Bahçeli: Kefaleti millet ödedi

CHP'nin yemin tavrını değerlendiren Bahçeli, camilerde kendisi için söylenenleri anlattı. MHP Lideri Erdoğan'a az uyumasını tavsiye etti, siyah araç için de çağrı yaptı...Devlet Bahçeli, yargının milletin iradesi tutuklu vekillerin “kefaleti” sayılması ve

Bahçeli: Kefaleti millet ödedi

CHP'nin yemin tavrını değerlendiren Bahçeli, camilerde kendisi için söylenenleri anlattı. MHP Lideri Erdoğan'a az uyumasını tavsiye etti, siyah araç için de çağrı yaptı...

Devlet Bahçeli, yargının milletin iradesi tutuklu vekillerin “kefaleti” sayılması ve serbest bırakması gerektiğini belirtti. MHP lideri, ‘Biz arkadaşlarımızı satmayız’ diyen Kılıçdaroğlu’na da, “Talihsiz bir açıklama. Yemin etme kararı aldıklarında neyin karşılığı aldıkları tartışılır” yorumu yaptı. Bahçeli’nin açıklamaları şöyle:

* TBMM yine krizle açıldı. Açılışta bile uzlaşma sağlanamayan Meclis nasıl çalışacak?
24 dönem TBMM’ye yüklenmiş olan misyon seçime önemli ağırlık kazandırdı. Kıran kırana bir mücadele ortaya çıktı. Yeni Türkiye tablosu ortaya konurken siyasi partiler arasında bir proje yarışması şeklinde geçti. O bakımdan geçmiş dönemlerden çok farklı bir seçim oldu ve yine geçmiş dönemlerden farklı olarak da siyasi partilerin bir hazırlığı oldu. İşte böyle bir misyon yüklü olarak gerçekleşmiş TBMM’nin yeni yapısı bir siyasi veya demokrasi krizi yaşamamalıydı. Önemli olan nokta burasıdır. Geleceği çok daha iyi kavrayabilecek, uzlaşma içerisinde, hakikaten sürdürülebilir bir çalışma ortamı koyabilmek açısından bu Meclis’in milletvekilliğinin faaliyetini teyit eden bir merasim töreninin Meclis’i gölgeleyecek bir duruma düşürülmemesi gerekiyordu. Başta siyasilere arkasından YSK’ya düşen en büyük görevdi ama ama 171 kişinin yemin törenine katılmamış olması farklı durum yarattı.

Talihsiz bir açıklama

* Yemin törenine girmeleri konusunda CHP’yi uyarmıştınız. Ama bu açıklamanın ardından Kılıçdaroğlu biraz da ağır bir ifadeyle, ‘Biz arkadaşlarımızı satmıyoruz’ dedi.
Çok yadırgadığımı ifade etmek isterim. Talihsiz bir açıklama olarak görüyorum. CHP ve Sayın Kılıçdaroğlu’nun da siyasi bakışının bu olmaması gerektiğine inanıyorum. Burada çok yanlış bir algılama ve değerlendirme var. Bir siyasi kurumun arkadaşlarını satmak gibi yüksek bir suçlama altına almak yani niçin satıyoruz arkadaşlarımızı? Seçilmiş olan insanların, eylemli bir milletvekili haline gelebilmesi için TBMM’de yıllardan beri devam eden bir yemin törenine katılmayı arkadaşı satmak olarak olarak algılarsanız çok yanlış bir adım atmış olursunuz. Bu yanlışın altından zor kalkarlar. Bu yanlışı düzeltme şansları da olmaz. Yarın yemin etme törenine katılmayı karar altına aldıkları taktirde neyin karşılığında bu karar değişikliği olduğu sorgulanır. Bu da farklı bir sorgulama olur. Farklı ifadeler kullanılır. MHP kurumları kilitleyen bir bakış açısına sahip değil. MHP kurumları daha işler hale getirebilmek ve işleyen kurumlar içinde sorunların çözülmesini isteyen bir siyasi parti. MHP Cumhurbaşkanlığı seçimi, 367 rakamı ile bir kilidin açılmasında birinci derecede sorumluluğu taşıyan bir siyasi kurum değildi.

Meclis kilitlenmemeli

* Ama Meclis’e girdi o dönem...
Öyle bir davranışla da 2007 yılında daha başlangıçta Cumhurbaşkanlığı nedeniyle kilitlenecek olan bir Meclis’i açtı. Şimdi ise tutuklu milletvekillerinin milletvekilliğini alıp alamayacağı veya Meclis faaliyetlerine katılıp katılamayacağıyla sürecindeki bir kilidi açıyor. Bir tek cümle söylüyor: Biz TBMM’ye geleceğiz ve yeminimizi edeceğiz diyoruz. Türkiye’nin başta ifade ettiğim 24. döneme ait projelerle, geleceğin büyük Türkiye’siyle ilgili, küresel güç olma hedefleriyle paralellik ortaya koyabilen anlayışlarla ve Türkiye’deki ileri demokrasi, özgürlükleri mükemmelleştirme noktasında ortaya konan yeni bir anayasa yazılımının tartışıldığı bir ortamda Meclis’in kilitlenmesini anlamlı görmek mümkün değildir. Ya bu seçim sürecine girerken bu anlamı yüklemeyecektiniz veya bu anlam yüklenmişte Meclisi çalıştırmak mecburiyetindesiniz.

* Başka bir çözüm yolu var mı parlamento dışında?
Meclis işler hale getirilecek. Şuan itirazlar yapılmıştır. Olay çok nettir çok açıktır. İtiraz yapılan mahkemelerin soruna hukuken bir çözüm üretmelerinin zamanıdır. Burada bir geri adım sözkonusu değildir. Gerçekten tutuklu olan bir kişinin hüküm giymediği süre içerisinde milletvekili seçilme niteliğini kaybetmediği süre içireseinde onun milletvekilliğini gasp etmek doğru değildir.

