Atatürk'ü Tasfiye Anayasası
Baykal, ''(Bizim inadımız inat, yüzde 46 oy kaldık, biz kendi kafamıza göre bir anayasayı Türkiye'ye dayatacağız) ısrarı içine girerlerse, buna Türkiye çok büyük tepki gösterir. Biz bu tepkiye elbette kol kanat gereriz, sahip çıkarız'' dedi.Baykal, Kanal
Baykal, ''(Bizim inadımız inat, yüzde 46 oy kaldık, biz kendi kafamıza göre bir anayasayı Türkiye'ye dayatacağız) ısrarı içine girerlerse, buna Türkiye çok büyük tepki gösterir. Biz bu tepkiye elbette kol kanat gereriz, sahip çıkarız'' dedi.
Baykal, Kanal D'nin ana haberlerinde Mehmet Ali Birand'ın yeni anayasa taslağına ilişkin sorularını yanıtladı.
Taslağın Türkiye'yi birdenbire çok üzüntü verici bir tartışma ortamının içine çektiğini ifade eden Baykal, ''Bu getirilen taslak Atatürk adını ve Atatürk düşüncesini tasfiye etmeyi amaçlayan bir taslaktır. Çok açık, çok net bu doğrultuda çok gözü kara bir atılım yapmaktadır. Atatürk referansı kısmen korunmaktadır. Ama bu bir zorunluluk olarak asgariye indirilmiş bir şekilde tutulmaktadır. Yani Atatürk'e sırtını dönen bir anayasa vardır'' diye konuştu.
Bu noktanın taslağa ilişkin bundan sonraki gelişmeler açısından da yön verici olduğunu savunan Baykal, şöyle devam etti:
''Bu anayasa laikliğin içini boşaltan bir anayasadır. Bu anayasanın getirdiği yeni anlayış içinde din-devlet ilişkisi yeniden düzenlenecektir, din-eğitim ilişkisi yeniden düzenlenecektir. Yaşam tarzı, yaşam biçimi ve yaşam sembolleri toplumda yepyeni bir noktaya gelecektir.
Bu getirilen anayasadan sonra dini baskı ve tarikat ağırlığı toplumsal yaşamda, eğitimde ve devlet düzeninde çok açık biçimde ortaya çıkacaktır. Bunu öngören, bunu amaçlayan bir anayasadır.''
Taslakta 44. maddenin, ''Türkiye'nin eğitim dilini Türkçe dışında dillere açan bir madde olarak düzenlendiğini'' söyleyen Baykal, bu çerçevede devlet kurumlarında sadece Türkçe eğitim görülmeyeceğini, etnik dillerde de eğitim görme imkanı bulunacağını kaydetti. Baykal şu görüşleri dile getirdi:
''Nasıl olmuştur da Türkiye'nin yeni anayasa taslağına eğitim dilini etnik dillerde yapmayı öngören bir madde girmiştir. Bu bizim ancak Sevr'den sonra Lozan'da elde ettiğimiz ulusal bütünlüğümüzü 84 yıl sonra bir anayasayla geri vermemiz sonucunu doğuracaktır. Vahim bir tablodur. Buna dikkati çekmek istiyorum.''
-''TÜRKİYE'Yİ CİDDİ SIKINTILARA SOKACAK BİR TASLAK...''-
Yargının da artık bağımsız olmaktan çıkacağını ileri süren Baykal, ''Türkiye'de yargı Başbakanın hegemonyası altına girecektir'' dedi.
Taslakta, sosyal ve toplumsal haklara yönelik bir düzenleme, sendikal sorunlarla ilgili bir açılım bulunmadığına dikkat çeken Baykal, ''(Kişi hak ve özgürlüklerini genişletiyoruz) diyorlar. 82 Anayasası'nda yargıçlar ve savcılara dernek kurma özgürlüğü vardır. Bu, bu yeni anayasayla, yeni getirilen taslakla ortadan kaldırılacaktır. Kişi hak ve özgürlükleri bakımından da, yargı bağımsızlığı bakımından da üzüntü verici bir tablo çıkmaktadır. Bu Türkiye'yi ciddi sıkıntılara sokacak bir taslak olarak gözüküyor'' görüşünü belirtti.
