Bahçeli: "Milli sınırlarımızın..."
MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, açıklamalarda bulundu.
Polatlı Belediyesi Toplu Açılış ve Temel Atma Töreni MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli ve beraberindeki genel başkan yardımcılarının katılımlarıyla gerçekleşti. Törenin açılış konuşmasını gerçekleştiren Bahçeli, milli belediyecilik ve başarılı yönetime önem verdiğini belirterek, "Beka, birlik ve beraberlik içinde geleceğe yürüyelim istiyorum. Polatlı’ya güveniyorum, Milliyetçi Hareket Partisi’ni asla yalnız bırakmayacağına, asla terk etmeyeceğine, asla sırtını dönmeyeceğine yürekten inanıyorum" mesajını verdi.
"Polatlı Sakarya'nın kader ortağıdır"
Bahçeli, törenin 13 Eylül Sakarya Zaferi'nin yıl dönümünde gerçekleşmesinden dolayı tarihin kalp atışını hissedip, Sakarya’nın çağrısını duyup, zaferine ortak olduklarını kaydetti. Polatlı'nın şehitlere minnettar, zalimlere mezar olduğunu ifade eden Bahçeli, "Polatlı en şedit hıyanetlere, en seri cinayetlere, en şeni rezaletlere okunan meydanların hem kıyısı hem de karargahıdır. Artık Sakarya yüz üstü sürünmüyor, hamd olsun ayağa kalktı. Bir daha da düşürmeye hiçbir muhasımın, hiçbir müstevlinin gücü yetmeyecek, kudreti sökmeyecektir. Bu topraklarda 97 yıl önce bir destan yaşandı. Bu topraklarda 97 yıl önce bir tarih yazıldı. 20.yüzyılın en büyük savaşlarından birisi bu topraklarda yapıldı.
Türk milletinin makus talihi tersine çevrildi. Sakarya Meydan Muharebesi geri çekilmenin son sınırıydı. Yunan Megali İdeası Sakarya’da boğazlandı. Zulüm Sakarya’da boğuldu. 23 Ağustos 1921’de başlayıp 13 Eylül 1921’de zaferle sonuçlanan Sakarya Savaşı 22 gün 22 gece devam etti. Takati biten işgalciler sonunda püskürtüldü. Düşman unsurları Sakarya’ya doğru ilerlerken Türk ordusu Sakarya’nın doğu tarafında kuzeyden güneye 100 kilometre uzunluğundaki cephede altı grup halinde mevzilenmişti. Alagöz Köyü’ndeki ana karargâhın çatısı Türk milletinin bağımsızlık sevdasıyla örülmüştü. Şiddetli yağış ve fırtına Türk milletinin azmini kıramamıştı. Ağır düşman saldırıları Türk milletinin kararlığını sekteye uğratamamıştı. Mangal Dağı, Çal Dağı, Dua Tepe, Türbe Tepe nice fedakârlıklara sahne olmuştu. Özellikle Çal Dağı ve Haymana stratejik önemdeydi, buraların kaybı neticesinde düşmanın Ankara’ya intikali kaçınılmaz olacaktı. Nitekim en kanlı savaşlar buralarda vasat buldu. Hatta artan tehlikelerden, Ankara’dan işitilen top seslerinden dolayı Meclis ve hükümetin Kayseri’ye nakli bile gündeme gelmişti. Türk milleti adeta etten ve kemikten duvar çekmiş, pes etmemişti. Adım adım savunmayla, oluk oluk akan şehit kanlarıyla, ‘hattı müdafaa yoktur sathı müdafaa vardır, o satıh da tüm vatandır’ kabul ve kavrayışıyla düşman bozguna uğratıldı. Sakarya Zaferi doğru taktiklerle beslenmiş devasa bir stratejinin mahsulüdür. Sakarya Zaferi aklın ve adanmışlığın mecmuudur. Sakarya Zaferi imanın, inanmışlığın, iradenin ve istiklal aşkının mükâfatıdır. Tarihte hiçbir başarı tesadüfü değildir. Hiçbir zafer kolay yollardan elde edilmemiştir. Millet varsa tarih vardır, tarih varsa hasım ve hainler eksik olmayacaktır. Sakarya’da husumeti yendik, esareti ezdik, işgali çiğnedik. Aynı şekilde gerilememizin sona erdiğini, bundan böyle taarruz safhasının başladığını dünya aleme gösterdik. Sakarya kıyılarına tutunup Türkiye Cumhuriyeti’ne açılan yolları inşa ettik. Hezimete dur dedik, hüsrana yeter diye seslendik. Sakarya Zaferi hakikaten Türk tarihinin dönüm noktasıdır. Vatan topraklarında yabancı postallarının barınamayacağının nişanesidir. Sakarya’daki muazzam dirilişten çok şükür bir şey kaybetmedik. Milli Mücadele ruhundan hiç taviz vermedik. Kuvay-ı Milliye felsefesinden de hiç ayrılmadık. Polatlı Sakarya Zaferi’nin canlı tanığıdır. Polatlı Türk milletinin özlemlerini taşımaktadır. Bu itibarla Polatlı önemlidir, Polatlı değerlidir, Polatlı Sakarya’nın kader ortağıdır. Biz Polatlı’ya bakınca milli direnişi, emeği, alın terlerini görüyoruz" diye konuştu.
