'AKP başına gelenleri hak etti'
ANAVATAN Partisi Genel Başkanı Erkan Mumcu, bugün yaşanan siyasi krizin arkasında yatan gerçek nedenin cumhurbaşkanlığı seçimi olduğunu savunarak, "Sistemi demokratikleştirme yönünde adım atmadığı için, sistemi sıhhatli hale getirmek yerine sistemin zaafl
Yayınlanma:
ANAVATAN Partisi Genel Başkanı Erkan Mumcu, bugün yaşanan siyasi krizin arkasında yatan gerçek nedenin cumhurbaşkanlığı seçimi olduğunu savunarak, "Sistemi demokratikleştirme yönünde adım atmadığı için, sistemi sıhhatli hale getirmek yerine sistemin zaaflarından faydalanmayı ön planda tuttuğu için AKP başına gelenleri hak etmiştir. Ama Türkiye bunu hak etmiyor" dedi.
Haftasonunu geçirmek ve yakınlarının düğün törenlerine katılmak için memleketi Isparta'ya gelen Anavatan Partisi Genel Başkanı Erkan Mumcu, Türkiye'nin bugün yaşadığı sıkıntıları daha önceden görüp ilan ettiğini söyledi. Mumcu, krizin arkasında yatan gerçek nedenin cumhurbaşkanlığı seçimi olduğunu savunarak, şöyle konuştu:
"Bu makamın bir siyasi kadronun belirleyiciliği ile seçilmiş olması Türkiye'deki sistemin zaaflarını açığa çıkarmıştır. Türkiye'de kuvvetler ayrılığı işlememektedir. Bunun da temel nedeni 12 Eylül rejiminin kendi kafasına göre kurduğu anayasal düzendir. Dün bunu kuranların işine yarayan bir sistem olarak çalışıyordu, bugün AKP'nin işine yarayan bir sistem olarak çalışmaya başlayınca kriz başgösterdi. Dün işine yaradığı için buna ses çıkarmayanlar bugün itiraz ediyor, dün itiraz edenler de bugün işine yaradığı için bunu değiştirmek istemiyor. Sistemi demokratikleştirme yönünde adım atmadığı için, sistemi sıhhatli hale getirmek yerine sistemin zaaflarından faydalanmayı ön planda tuttuğu için AKP başına gelenleri hak etmiştir. Ama Türkiye bunu hak etmiyor. Daha demokratik ve çağdaş bir sistemi hak ediyor Türkiye. Bu da anayasa değiştirme çoğunluğuna sahip bir siyasi parti olarak iktidar partisinin sorumluluğundadır. İktidar partisi cesur ve samimi olmak gereğiyle karşı karşıyadır. Gördüğüm kadarıyla bugün iktidar partisinde Türkiye'yi gerçek manada çağdaş, sivil ve demokratik bir anayasayla bütünleştirecek ne cesaret, ne de samimiyet var. Bu ikisinin olmadığı yerde de çözüm değil kaos çıkıyor. Mağdur olan Türkiye, mağdur eden iktidardır. Bu gücü doğru kullanmamaları Türkiye için mağduriyet olmuştur. Ne iktidarın ne de iktidarın kadrolarının Türkiye'nin sorunlarıyla yüzleşecek cesareti yoktur, samimiyeti yoktur."
KAMPLAŞMANIN KÖKLEŞMESİ İÇİN
YÖK Başkanı Yusuf Ziya Özcan'ın İmam Hatip liselerini kastederek, "Bu zıkkımları kapatalım" sözlerini de değerlendiren Mumcu, bunun aslında bir gaf olmadığını söyledi. Mumcu "Ben bu sözün çok daha ağırını daha önce de duyduğum için zaten bu kadroyla yollarımı ayırdım. Bu iktidarın başındaki kişi, başbakan sıfatıyla çoktan söyledi bu sözü. Üniversitelerdeki kılık kıyafet sorununun çözümsüzlüğe gittiği yönündeki itirazıma, `Peruk takıp gitsinler' dedi. Son anayasa değişikliğiyle kalkıştıkları şey gerçek bir çözüm bulmak değil. Bunlar anayasa mahkemesinin böyle bir tavır takınacağını biliyorlardı, buna rağmen değişikliği bu şekilde yapmaları bu mağduriyetlerin kökleşmesi içindir, kutuplaşmanın kamplaşmanın kökleşmesi içindir. Türkiye bu acı gerçeği eninde sonunda görecektir. Görmekte geciktiği her gün de bunun bedelini ödeyecektir. YÖK Başkanının söylediği söz bir gaf falan değil, zihinlerinin arka planında bu var" diye konuştu.
BAĞIŞIKLIK KRİZİ
Türkiye'nin 3 yıldır ekonomik krizde olduğunu iddia eden Mumcu, "Bu bir bağışıklık krizi. Türkiye giderek üretim kapasitesini kaybediyor. Bankaların krizi kastediliyorsa, olmayacak o kriz. Satılacak şey tükeninceye kadar olmayacak, millet bu kadar vahşi vergi vermeye devam ettiği sürece ve buna itiraz etmediği sürece bu beklenilen kriz de olmayacak. 100 yılın birikimleri satılmaya devam ettikçe o beklenen kriz olmayacak. Şu anda çatır çatır miras yiyen ve mirası yabancı sermayeye peşkeş çekmiş bir iktidar var. Bunların kurduğu düzen şimdilik hala çalışıyor. Satılacak mal oldukça çalışacak. Bana sorarsanız bunun da bir sonu var. Elektrik özelleştirmeleri, su özelleştirmeleri bittikten, banka özelleştirmelerinin de sonuna gelindikten sonra Türkiye yeni gerçeği ile yüzleşecektir. Düğüm bu üç sektördedir" diye konuştu.
