Bahçeli'den Erdoğan'a gönderme !
MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın siyasi menfaati doğrultusunda ve ikbal endişelerinin izdüşümünde, "İmralı canisiyle" her anlamda ittifak kurduğunu ve birlikteliklerini “çözüm süreci” isimli çöküşün şahitliğiyle “nikâh a
Yayınlanma:
MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın siyasi menfaati doğrultusunda ve ikbal endişelerinin izdüşümünde, "İmralı canisiyle" her anlamda ittifak kurduğunu ve birlikteliklerini “çözüm süreci” isimli çöküşün şahitliğiyle “nikâh aşamasına getirdiğini” bildirdi.
Bahçeli, “Bu zamana kadar milletimizin hiçbir meselesine ilgi ve alaka göstermeyen, varsa da yoksa da PKK’nın dümen suyunda zehir saçan kişilerin Karadeniz’e açılmaları milli dalgayla kesilmiş ve yarım bırakılmıştır. AKP ve BDP sınırlı sorumlu bölücülük kooperatifinin art niyetli ve köksüz isimleri, Karadeniz’in mert insanlarına kafatası koalisyonu, derin yapılanma, saygısızlar, Ergenekon uzantıları, gladyo temsilcileri iftirasını vurmaya kalkışmamalı, şerefli insanlarımızı daha fazla karalamayı sürdürmemelidir” uyarısında bulundu.
Devlet Bahçeli, “Asırlarca bir ve beraber kalmış, bundan dolayı da iri ve diri durmuş büyük Türk milleti, kendini bilmez bir meczup tarafından teslim alınamayacak ve bozguna uğratılamayacak kadar güçlü ve kudretlidir” dedi.
MHP MERKEZ YÖNETİM KURULU TOPLANDI
MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli dün gerçekleştirilen Merkez Yönetim Kurulu toplantısı ve son siyasi gelişmeler hakkında yazılı açıklama yaptı.
AKP hükümetinin cepheleşmeyi kışkırtan ve toplumsal huzuru baltalamayı amaçlayan falsolu siyaset tercihinin bugünkü ortamda ülkenin en önemli sorunu haline geldiğini belirten Bahçeli, “Milli ve manevi değerlere karşı yapılan tesir düzeyi yüksek saldırıların, infaz girişimlerinin bölücü terör örgütüyle eşzamanlı ve koordinasyon halinde ilerletilmesi tehditlerle dolu bir mecranın kilidini açmıştır. Bu itibarla, ‘Biz’ kavramının içinin boşaltılması, mensubiyet bilincinin altının oyulması ve birlikte yaşama hissiyatının hırpalanması önümüzdeki çok çetin ve var olma, yok olma sınırında geçecek bir imtihana işaret etmektedir” dedi.
Bahçeli Türk milletinin, bir yanda “Süreç, barış, çözüm” sacayağında ağır bir şantaja maruz kalırken, diğer yanda geri dönülmesi çok zor olacak dağılma ve parçalanma girdabına sokulmak istendiğini savundu.
AKP’nin, PKK ve İmralı canisiyle yürüttüğü müzakerelerin, teslim görüşmelerinin ve acizce sürdürdüğü mütareke arayışlarının bu gidişatı kesinlikle kontrolden çıkaracağını belirten Bahçeli şöyle dedi:
“Başbakan Erdoğan İmralı canisiyle Türkiye’nin ve Türk milletinin kaderini akıl almaz ve hiçbir şekilde izahı olmaz şekilde masaya yatırmıştır. Bu masada bin yıllık kardeşlik, Türk milletinin anlam ve hayat kaynakları meze yapılarak iştahla yenilmektedir. Gelişmeler göstermiştir ki, etnik temelli bölücü terör AKP’yi felç etmiş, karar alma özelliklerini ve milli onurunu bir daha canlanmamak üzere gömmüştür. Başbakan Erdoğan İmralı canisine karşı diz çökmüş, PKK taleplerine boyun eğmiş ve milli tezlerden hiçbir siyasi iktidarda görülmediği kadar taviz vermiştir. Bu şahsiyetsizliğin, kimliksizliğin ve siyasi ahlak bozukluğunun arka planında Türk milletine şaşı ve yanlış bakış oldukça belirleyici bir rol icra etmiştir. Maalesef, İmralı adasında müebbet hapis cezasıyla yatan teröristbaşı ülkemizin kaderi ve milletimizin akıbeti hakkında söz ve yetki sahibi mevkiine çıkmıştır.”
NİKAH MASASI
İbret verici şekilde günlerce, İmralı’ya kimlerin gideceğinin tartışıldığını, AKP’yle BDP arasında yaşanan isim pazarlıklarının herkesin gözü önünde ve hiçbir kaygı gözetilmeksizin gerçekleştirildiğini anlatan Bahçeli, “Bu iki aynı evsaftaki bölücülük figürleri arasında İmralı hasretinin dinmesi adına; karşılıklı beyanlar, usulen yapılan sızlanmalar, sözde vize anlaşmazlıkları her şeyin önüne geçmiş ve Türkiye gündemi buraya hapsedilmiştir” dedi.