"Sırtımızda kurban kesmeye kalkmasınlar"
"Tanklarıyla, toplarıyla, uçaklarıyla eğer tekrar üzerimize gelirlerse, bir kez daha 15 Temmuz benzeri işgal ve ihanete kalkışırlarsa, andolsun ki, bayrağı bedenimize kefen niyetine sarar, okunan selaları duya duya, son kanımıza, son canımıza kadar bu aziz vatanı yine korur, yine namertlere dünyayı dar ederiz” diyen Bahçeli, “Türk milleti için geri çekilme bitmiştir. Bunun ilanı Sakarya Zaferi’yle yapılmıştır. Karanlık emel sahipleri hesaplarını buna göre yeni baştan gözden geçirmelidir. Türkiye’yi kundaklamak, haysiyet ve hassasiyetlerini kurcalamak için fırsat kollayan mihraklar unutmasınlar ki; ne verilecek ilimiz, ne teslim edilecek toprağımız, ne çizilecek sınırımız, ne de vazgeçecek tek bir insanımız vardır. Bu vatan eşantiyon ürünü, teselli ikramiyesi, bağış, lütuf, ikram veya ihsan değildir. Her karış toprağımız şehit kanlarıyla perçinlenmiştir. Her yöremiz dua ve devleşmiş mücadelelerle pekişmiştir. Türk milleti bileğinin hakkıyla, birliğinin harcıyla, imanının haklılığıyla varlığını, bekasını teminat altına almıştır. Son söz Milli Mücadele yıllarında söylenmiştir. Gerekirse bu muktedir söz bir kez daha tezahür edecektir. Bu nedenle bölgesel ve küresel senaristler ayaklarını denk alsınlar. Ayranımızı daha fazla kabartmasınlar. Sırtımızda kurban kesmeye kalkmasınlar. Sabrımızı yanlışa yormasınlar. Sağduyumuzu ve vakarımızı ürkeklik sanmasınlar. Sinir uçlarımıza ısrarla basmasınlar. İkazen ifade ediyorum, milli sınırlarımızın diğer yakasında kaos ve karmaşanın yayılmasına hizmet eden, bu maksatla aleni faaliyet gösteren malum ülke ve çevrelerin Türkiye’nin geri adım atmayacağını anlamaları hayırlarına olacaktır. Egemenlik haklarımızı Sakarya’da savunduk, yine yaparız. Tarihi varlığımızı, meşru ve muazzez irademizi Sakarya’da ibra ve ilam ettik, tekrar aynısını başarırız. Hiç kimse şansını zorlamasın. Türk milleti milli bekasından ödün vermeyecektir. Bağımsızlığına toz kondurmayacaktır. Zulme sonuna kadar direnecektir" diye konuştu.
“Esad provokasyonlarını sürdürüyor"
İdlib'de yaşanan gelişmelere değinen Bahçeli, Türkiye’nin milli güvenliğini tehdit eden olaylarda gözle görülür artışlar yaşandığını belirtti. Suriye’nin İdlib kentinin çok vahim gelişmelere gebe olduğunu söyleyen Bahçeli, "Gün aşırı felaket senaryoları dillendirilmektedir. Sayıları onbinleri bulduğu iddia edilen El Nusra ve HTŞ gibi terör örgütleri İdlib’e yuvalanmışlardır. Bunlarla mücadele asıldır, ama suçsuz günahsız insanların hakkı da korunmalı, onlara zarar verilmemelidir. Zalim Esad ve Rusya belirli aralıklarla askeri operasyon düzenlemektedir. Büyük ve kanlı bir çatışmanın her an ortaya çıkma ihtimali vahim gelişmelerin habercisidir. İdlib günden güne kanayan, kanadıkça kangrene dönüşen derin bir yara halini almıştır. 7 yılı aşan bir süredir devam eden Suriye iç savaşı artık tahammülü, telafisi ve tamiri imkansız bir eşiğe dayanmıştır. Birleşmiş Milletler Uluslararası Bağımsız Suriye Araştırma Komisyonu, bu yıl içinde şimdiye kadar görülmemiş düzeyde kitlesel göç ve sivillerin yerlerinden, yurtlarından kopuşunu duyurmuştur. Halep, Humus’un kuzeyi, Şam kırsalı, Dera ve İdlib’deki insani durum giderek kötüleşmekte, feci noktalara sürüklenmektedir. Bu bölgelerdeki çatışmalar Suriye’nin geleceğini tayin edici niteliktedir, aynı zamanda kritik ve kilit önemdedir. Esad provokasyonlarını ara vermeden sürdürmektedir. Masumlara kast etmektedir. Mazlumları can evinden vurmaktadır. Ve Esad cinayetleriyle insanlığın nefretini kazanmıştır. 2013 yılında Reyhanlı’da bombalı saldırıyla katledilen 53 vatandaşımızın azmettiricisinin zalim Esad olduğu da belirginleşmiştir. Reyhanlı katliamının planlayıcıları arasında bulunan bir katil başarılı bir operasyonla Suriye’nin Lazkiye kentinde yakalanıp ülkemize getirilmiştir. Bu caninin itirafları ise çok söze gerek duyulmadığını göstermiştir. Esad’ın Reyhanlı’da parmak izinin bulunması, Suriye’nin nasıl bir kanlı el tarafından yönetildiğini tekraren gözler önüne sermiştir" dedi.
