Yarım asırdır Van'da Karadeniz rüzgarı estiriyorlar
Yıllar önce yaşanan heyelan nedeniyle Trabzon'dan Van'ın Özalp ilçesine yerleştirilen aileler Karadeniz rüzgarı estiriyor.
Trabzon'un Çaykara ve Uzungöl ilçelerinde 54 yıl önce meydana gelen heyelanın ardından, mağdur aileler, Van'ın İran sınırındaki Özalp ilçesinin Dönerdere ve Emek köylerine yerleşti. Karadeniz insanının çalışkanlığını burada da gösteren aileler, tarım ve hayvancılıkla uğraşmaya başladı. Hayata ve bölgeye tutunmak için 1966 yılında da kooperatif kuran aileler, yaklaşık yarım asırdır bölgede Karadeniz rüzgarı estiriyor.
Trabzon'un Çaykara ve Uzungöl ilçelerinde 1965 yılında meydana gelen heyelan nedeniyle mağdur olan 460 kişi, Van'ın İran sınırındaki Özalp ilçesinin Dönerdere köyüne, 75 aile de Emek köyüne yerleştirildi. Bazı aileler ekonomik nedenlerle batı illerine göç etse de kalan aileler, Karadeniz insanının çalışkanlığını burada da gözler önüne sererek tarım ve hayvancılığı geliştirdi. Aileler, 1966 yılında tarım kooperatifi kurarak köylere ve kente katkı sağladı. Dönerdere köyünde hem ilköğretim okulu hem de lise bulunuyor. Dönerdereliler çocuklarını kız erkek ayırmaksızın okula gönderiyor. Köyün okuma seviyesi de oldukça yüksek.
YENİ TESİS KURULDU
Dönerdere köyünde ayrıca Tarım ve Kırsal Kalkınmayı Destekleme Kurumu projesiyle yeni tesis kuruldu. İçinde sosyal alanların da bulunduğu tesis, 1,5 milyon liralık yatırımla faaliyete geçti. Böylelikle Dönerdereliler artık daha çok üretim yapıp ürünlerini Van dışına çıkarmayı hedefliyor.
Kendilerini Vanlı hissettiklerini belirten aileler, Karadeniz'i de unutmuyor. Köyde yaptıkları çatılı evlerindeki sehpa ve duvarları Uzungöl fotoğrafları süsleyen aileler, zaman zaman horon oynayarak ve sohbet ederek geçmiş günleri yâd ediyor, geleneklerini yaşatıyor.
'HAYATA TUTUNMAK İÇİN KOOPERATİF KURDULAR'
Dönerdere Köyü Tarımsal Kalkınma Kooperatifi Başkanı Turgay Özbek, Van'da doğan ilk Karadenizli olma unvanını taşıyor. Yarım asırdır bölge insanıyla birlikte sorunsuz yaşadıklarını belirten Özbek, "Dedelerimiz babalarımız buraya geldiklerinde hayata ve buralara tutunmak için bir kooperatif kurdular. Aynı zamanda çok ünlü bir kaşar peyniri üreticisiyiz de. İstanbul'da özel piyasamız vardı. Tabii tüm Türkiye'de olduğu gibi burada da hayvancılık azalınca, biz de daha ulusal değil de daha yerel kaldık" dedi.
'HALK BAĞRINA BASMIŞ'
Uzungöl ve Çaykara'da yaşanan felaketin ardından 1965 yılında geldikleri Özalp ilçesinde çok iyi karşılandıklarını belirten Özbek, "Babalarımız, dedelerimiz buraya geldiğinde bu halk onları bağırlarına basmış. Çok kısa zamanda bütünleşip kaynaşmışlar. Bu bizim için çok önemliydi. Kendi memleketimizden bir felaket sonrası geldiğimiz burada bu halk bunu bize hissettirmedi ve çok güzel kaynaşarak bu günlere geldik. Bu, dünyaya örnek olması gereken bir projedir diye düşünüyorum. Fakat biz Karadeniz'e gittiğimizde bize 'Vanlılar geldi' diyorlar, buraya geldiğimizde ise 'Karadenizliler geldi' diyorlar" ifadelerini kullandı.
'TİPİK KARADENİZ KÖYÜ'
Karadenizli olmaktan her zaman gurur duyduklarını belirten Özdek, "Bu halk bizi bu yönümüzle daha çok bağrına bastı. Kültürümüzü devam ettirmek adına birtakım etkinlikler yapmaya çalışıyoruz. Horon yirmi dört saat hayatımızın içindedir. Biz ondan inanılmaz bir enerji oluşturuyoruz. Tabii ki hamsi de öyle. Sürekli birlikteyiz ve dayanışma gecelerimiz oluyor. Biz hep kadınlarımızla birlikte çalışırız. Yani ağlarsak da gülersek de çalışırsak da birlikte yaparız. Yazın burayı bir görseniz mısırıyla, lahanasıyla, yeşilliğiyle tipik bir Karadeniz köyüdür" diye konuştu.
Dönerdere'de yaşayan Meryem Özdek ise kışın çok fazla çalışmadıklarını, hayvancılıkla uğraştıklarını söyledi. Özbek, "Yazın daha çok yoğun oluyoruz, tarımla uğraşıyoruz, ekip biçiyoruz. Fakat kışın fazla çalışmıyoruz. Hayvancılık yapıyoruz" dedi.