Bahçeli 16 yıl sonra Diyarbakır'da
İşte Bahçeli'nin açıklamasından satırbaşları:DİYARBAKIR BİZE KUCAĞINI AÇTIDiyarbakır’da bulunmaktan ve sizlerle bir araya gelmekten dolayı son derece bahtiyarım. Diyarbakır bugün bize kucağını açtı. Diyarbakır kardeşliğin birliğin ve sevginin tarafında ol
İşte Bahçeli'nin açıklamasından satırbaşları:
DİYARBAKIR BİZE KUCAĞINI AÇTI
Diyarbakır’da bulunmaktan ve sizlerle bir araya gelmekten dolayı son derece bahtiyarım. Diyarbakır bugün bize kucağını açtı. Diyarbakır kardeşliğin birliğin ve sevginin tarafında olduğunu bir kez daha kanıtladı.
Türkiye’nin ve Türk milletinin sonsuza kadar yaşaması için katkı veren desteklerini esirgemeyen ve dua eden her kardeşimle el ele omuz omuza olacağız. Diyarbakır’ın her köşesindeki vatandaşlarıma buradan en kalbi duygularımı gönderiyorum.
Bismil’i, Çınar’ı, Dicle’yi, Eğil’i, Ergani’yi, Hani’yi, Kulp’u, Lice’yi, Silvan’ı, Sur’u ve Diyarbakır’ı hürmetle ve sevgiyle selamlıyorum. Hepinizi bağrıma basıyorum. Hepinizi kucaklıyorum.
12 Haziran’da yapılacak seçimlerin barışa, huzura, berekete ve esenlik dolu günlere vesile olmasını niyaz ediyorum. Bu açık hava toplantımızın gerçekleşmesinde emeği geçen Diyarbakır İl Başkanı’mıza takdirlerimi sunuyorum. Hoş geldiniz, sefalar getirdiniz, şeref verdiniz.
ASALET VE GÜZELLİK FIŞKIRIYOR
Aziz Diyarbakırlı kardeşlerim Diyarbakır bize çok şey anlatır. Aklımıza çok şey gelir. Fikir pınarlarımızın kurumayan kaynağı olan Zya Gökalp bey bize Diyarbakır’ın armağanıdır. Yaşamak için bir insanın ülküsünün olması gerektiğini ulaştıran bize odur. Şiirleriyle kalbimize huzur veren ve nasıl bir memleket istediğini mısralarıyla bize miras bırakan Cahit Sıtkı Tarancı bu şehirden yola çıkmıştır. Şair yazar ve devlet adamı merhum Süleyman Nazif Diyarbakır’ın Türk milletine hediyesidir. Diyarbakır’ın karpuzu, ağzımızın tadıdır. On gözlü köprü dünden miras aldığımız umutlarımızı üzerinde gezdirir. Ulu cami aynı kıbleye hep beraber baş koyduğumuzu dile getirir. Dicle nehri sevdalarımızı yüzdürür. Adeta aynı yüzün iki yanağı olduğumuzu hatırlatır. Diyarbakır surları, bir bedende aynı ruh olduğumuzu kanıtlar. Kadim yapısıyla üzerimize gölgelik olur, ayrılığı değil bütünleşmeyi sağlayan kemer gibi hepimizi sımsıkı sarar.
Gururla söyleyebilirim ki bu şehrin her köşesinden asalet ve güzellik fışkırıyor. Dağılmaya değil toplanmaya, kavgaya değil barışmaya, husumete değil uzlaşmaya varım ve hazırım diyor.
Diyarbakırlı kardeşim 'nifak saçanlardan yoruldum' diyor. Tezgahlardan bıktım diyor. Ses ver Diyarbakır, sesime kulak ver Türkiye. İnanıyorum ki Diyarbakırlı vatandaşım istismara fitneye bölünmeye karşı çare arıyor. Kandan beslenen teröristlere karşı yardım bekliyor. AKP iktidarının yalanlarına, işbirlikçi duruşuna son vermeyi umut ediyor. Merak etmeyin biz varız, milliyetçi hareket partisi var.
