Şizofreni hastaları bu merkezde örgü örüp, spor yapıyor
Sincan Dr. Nafiz Körez Devlet Hastanesi Toplum Ruh Sağlığı Merkezi’nde 540 hastaya hizmet veriliyor.
Merkezde; şizofreni, psikotik bozukluk ve bipolar bozukluk tanısı olan hastalara psikoterapiler ve danışmanlık hizmetlerinin yanı sıra çeşitli eğitimler de sunuluyor. Hastalar, şarkı söylemekten spor yapmaya kadar her şeyi merkezde gerçekleştirme fırsatı buluyor.
Hastalığın alevlenmesinin ve hastane yatışlarının azaltılmasının amaçlandığı merkezde, hastalar yeniden topluma kazandırılırken hastanın istihdamına yönelik adımlar da atılıyor. Halk Eğitim Müdürlüğü ile ortaklaşa yürütülen kurslarda hastalara; drama, müzik, el işleri, örgü ve resim dersleriyle düzenli iş ve uğraşı tedavisi sağlanıyor. Aile ortamı sıcaklığının sunulduğu merkezde hastalar, hobi bahçesinde sebze ve meyve yetiştirip mutfaklarında da yemek yapabiliyor. Hastalar ve hasta yakınları da Merkezde verilen hizmetlerden ve durumlarındaki değişimlerden memnun.
Kurslar hastaların kendine olan güvenlerini artırıyor
Sincan Dr. Nafiz Körez Devlet Hastanesi Toplum Ruh Sağlığı Merkezi Sorumlu Hekimi Uzm. Dr. Demet Özen Yalçın, asıl amaçlarının hastaların düzenli takip ve tedavilerini yapmak ve hastaların sağlık personeline daha kolay ulaşabilmesini sağlamak olduğunu belirterek, “Burası ayaktan takipli bir merkez. Ek olarak hastalarla bireysel görüşme, psikoeğitim, sosyal beceri eğitimi, sorun çözme eğitimi, aile psikoterapi, aile terapileri bunun dışında iş uğraş terapileri yapılıyor. Halk eğitim merkezlerinin burada düzenlediği kurslar oluyor. Her hasta istediği kurstan yararlanabiliyor ama biz hastanın kendi becerilerine ve isteğine göre değerlendiriyoruz. El becerileri daha yatkın olan hasta evde bir şey yapmazken burada kendi bir şey üretmeye başlıyor. Kendine, yakınlarına bir şeyler yapmaya başlıyor ve ortaya koyduğu bu ürünler sayesinde kendine olan güveni fazlalaşıyor. Buraya gelmek sosyal becerilerini artırıyor. Biz burada hastanın takibini yapabildiğimiz için hastalığın alevlenmesine engel olabiliyoruz” diye konuştu.
Hasta yakınlarına da eğitimler veriliyor
Bu hastalıkların sadece hasta olan kişiyi değil tüm aileyi etkilediğini aktaran Yalçın, “Onlar da bu hastalığın nasıl seyrettiğini ve ne olacağını bilemiyorlar, çok çaresiz hissediyorlar. Biz onlara da yardımcı olmaya çalışıyoruz. Hastanın tedavi devamlılığını sağlayacak güç aslında aile. Aile ile işbirliği yapılmadığı zaman hastanın buraya gelmesi yeterli olmuyor. O yüzden ailelerle de eğitimler yapıyoruz. Bugün de damgalamaya hayır eğitimi verdik ailelere. Bu hastalıkla nasıl baş edebileceklerini, bu hastalarımızla hangi konularda nasıl yardımcı olabileceklerini öğrenebilsinler istiyoruz. Gittikçe sayı olarak artıyoruz. Günlük 60 hastaya hizmet veriyoruz. Evde de biz hastaları ziyaret ediyoruz. Hastanın evdeki durumunu da değerlendirip ona uygun da önerilerde bulunabiliyoruz. Hasta yakınları çok memnunlar, buraya gelmelerinden. Hastaların hiçbir şey yapamayacağını, evde kapalı kalacağını, bir işe yaramayacağını düşünürken, hastaları bir şeyler becerebilirken aileler çok memnun kalıyor tabi” şeklinde konuştu.
Hastalar merkezde kendilerini mutlu hissediyor
Merkezde 6 aydır tedavi gören Cengiz Yıldız, daha önce hastanede de yattığını ama orada dışarı çıkma imkanı olmadığını söyleyerek, “Burada dışarı çıkıyor, bazı etkinliklerde bulunuyor, bu etkinliklerde bulunarak kendi rahatsızlığımı unutuyorum. Buradaki ortam bir aile ortamı gibi. İnsanların sevgisi, hoşgörüsü her şeyi çözüyor. Burada meşguliyet var. Tişört boyadım, resim çizdim. Eşime ve kendime yaptım. Şimdi de oğlum ve kızım için tişört boyuyorum. Hobi bahçemiz var dışarıda. Orada farklı yemekler yapıyoruz. Basketbol oynuyoruz, toprakla ilgileniyoruz” dedi.
Merkeze 6 senedir devam eden Abdullah Bayrak da burada değişik aktivitelere katıldıklarını işaret ederek, “Müzik öğreniyoruz, spor yapıyoruz, kısır yapıyoruz. Hocalardan, çalışanlardan çok memnunum. Kendimi çok iyi hissediyorum. Uğraş oluyor, kafamızı dağıtıyoruz” dedi.
“Evde canım sıkılıyordu”
7 senedir merkezde tedavi gören Yıldız Bilir ise, “Burada kek yapıyoruz, poğaça yapıyoruz, çorba yapıyoruz. Çok mutlu hissediyorum. Evde canım sıkılıyordu, burada arkadaşlarım var. Evde hep yatıyordum, şimdi arkadaşlarım var onlarla eğleniyorum ve sosyalleşiyorum. Buraya gelmek istiyorum hep. Çocuğum anne kar var gitme dedi ama kalktım geldim” ifadelerini kullandı.
Hasta yakınları da memnun
Merkezde oğlu tedavi gören Günay Boşkut burada verilen hizmetin çok güzel olduğunu ve oğluna çok iyi geldiğini belirterek, “Bizim gibi bu rahatsızlığı olan kişilere çok fayda katıyor. Bu toplum ruh sağlığı merkezlerinin artırılması gerektiğini düşünüyorum. İlk katıldığımızda çok tedirgin gelmiştik ama herkese o kadar minnet borçluyum ki çok faydalarını gördük. Hiç çevreye katılmıyordu evden çıkmak istemiyordu ama şimdi insanların arasına, ortamlarına katılıyor. Çıkıp gezebiliyor. Daha mutlu daha istekli” diye konuştu.