Çözülmesi lazım

* Yasa değişikliğine gerek yok diyorsunuz...
Gerek kalmadan çözülmesi lazım. Onun da sorumluluğu ve öncülüğünü yapması gereken AKP’dir. 327 milletvekili ile temsil edilen, tekrar üçüncü kez hükümet kurma imkanına kavuşmuş bir siyasi partini konuya kayıtsız kalması, tartışmayı sürüncemede bırakması, çözüm üretmemesini de düşünmek lazım elbette. Hukukçu değilim ilişki kurmak belki zor ama bir örnek vereyim. Bir olay oluyor ve kişi tutuklanıyor. Tutukluluğu devam ederken yasalar çerçevesinde belli bir kefalet ödenmek suretiyle tutukluluk kaldırılıyor, mahkemesi devam ediyor. Böyle bir süreç yaşanmıyor mu? Peki tutuklu milletvekilleriyle ilgili partilere yapılmış olan milli iradenin bunu bile bile o partinin milletvekili adaylarına seçilme yeterliliği kazandırabilecek bir destek vermesi bana göre bu tutuklu milletvekillerinin milli irade ile kefalet altına alınması halidir.

Serbest bırakılmalılar

* Burada kefaleti milletin oyları ödüyor yani...
Basit bir olayı kefaletle serbest bırakıyorsanız bu olayda milli irade, ‘ben kefilim, bu insanları bırakın Meclis’e gelsinler. Eğer suçları varsa mahkeme devam eder, ilerki dönemlerde gereğini yaparsın. Ama şu an tutuklu olan kişileri ben millet olarak, millet iradesi olarak kefilim bırakın’ diyor. Bu isteği ortaya koymasının anlamı da yargı sürecindeki gölgeli gelişmenin de bir tesiri olarak gözüküyor. Yoksa bu kişiler aday gösterildiği zaman kitleler diyebilirdi ki, ‘bunları niye bizim partimizden aday gösteriyorsunuz’ diye bir itiraz da yok. Bunun için bana göre yargı -şuan itiraz mercii- millet iradesini tutuklu milletvekillerinin kefaleti olarak görüp serbest bırakması lazım.

‘Bizi izleyen siyah araç olayını çözmek iktidarın birinci görevi’

* Başbakan ile helalleşme nasıl sağlanacak...
Hesaplaşma olmadan helalleşme olmaz. Bugüne kadar karşılıklı suçlamalar çerveçesinde iddia edilenlerin hesabını karşılıklı vermemiz lazım. Hesap verdikten sonra hellalleşme aşamasına gelinir. Yoksa 3 ay her türlü iftirayı, hakareti saldırıyı yapacaksın, sonra balkon konuşmasıyla helalleşeceğiz. Ya söylediklerinde samimi değilsin ya helalleşmenin ne olduğunu bilmiyorsun.

* Genel Merkez’i izleyen siyah araçla ilgili soruşturma ne aşamada?
Savcı çalışıyor. Sonucu bekliyoruz

* Umudunuz var mı?
Olması lazım. Çünkü bu çok büyük bir olaydır. Çözülmemesi MHP’yi kenara bırakın Türk demokrasisi açısından yanlış olur. Bu olay iyi veya kötü toplumda vicdanı rahatlatabilecek bir sonuca ulaştırılmalı.

* Devletin bu kadar büyük bir suçtan haberi olmayabilir mi?
Mümkün değil. İleri demokrasi kavramının bana göre özü budur... Böyle bir ayıbı ortadan kaldırmaları lazım. İktidarın birinci görevi bunu sonuçlandırmak olmalı.

* Hemen ortaya çıkarılmalı diyorsunuz...
Bu bizim yapacağımız bir şey değil. Biz yapılması ısrarını ortaya koyacağız. Elimizdeki bilgileri partimizin avukatları aracılığıyla savcıya intika ettiriyoruz. Bunun içinde kim var ve niye yaptılar? Siz Türkiye’de tek başına iktidar olmayı hedeflemiş bir siyasi partinin 15 başkanlık divanı üyesinin 9’unu devre dışı bırakıyorsunuz. Toplumun hassasiyetlerini de dikkate aldığınızda vatandaşın karşısına nasıl çıkacaksınız? Yüzde 13 hafife alınmayacak bir rakamdır. Bunları bir de yaşayan insanlara soracaksınız. Kolay bir mücadele değil. Sizin temel hassasiyetleriniz var, 27 ilahiyat fakültesi var, Anadolu’nun her tarafında. Allah dostu bilinen mümtaz şahsiyetler var. İslami anlayışa göre böyle bir olayla muhatap olmak nereye kadar doğrudur? Ayetiyle hadisiyle böyle ayıpların örtülmesini öngören bir inanca sahip toplum olarak milletimiz çok daha olgun yaklaşım ortaya koydu. Gittiğimiz hiçbir yerde yüzümüzü kızartacak bir davranışla karşı karşıya kalmadık. Toplum inancı doğrultusunda gereğini yaptı. Bizi sorgulayan bir davranış içinde olmadı. Bütün bunlara rağmen verilen bir mücadeledir. Bütün dünyada böyle bir olayla karşı karşıya kalıp da ayakta kalan bir siyasi hakaret zor bulunur zannediyorum. Üstelik bizim anlayışlarımız doğrultusundaki bir siyasi partide.

HABERE YORUM KAT
Haberlerde yapılan yorumlarda Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan yorumlar onaylanmamaktadır.
Önceki ve Sonraki Haberler