"CHP'nin yolu yol değil"
"Ülkemizde konuşlanan Esad hayranları, Esad lobisi, Baas artıkları bu işe ne diyeceklerdir?" diye soran Bahçeli, anamuhalefet partisine ithafen şunları kaydetti:
"Hala Türkiye’nin haklı mücadelesini görmezden gelip Esad lehine konuşma ve değerlendirmelere yüzsüzce devam edecekler midir? Esad’a destek verenlerin yüzüne Reyhanlı’nın kanı sıçramış olmayacak mıdır? CHP’nin Genel Başkanı yeni bir kumara şuursuzca heves edip dördüncü devrimden bahsediyor. Bu dördüncü devrim beyanının, dördüncü sanayi devrimi olmadığını vicdan ahibi her vatandaşım biliyor ve görüyor. Bununla birlikte halk hareketi diyerek ateşle oynuyor. Anlaşılan övdüğü Esad’a özeniyor, ona öykünüyor. Diğer yandan da Türkiye’yi abluka altına alan ekonomik cinnet ve cendereden siyasi rant ve çıkar umuyor. Utanmandan, sıkılmadan Türkiye düşmanlarının eline su döküyor, onları selamlıyor, sırtlarını sıvazlıyor. CHP’nin yolu yol değildir, siyaseti milli ve ahlaki değildir. Kaldı ki siyasi muhalefet görevinden, Türkiye muhalifi bir çizgiye savrulmuş durumdadır. Esad İdlib’i kana bulamak için zemin yoklarken, ekonomik tetikçiler Türkiye’ye döviz bombasıyla suikast düzenlerken CHP’nin olan biten vandallıklara onay vermesi, ganimet avcılığına soyunması siyasi utanç vesikasıdır. Küresel ve bölgesel komplonun yerli işbirlikçileri artık bellidir, niyetleriyle birlikte yüzeye çıkmışlardır. Polatlılı kardeşlerim her şeyin farkındadır. Bunun hesabını da inşallah 31 Mart 2019 soracaklardır. Sandıkta bulamadığını sokakta arayan müflis siyasi tükenmişlere Mahalli İdareler Seçimleri’nde bir kez daha ibretlik ders verilecektir. Zillet İttifakı hazırsa, Cumhur İttifakı dünden hazır ve kararlıdır. CHP, PKK’yla ittifak hedefinin bedelini elbette pahalıya ödeyecektir. Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi’ni tartışmaya açmak için gün sayan, çetele tutan, papatya falı açan siyasi bedhahlara, hıyanet çetelerine fırsat verilmemelidir. Milliyetçi Hareket Partisi sorumluluk içinde hareket edecektir. Bir yanda mevcut belediyelerimizi muhafaza edip üzerine yenilerini ilave ederken, diğer yanda milli bekamızın çağrısına sonuna kadar kulak vereceğiz. Fedakârlıksa gereken, seve seve yapacağız. Türkiye’yi yeni göç dalgasıyla felç etmek, insani dramlarla beşeriyet vicdanını sızlatmak için pusuda bekleyenlere karşı uyanık ve şuurlu olacağız. En kötü senaryoları dikkate alarak hazırlık yapmalıyız, Anadolu’yu mücavir alanlarda savunmalıyız. Terör saldırılarıyla, bölgesel kriz ve savaş senaryolarıyla mesafe almaya çalışan kim varsa karşısında sapasağlam durmalıyız. Türkiye’yi tartışılan ve yargılanan bir ülke haline getirmek için yarış içinde hareket edenlere karşı sur çekmeliyiz, kale gibi dikilmeliyiz. Sosyal ve ekonomik yıkımımız için el ovuşturanların heveslerini Allah’ın izniyle kursaklarında bırakmalıyız, inancım odur ki, mutlaka bırakacağız. Enflasyona eğilmeyeceğiz, kura boyun eğmeyeceğiz, ekonomik sömürü çarkına kapılmayacağız."