OY İSTEMEYE GELMEDİM
Ben buraya sizlerden oy istemeye gelmedim. Ben Diyarbakırlı kardeşlerimin sorunlarını dinlemeye ve hasret gidermeye geldim. Başbakan Erdoğan’ın aramıza ekmeye çalıştığı fitne tohumlarını çürütmeye geldim. Kafasında küstahça çizdiği, Sivas-Gavurdağı hattını yerle bir etmeye geldim. İnanın bana bize yönelik iftiraları gıybetleri aşmak için buraya koştum. Bin yıllık kardeşliği ayakta tutmak ve sonsuza kadar yaşatmak amacıyla karşınızdayım.
KARDEŞLİĞİ YAŞATMAK İÇİN ARANIZDAYIM
Bin yıllık kardeşliği yaşamak ve yaşatmak için aranızdayım. Milliyetçi hareketin mesajını çağrısını sizlere getirdim. Aramıza inşa etmeye çalıştıkları bariyerleri yıkmak için kararlılığımızı getirdik. Ekmeğimizi suyumuzu özlemlerimizi mahallelerimizi paylaştık. Balkanlarda birlikteydik. Yemen’de yan yanaydık. Çanakkale’de şahadet şerbetinden birlikte içtik. Hep beraber vatanımızı işgal eden emperyalistlere direndik. Birlikte güldük, birlikte ağladık. Sevgimizi bölüştük, ama insanımızı bölmedik. Kız aldık kız verdik. Sıla özlemini hep beraber duyduk. Alın terlerimizi şehit kanlarıyla kazandığımız vatan topraklarına düşürdük. Deliloyla esmerle çaçanla, tek ayakla, çift ayakla birlikte oynadık birlikte güldük. Asırlarca el birlik güç birliği yaptık. Aynı güneşle ısındık. Benzer düşleri kurduk. Yunus’tan Mevlana’dan aynı hissiyatı aldık. Aynı gülün yaprakları gibi açtık. Duamız bir yakarışımız bir safımız bir oldu. Adımız bir acımız bir oldu. Biz birlikte büyüdük Türk milleti olduk.
Aradan geçen asırlar boyunca bu topraklara hep beraber mührümüzü vurduk. Bilmeyene anlamak istemeyene tekraren hatırlatırım ki bu büyük milletin adı Türk milletidir. Milletimizin kökenleri dilleri alt kültür gruplarını mezhepleri birlikte yaşama ülküsüyle aynı hedefe yönlendirmiş ve kopmaz bir bağ ile irtibatı kurmuştur.
TÜRK MİLLETİNİN HİÇBİR FERDİ BU ÜLKENİN ZENCİSİ DEĞİL
Son yurdumuzda nefes alan herkesi, ecdadımızın yadigarı olarak görüyoruz.
Herkesi Allah’ın kutsal bir emaneti olarak benimsiyoruz ve sahipleniyoruz. Bunun için farklılıklara prim vermedik. Bir olduğumuzu eşit olduğumuzu muhataplarına duyurduk. Dinleyen herkesi, çağıran herkesi, sevinen herkesi üzülen herkesi bir gördük. Beraber kabul ettik ve ayrılmaz bir bütün olarak yüreğimize bastık.
Türk milletinin hiçbir ferdi bu ülkenin zencisi değildir, ötekisi değildir. aksini düşünenlerin heybetli şekilde karşısında durduk. Diyarbakırlı kardeşim siz bizsiniz, biz de siz.
VATANI BERABER SAVUNMADIK MI
Başbakan’a ve bölücü PKK’ya inat ayrımız gayrımız yok. Şimdi soruyorum ve düşünmenizi istiyorum. Bin yıldır son vatanımızı beraber savunmadık mı? Şehitlerin kanından ilham alan bayrağımızı beraber sallamadık mı? Zorluklara birlikte katlanmadık mı? İstanbul’da oturup ahkam kesenlere ve bölünmüş Türkiye’nin denklemlerini kurmalarına siz bakmayın. Onların yedikleri önlerinde, yemedikleri arkalarında. Sürekli ben yiyeyim, ben gezeyim diyorlar. Sizlere gelince ağızları başka şeyler söylüyor. TÜSİAD’ın TESEV’in raporlarını tanzim edenler niyetleri iyi olmayanlardır.
