Hükümet, TBMM tatile girmeden önce tüm bakanlıkların acil ve öncelikli düzenlemelerinin içinde yer alacağı bir torba düzenleme hazırladı. Bakanların içine madde koymak için birbiriyle yarıştığı torba düzenlemede, kamuoyunu yakından ilgilendiren alkollü içeceklere reklam yasağı en önemli bölümü oluşturdu.

 

İçinde imar ve teşviklerle ilgili düzenlemelerin de olacağı paket, 30 maddeyi buldu. TBMM’ye sevkedilecek torba yasa teklifinde yer alan bazı düzenlemeler şöyle:

 

 

* Alkol üreticilerinin ve ürettikleri ürünün reklamı hiçbir şekilde yapılmayacak. Alkol üreticisi firmaların dağıttığı promosyonlar da kullanılamayacak. Alkol şirketinin logosunun yeraldığı şemsiyeler bile kullanılamayacak.

 

* Alkollü içkilerin üzerinde de sağlığa zararlı olduğuna dair uyarı yazıları yer alacak. Bu uyarılar, sigarada olduğu gibi grafik ve resimlerle de desteklenebilecek.

 

* Alkollü içeceğin ambalajında içinde ne kadar alkol oranı bulunduğu açıkça görünür şekilde yazacak.

 

* Sigaraya uygulanan yasaklar nargile için de geçerli olacak. Kapalı mekanlarda nargile içilmesi kesinlikle yasak olacak.

 

* Lokanta, kafeterya ve bar gibi mekanların açık alanlarında sigara içmeyenler için bölümler ayrılacak.

 

 

Başbakan Tayyip Erdoğan, tartışma yaratan “milli içkimiz ayrandır” sözlerini kullandığı toplantıda, alkolle ilgili düzenlemelerin mesajını vermişti. Erdoğan, Yeşilay’ın Global Alkol Politikaları Sempozyumunda yaptığı konuşmada, şunları söylemişti: “Uygarlaşacağız diye alkol tüketimini teşvik ettiler. Tek parti döneminde alkol teşviki o kadar abartıldı ki; lokantalara afişler asıldı, alkolün faydaları anlatıldı.

 

Cumhuriyet’in ilk yıllarında bazı kitaplarda maalesef alkol milli içkimiz olarak lanse edildi. Halbuki bizim milli içkimiz ayrandır. Sigara paketlerinin üzerinde nasıl uyarılar yer alıyorsa, alkollü içeceklerin de üzerinde bu uyarıların yer alması için çalışmaları başlattık. Vergileri yüksekse hiç kimse kusura bakmasın. Bizim petrol kuyularımız yok. En büyük geliri ÖTV’den sağlıyoruz. Onların sağlığı için çalışıyoruz.”