Mumcu, Anavatan Partisi Genel Kurul çağrısı yaptığını, ancak parti organlarının buna gerek olmadığını belirtmeleri üzerine vazgeçtiğini belirtti.
Haftasonunu geçirmek ve yakınlarının düğün törenlerine katılmak için memleketi Isparta'ya gelen Anavatan Partisi Genel Başkanı Erkan Mumcu, Türkiye'nin bugün yaşadığı sıkıntıları daha önceden görüp ilan ettiğini söyledi. Mumcu, krizin arkasında yatan gerçek nedenin cumhurbaşkanlığı seçimi olduğunu savunarak, şöyle konuştu:
"Bu makamın bir siyasi kadronun belirleyiciliği ile seçilmiş olması Türkiye'deki sistemin zaaflarını açığa çıkarmıştır. Türkiye'de kuvvetler ayrılığı işlememektedir. Bunun da temel nedeni 12 Eylül rejiminin kendi kafasına göre kurduğu anayasal düzendir. Dün bunu kuranların işine yarayan bir sistem olarak çalışıyordu, bugün AKP'nin işine yarayan bir sistem olarak çalışmaya başlayınca kriz başgösterdi. Dün işine yaradığı için buna ses çıkarmayanlar bugün itiraz ediyor, dün itiraz edenler de bugün işine yaradığı için bunu değiştirmek istemiyor. Sistemi demokratikleştirme yönünde adım atmadığı için, sistemi sıhhatli hale getirmek yerine sistemin zaaflarından faydalanmayı ön planda tuttuğu için AKP başına gelenleri hak etmiştir. Ama Türkiye bunu hak etmiyor. Daha demokratik ve çağdaş bir sistemi hak ediyor Türkiye. Bu da anayasa değiştirme çoğunluğuna sahip bir siyasi parti olarak iktidar partisinin sorumluluğundadır. İktidar partisi cesur ve samimi olmak gereğiyle karşı karşıyadır. Gördüğüm kadarıyla bugün iktidar partisinde Türkiye'yi gerçek manada çağdaş, sivil ve demokratik bir anayasayla bütünleştirecek ne cesaret, ne de samimiyet var. Bu ikisinin olmadığı yerde de çözüm değil kaos çıkıyor. Mağdur olan Türkiye, mağdur eden iktidardır. Bu gücü doğru kullanmamaları Türkiye için mağduriyet olmuştur. Ne iktidarın ne de iktidarın kadrolarının Türkiye'nin sorunlarıyla yüzleşecek cesareti yoktur, samimiyeti yoktur."
KAMPLAŞMANIN KÖKLEŞMESİ İÇİN
YÖK Başkanı Yusuf Ziya Özcan'ın İmam Hatip liselerini kastederek, "Bu zıkkımları kapatalım" sözlerini de değerlendiren Mumcu, bunun aslında bir gaf olmadığını söyledi. Mumcu "Ben bu sözün çok daha ağırını daha önce de duyduğum için zaten bu kadroyla yollarımı ayırdım. Bu iktidarın başındaki kişi, başbakan sıfatıyla çoktan söyledi bu sözü. Üniversitelerdeki kılık kıyafet sorununun çözümsüzlüğe gittiği yönündeki itirazıma, `Peruk takıp gitsinler' dedi. Son anayasa değişikliğiyle kalkıştıkları şey gerçek bir çözüm bulmak değil. Bunlar anayasa mahkemesinin böyle bir tavır takınacağını biliyorlardı, buna rağmen değişikliği bu şekilde yapmaları bu mağduriyetlerin kökleşmesi içindir, kutuplaşmanın kamplaşmanın kökleşmesi içindir. Türkiye bu acı gerçeği eninde sonunda görecektir. Görmekte geciktiği her gün de bunun bedelini ödeyecektir. YÖK Başkanının söylediği söz bir gaf falan değil, zihinlerinin arka planında bu var" diye konuştu.
BAĞIŞIKLIK KRİZİ
Türkiye'nin 3 yıldır ekonomik krizde olduğunu iddia eden Mumcu, "Bu bir bağışıklık krizi. Türkiye giderek üretim kapasitesini kaybediyor. Bankaların krizi kastediliyorsa, olmayacak o kriz. Satılacak şey tükeninceye kadar olmayacak, millet bu kadar vahşi vergi vermeye devam ettiği sürece ve buna itiraz etmediği sürece bu beklenilen kriz de olmayacak. 100 yılın birikimleri satılmaya devam ettikçe o beklenen kriz olmayacak. Şu anda çatır çatır miras yiyen ve mirası yabancı sermayeye peşkeş çekmiş bir iktidar var. Bunların kurduğu düzen şimdilik hala çalışıyor. Satılacak mal oldukça çalışacak. Bana sorarsanız bunun da bir sonu var. Elektrik özelleştirmeleri, su özelleştirmeleri bittikten, banka özelleştirmelerinin de sonuna gelindikten sonra Türkiye yeni gerçeği ile yüzleşecektir. Düğüm bu üç sektördedir" diye konuştu.
Mumcu, Anavatan Partisi Genel Kurul çağrısı yaptığını, ancak parti organlarının buna gerek olmadığını belirtmeleri üzerine vazgeçtiğini belirtti.
Haberlerde yapılan yorumlarda Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan yorumlar onaylanmamaktadır.