WASHINGTON'DAKİLER SİZİ BENDEN DAHA ÇOK SEVEMEZ
Beyefendiler bir zahmet gelsinler de iş açsınlar, tesis açsınlar. Diyarbakırlı vatandaşımın elinden tutsunlar. Tuzakları, komploları, kışkırtmaları anlayın. Siz Türk
milletinin eşit onurlu ve yeri doldurulamaz birer mensubusunuz. Washington’dakiler sizi benden daha çok sevemez. Brüksel’dekiler daha iyi anlayamaz. Erbil’deki Peşmerge sizi benden daha çok sahiplenemez.
BİZİ BİZ YAPAN HASLETLER
Trakya’da söylenen şarkı duymadınız mı? Çermik’te pişen içli köfteyi İstanbul’da tatmadınız mı? Horonun sesini duymadınız mı? Dicle’de çalan davulun sesiyle Ankara’da heyecanlanmadınız mı? Ege zeybeğinin sesini Ergani’de işitmediniz mi? Hani’den Hazro’dan Kocaköy’den, İzmir’e, Manisa’ya Çorum’a sevdalarınızı götürmediniz mi? Nafakalarınızı kazanmak uğruna siz de anneannenizden, annenizden, bacınızdan, yavuklunuzdan ayrı düşmediniz mi? Bizi bir yapan hasletlerimizin bazıları bunlar.
SORUNLARLA BOĞUŞAN SADECE SİZ DEĞİLSİNİZ
Elbette sorunlarınız yok demek istemiyorum. Ama sorunlarla boğuşan sadece siz değilsiniz. Yurdumun her köşesinde en az sizler kadar problemi olan insanımız var. Ancak her sorunu olan da çözüm ve çareyi çıkmaz sokaklarda aramıyor. Türk devletinden ayrılma rüyasını görenler akıllarını başlarına almalıdırlar. Bizim ne verecek bir çakıl taşımız ne de vazgeçecek bir insanımız vardır.
GÖÇ EDİLECEK BİR TOPRAK PARÇASI YOK
Türk milletini meydanlarda yenemeyenler, şerefsizce üzerimizde oyunlar oynamaktadırlar. Türk milleti için gidilecek yer, göç edilecek diğer bir toprak parçası yoktur. Başka bir vatan üzerinde yaşamak, başka bir milletin sığıntısı olmak gibi seçeneğimiz bulunmamaktadır. Biz Türkiye Cumhuriyeti’nde Türk milleti olarak yaşamaya devam edeceğiz. Azmimiz ve dileğimiz buna yöneliktir. Unutmayınız ki ya bu vatan üzerinde bir ve bütün olarak kardeşçe yaşayacağız ya da millet olarak Anadolu’dan da atacağız. Karanlık planlar durmak bilmiyor. PKK’yı taşeron olarak kullanıyor. Bir tarafta hepimiz varız, diğer yanda ayrıştırmaya çalışan odaklar. Umuyorlar ki birbirimizden kopalım. İstiyorlar ki kardeş kavgasının talebi olalım. Diliyorlar ki birbirimize küselim ve çözülelim. Birbirimize düşürmeye çabalıyorlar. Biz birlikteyken amaçlarına ulaşamadılar. Şimdi de dağıtarak sonuç almayı istiyorlar.
ANADİLİ ANAYASAYA KOYUNCA KARNINIZ DOYACAK MI
Her zamankinden daha fazla uyanık olmamız gereken bir dönemden geçiyoruz. Hiç kimsenin kökeni kimseyi ilgilendirmiyor. İlgilendirmemeli. Ana diliniz ne olursa olsun konuşmasına saygımız vardır. Ama hepimizin ortak meselesi işsizlik yoksulluk ve adaletsizlik.
Ana dili anayasaya koyunca karnınız doyacak mı? Ana dilde eğitim imkanı sağlanınca ekonomik sorununuz bitecek mi? Sırtınıza yeni elbise alabilecek misiniz? Allah muhafaza Türkiye Cumhuriyeti çatısı altında halledilemeyen sorunlar, ayrılmış bir Türkiye’de nasıl bitecektir. Biraz vicdanı haysiyeti ve izanı olanlar sorunların merkezinde açmazların olduğunu açıkça görecektir.