-''KURUCU MECLİS''-
Baykal, ne yapılması gerektiğine ilişkin bir soru üzerine de Anayasanın 175. maddesinde yeni bin anayasa yapılmasının değil, anayasanın nasıl değiştirileceğinin yer aldığını belirterek, şu yanıtı verdi:
''Bizim anayasamızda, anayasanın değiştirilmesine yönelik düzenleme vardır ama yeni bir anayasa yapılmasına yönelik bir düzenleme yoktur. Biz hepimiz var olan anayasanın bir ürünüyüz. Yani Hükümet de Muhalefet de, Parlamento da...Hepimiz var olan, bu yok sayılmak istenen anayasanın ürünüyüz. Şimdi bizim, 'anayasayı yenileyeceğiz' dememiz, 'eski anayasayı iptal edeceğiz' anlamına gelir. Yeni bir anayasa yapmak demek, eski anayasayı iptal etmek demektir. Böyle bir yetkimiz bizim yoktur. Anayasamızın bazı maddelerini değiştirme, ortadan kaldırma olanağımız olabilir. Konuşulması gereken de budur.''
Anayasanın ''ancak bir kurucu meclis eliyle yenilenebileceği görüşünü'' ifade eden Baykal, Hükümet'in yapması gerekenin ise ''anayasayı yenileme, eski anayasayı iptal etme iddiasından vazgeçerek, değiştirmek istedikleri noktalardaki taleplerini açıkça ortaya koyması ve o konularda bir değişiklik arayışına girmesi'' olduğunu kaydetti.
-''ANAYASANIN DEĞİŞTİRİLEMEZ MADDELERİ VARDIR''-
''Eğer bazı acil anayasa değişikliği ihtiyacı hissettikleri noktalar varsa, bunun gereğini birlikte yaparız. Buna biz açığız. Bunu somutlaştırmaları lazım'' diyen Baykal, sözlerini şöyle sürdürdü:
''Hayır, (bizim derdimiz belli bir somut ihtiyaca cevap verecek anayasa değişikliği değil, biz anayasanın ruhundan, özünden, tarihi kimliğinden rahatsızız bunu ortadan kaldırmak, bunu yok etmek istiyoruz) diyorlarsa, bunları bugünkü Meclis içinde yapmak mümkün değildir. Anayasanın değiştirilemez maddeleri vardır. Başlangıçta ilk 3-4 madde bu niteliktedir. Anayasamızın, devletimizin, cumhuriyetimizin kimliğini, karakterini belgeleyen o maddeler değiştirilemez.''
-''İKTİDARIN TEPKİYİ DOĞRU DEĞERLENDİRECEĞİNİ UMUYORUM''
Türkiye'nin şu ana kadar taslak çalışmasına verdiği tepkinin iktidar bakımından uyarıcı olması gerektiği üzerinde duran Baykal, şunları söyledi:
''Çok ciddi hukuk krizlerine doğru sürükleniyorlar. Umarım bunu değerlendirirler. Yeni bir durum değerlendirmesi ve yeni bir politika içine girerler. Bu sağlanırsa, bundan memnuniyet duyarım. Hayır, (bizim inadımız inat, yüzde 46 oy kaldık, biz kendi kafamıza göre bir anayasayı Türkiye'ye dayatacağız) ısrarı içine girerlerse ve bu anayasa içinde laikliğin gerçekten içini boşaltacak düzenlemeler, Türkiye'nin ulusal bütünlüğünü ortadan kaldıracak eğitim dilini etnik eğitim dillere yayacak bir anlayışta ısrar edecek olurlarsa buna Türkiye çok büyük tepki gösterir. Biz bu tepkiye elbette kol kanat gereriz, sahip çıkarız. Bu tepkiyi, düşüncemizle halkı, milleti ikna etmeye çalışarak ve bu konudaki anlayışımızı, toplumsal direncimizi sergileyerek çok net bir şekilde ortaya koyarız. Yani Türkiye çok ciddi tartışmalar içine sürüklenir. Umarım bunu değerlendireceklerdir, yeni bir anlayışın içine gireceklerdir.''