Arınç'tan ilginç CHP yorumu!
Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç, CHP'deki taciz iddiaları ile ilgili, "Bir genel başkan kasetle gitti. Kasetle gelenin de başında şimdi başka işler var. Hani, 'haydan gelen huya gider' diye bir söz vardır. Kasetle gelen kasetle mi gidece
Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç, CHP'deki taciz iddiaları ile ilgili, "Bir genel başkan kasetle gitti. Kasetle gelenin de başında şimdi başka işler var. Hani, 'haydan gelen huya gider' diye bir söz vardır. Kasetle gelen kasetle mi gidecek bilmem." dedi.
Arınç, Samsun'da Hasan Doğan Spor ve Eğitim Merkezi'nde AK Parti İl Başkanlığınca düzenlenen Türkiye Buluşmaları Konferansı'nda partililere seslendi.
CHP'de taciz iddialarına da değinen Arınç, şöyle konuştu: ''Gerçekten acınacak haldeler. Bir genel başkan kasetle gitti. Kasetle gelenin de başında şimdi başka işler var. Hani, 'haydan gelen huya gider' diye bir söz vardır. Kasetle gelen kasetle mi gidecek bilmem. Şimdi Oda Tv diye bir yere baskın yapmışlar, gazeteci kılıklı birkaç kişiyi de bazı iddialarla gözaltına almışlar. Soruşturma devam ediyor. CHP ayağa kalktı, 'gazetecilerin özgürlüğü gitti, basın sansürleniyor, hükümeti eleştirenlere üzerine gidiliyor.' Dur kardeşim ağır ol biraz."
Türkiye'de, iktidarları döneminde hiç kimsenin yazı yazdığı, kitap çıkardığı için yargılanıp, mahkum olmadığını kaydeden Arınç, şu anda cezaevlerinde bulunan 27 gazeteci hakkında, ''terör örgütü üyesi olmak, örgüt lehinde silahlı eylem yapmak, evrakta sahtecilik, kadın ve kız kaçırmak'' gibi suçlamalar bulunduğunu söyledi.
"KAFAYI ÇEKİYOR, ARABAYA ATLIYOR..."
''Ne yani mesleği gazeteci olanlar, bunları yapacak mı?'' diye soran Arınç, adli suç işleyen herkesin, kim olursa olsun sorgulanıp, yargılanacağını kaydetti. Arınç, sözlerine şöyle devam etti:
''Şimdi Oda TV baskınından sonra birileri zannediyor ki gazeteci bir haber yazdı, ondan dolayı olmuş. Bir bayan gazeteci var Kılıçdaroğlu'na gidiyor, 'ben birisinin hakkında belge topluyorum bana alet edevat ver, onu, büyük balığı sana getireyim'. O da, 'Sen kendin yap benden bir şey isteme' diyor. 'Yapma' demiyor, 'sen kendin yap' diyor. 'Fotoğraf makinesi, teyp filan veririm' diyor. Öbürüne gidiyor odasında yarım saat bir saat konuşuyor, 'bana şunu teklif etti, bana şunu yaptı'ya getiriyor.
Daha önce ilişki kurduğu bir grup başkan vekili (Suat Kılıç değil ha, yanlışlıkla aklınız gitmesin, CHP Grup Başkanvekili'nden bahsediyorum) kafayı çekiyor, arabaya atlıyor, yarım saat dolaşıyorlar, onun ifadesiyle, 'AK Partili bir yöneticiye komplo yapılacakmış onun malını da ona getirecekmiş.'
Ne kadar çirkin ilişkiler, komplodur. Bir siyasetçi bunlara alet olur mu, bir siyasetçi bunlarla meşgul olur mu? Haşa biri gelse de cüret etse böyle bir şey söylese alacağı tahmin edersiniz. Sırf böyle ahlak dışı iş yapmaya çalışan insanlara cesaret vermek, onlarla ilişki kurmak siyasette çok büyük yanlışlıktır."