KAVGADAN UZAK KALACAĞIZ
MHP’yi kardeş kavgasının tarafı yapmak için uğraşıyorlar. Biz kavgadan sonuna kadar uzak kalacağız.
Biz Diyarbakır ve Türkiye’nin katlanan sorunlarını çözmek istiyoruz. Neye inanırsak inanalım yoksulluk çoğalmaktadır. Her 100 gencimizden 21’i işsiz ve umutsuzdur.
HER HANEYİ İŞSİZLİK KARARTTI
13 milyona yaklaşan yoksulumuz canımızı yakmaktadır. Bankalar haciz memurları Diyarbakırlı kardeşimizin peşindedir. Diyarbakırlı esnafımız siftah yapmadan kepenk kapatmaktadır. Bir yanda terör bir yanda hükümet baskısına maruz kalmaktadır.
Diyarbakır’ın her hanesini işsizlik karartmıştır. Diyarbakırlı işsizim diye sızlanıyor Başbakan Suriçi yenileme projesiyle uğraşıyor. Cezaevi inşa etmeyi marifetmiş gibi takdim ediyor.
Diyarbakırlı eve ekmek götüremediği için yakınıyor, Başbakan Dicle kenarına piknik yeri yapmayı düşünüyor.
YOKSULLUĞUN DİLİ, İŞSİZLİĞİN ETNİK KİMLİĞİ YOKTUR
Çılgın projeler Diyarbakırlı için anlam ifade etmiyor, karın doyurmuyor. Kardeşlik bağlarımızı zayıflatmaya çalışıyor.
Çünkü Başbakan’ın hizmet etmek gibi bir derdi bulunmuyor. Tüm derdi yandaşlarının zenginleşmesidir. İstikrar sürsün derken lale ve sülale devrinin devam etmesini kafasından geçiriyor.
Emin olun yoksulluğun dili yoktur, işsizliğin etnik kimliği bulunmamaktadır.
Diyarbakırlı vatandaşlarıma güveniyorum.hepinize inanıyorum.
KAĞITTAN KAPLAN MIYIZ YOKSA ENSESİNDEN TUTAN BOZKURT MU, GÖRECEK
Türkiye bugün her yönden tuzaklarla çevrilmiş kuşatılmış ve kısır bir döngü içine hapsedilmiştir. Millet ve devlet bekası büyük bir tehdit altındadır.
AKP ile CHP’nin danışıklı dövüşü ülkemizi uçurumun kenarına kadar getirmiştir. Bu zihniyetin 3. defa iktidara gelmesi Türk Milleti için felaket olacaktır.
Başbakan Erdoğan’ın yönettiği Türkiye yaşanamaz hale gelmiştir. Bize kağıttan kaplan diyen Başbakan Erdoğan kağıttan kaplan mı yoksa ensesinden tutan bozkurt mu olduğumuzu 12 Haziran’dan sonra görecektir.
KARDEŞÇE YAŞAMAKTAN TARAFIZ
Diyarbakırlı kardeşim emin olsun yoksulluk belasını mağlup edeceğiz. Hilal Kart projemizle her yoksul vatandaşımızın elinden tutacağız.
Kim olursa olsun kökeni nereye dayanırsa dayansın Türk milletinin her ferdini bir beraber görüceğiz ve kucaklayacağız. Kürt kökenli vatandaşım hiç merak etmesin ortak payda çerçevesinde her derdin üstesinden geleceğiz.
Biz bölünmeye karşı değiliz ancak soframızı ekmeğimizi paylaşmaktan yanayız. Bir kardeşçe yaşamaktan tarafız. Bizi kim nasıl anlarsa anlasın biz buyuz. Ülke sizin karar sizin. Ülke sizin tercih sizin.
NE MUTLU TÜRKÜM DİYENE
Bugün buraya gelerek toplantımızı şereflendiren Diyarbakırlı kardeşlerime şükranlarımı sunuyorum. Türk milletinin engin sağduyusuna idrakine vicdanına sonuna kadar inanıyorum.
Cenab-ı Allah birliğimizi beraberliğimiz bozmazın, bozmak isteyen simsarlara da izin vermesin.
Ne mutlu Türküm diyene