaltmak için gerekli parametreler ne der derseniz? Bunun başında deprem bilgisi, deprem bilinci ve ekonomi güç, yani para gelir. Bu 3 unsur da gelişmiş ülkelerde rahatlıkla bulunabilen faktörlerdir. Az gelişmiş veya bizim gibi gelişmekte olan ülkelerde maalesef o üç parametre, yani deprem bilinci, deprem bilgisi ve finans maalesef yeterli olmadığı için depreme karşılık önlem almakta zorlanıyoruz.
“TEKİRDAĞ İLE İSTANBUL ARASINDA OLABİLECEK OLAN DEPREMİN BÜYÜKLÜĞÜ EN FAZLA 6 CİVARINDADIR”
Bir Jeolog olarak Batı Marmara’da ki deprem senaryolarından hangisinin bana daha yakın geldiğini sorarsanız, benim görüşüm şudur; “Tekirdağ ile İstanbul arasında olabilecek olan depremin büyüklüğü en fazla 6 civarındadır. Yani ben daha olumlu düşünüyorum. 7 ve 7’de büyük bir deprem düşünmüyorum.” Ne için böle düşünüyorum? 1. neden şu; deprem tarihçisi Ambrose şunu der; “1766 depremi İstanbul’un batı kısmında değil İstanbul’un doğusunda olmuştur” buda benim görüşümü destekler. 2.si batı çukurluk, orta Marmara çukurluğu, depremleri süspanse eden veya boşaltan bir özellik gösterir. Bu nedenle ben daha olumlu düşünüyorum. Ama tekrar ediyorum bu görüşler İstanbul’un depremselliğini göz ardı etmez.
“DEPREM İÇİN ZAMAN TAHMİNİ YAPMAK ÇOK ZOR”
Depremlerin zamanı ve mekanı hakkında bir şey söylemek mümkün değil. Çünkü; Marmara’da birden fazla fay var. Bu fayların deformasyonları farklı şekilde olduğundan, bu bölgede deprem tahmini yapmak çok zor. Dolayısı ile depremin zamanı ve yeri hakkında bir şey söylemek mümkün değil. Ama şunu söyleye bilirim. Daha önceden şu biliniyordu. Marmara’da her yerde 7’den büyük bir deprem üretilecek. Bu böyle değil. Şu ortaya çıktı ki; 20 yıllık bilimsel çalışmaların sonucunda Marmara’yı kat eden Kuzey Anadolu fayı Batı Marmara’da 7’den küçük deprem ürete biliyor. Yani burayı rahatlıkla geçebiliyor. Son olan depremlerde bu görüşü teyit eden, doğrulayan depremlerdir. Belki ilerde yine bu büyüklükte depremler bu bölgede olacak.
“DEĞİŞMEYEN TEK ŞEY İSTANBUL’UN DEPREM TEHLİKESİNİN ORTADAN KALKMAYACAĞI”
Bu bölgede ilk defa 5.8 ve 4.6’lık deprem olmadı. Aynı yerin çok yakın batısında son 20 yıl içerisinde 5.5 büyüklüğündeki iki deprem daha oldu. Dolayısıyla 20 yıl içerisinde olan 3 - 4 deprem neyi gösteriyor? Batı Marmara’da 6’dan küçük depremler o bölgenin karakteristik depremleri olabilir. Bu bir görüş. 2. Olumsuz görüş neydi? Bir az önce belirttim hayır bu bölgede 7 ve 7 üzerinde deprem üretecek çünkü fay kilitlidir. Son olarak şunu söyleyeyim, bilim adamları kendi çapında çeşitli deprem senaryosu üretseler dahi değişmeyen bir şey var o da, İstanbul’un deprem tehlikesinin ortadan kalkmayacağı. Ama yine tekrar ediyorum. 20 yıl içerisinde devlet üzerine düşen işi ne kadar yapa bildi? Bilim adamları ulusal uluslararası çalışmaları gereğinden fazla yaptı, yapmaya devam ediyor ama aynı zaman aralığında devlet depreme karşı önlem almada gerektiği kadar çalıştığını zannetmiyorum.”