Bahçeli şu iddialarda bulundu:
“AKP, BDP’li bazı isimlere yalandan ambargo koymuş, kamuoyu tepkisini frenleyebilmek için yalama haline gelen veto kartını kullanmış, yapılan beyhude açıklamalarla karşılıklı söz düellosuna dönen İmralı ziyaretlerinin makul isimlerle yapılmasında ısrarcı olmuştur. Sonunda AKP muradına ermiş, belirlediği BDP’li heyeti paketleyerek yolculuk için hazır etmiştir. Başbakan Erdoğan’ın, işini gücünü bırakıp varlığını ve taşıdığı siyasi sorumluluğunu İmralı canisiyle kim yâda kimlerin görüşeceğine adaması bölücülüğe merak salan birisinin hezeyanlarından başka bir anlama gelmeyecektir. Ne acıdır ki, İmralı canisi, AKP sayesinde Türkiye’nin ağırlık merkezi haline dönüştürülmüş, aynı zamanda gelişmelerin boyutunu ve yönünü tayin edecek sözde akil adam seviyesine çıkarılmıştır.
Başbakan Erdoğan göz göre göre, tüm umut ve beklentisini, başkanlık hedefini onbinlerce insanımızın kanına girmiş caniye bağlamıştır. Bunun için İmralı bekçiliğine soyunmaktan, İmralı havarisi olmaktan ve İmralı müşahidi rolünden gocunmamış, bundan da rahatsızlık duymamıştır. Başbakan Erdoğan, siyasi menfaati doğrultusunda ve ikbal endişelerinin izdüşümünde, İmralı canisiyle her anlamda ittifak kurmuş ve birlikteliklerini çözüm süreci isimli çöküşün şahitliğiyle nikâh aşamasına getirmiştir.”
ŞİMDİLİK SAMSUN’DA DURMAK ZORUNDA KALDILAR
Başbakan Erdoğan’ın BDP’yi, gizli bir koalisyon ortağı gibi yanına almasının tam bir “rezalet ve ilkesizlik örneği” olduğunu belirten Devlet Bahçeli, “AKP-BDP ortaklığı tüm tezgâhların, tüm tahriklerin ve gündemdeki etnik kutuplaşmaların faili olarak Türkiye’nin birlik ve kardeşliğini sakatlamaya küstahça yönelmiştir. Hiç şüphesiz BDP’nin Çorum’da başlayıp şimdilik Samsun’da durmak zorunda kaldığı Karadeniz turu bunlardan yalnızca birisi olmuştur” dedi.
“KARADENİZ’İN RAZI EDİLMESİ ÖNEMLİYDİ”
AKP ve BDP’nin eşgüdüm ve rol paylaşımı halinde sinsice Karadeniz’i hedef almasını, asil ve cesur Karadeniz insanını ihanet planlarına dâhil etme yüzsüzlüklerini iyi okumak ve anlamlandırmak gerektiğini belirten Bahçeli şunları söyledi:
“Hatırlanmalıdır ki, Başbakan Erdoğan bu ayın başında, partisinin Karadeniz illerinin milletvekilleriyle bir araya gelmiş, bilhassa PKK ve İmralı canisiyle onursuzca yürütülen müzakerelerin kendi yörelerinde anlatılmasını ve itirazların giderilmesini istemiştir. Peşinden, yine Başbakan’ın müsamahası ve icazetiyle BDP’li dört milletvekili Karadeniz’e adeta çıkarma yapmış ve İmralı canisiyle yapılan görüşmeleri masumiyet kisvesiyle yapıldığını anlatmak üzere görevlendirilmişlerdir. Maksat çözüm süreci rumuzlu çöküş ve çözülüş planı konusunda Karadeniz’in tertemiz insanını kandırmak ve yanlışa rıza göstermesini temin etmek noktasında düğümlenmiştir. Bu zamana kadar milletimizin hiçbir meselesine ilgi ve alaka göstermeyen, varsa da yoksa da PKK’nın dümen suyunda zehir saçan kişilerin Karadeniz’e açılmaları milli dalgayla kesilmiş ve yarım bırakılmıştır. AKP ve BDP sınırlı sorumlu bölücülük kooperatifinin artniyetli ve köksüz isimleri, Karadeniz’in mert insanlarına kafatası koalisyonu, derin yapılanma, saygısızlar, Ergenekon uzantıları, gladyo temsilcileri iftirasını vurmaya kalkışmamalı, şerefli insanlarımızı daha fazla karalamayı sürdürmemelidir.”
Devlet Bahçeli Başbakan Erdoğan’ın PKK’nın yedeği suçlamasıyla hakir görüp azarladığı, Kandil’e gitsinler diyerek istikamet gösterdiği, teröristlerle kucaklaştıklarını söyleyerek aleyhlerine yeri göğü ayağa kaldırdığı BDP’lileri Karadeniz’e iterek Türkiye’yi gerginliğe havale ettiğini öne sürdü.
BDP’lileri PKK’nın uşağı olarak gösterip, hatta Kandil’in boğazlarındaki ipi gevşetmeden hiçbir şeyi yapamayacaklarını söyleyen Başbakan’ın, Sinop ve Samsun’daki olaylardan MHP’yi sorumlu göstermeye çalışmasının; izansızlığın, körlüğün ve dayanaksız atmanın "bu şahsiyetin" zihnini esir aldığını gösterdiğini kaydeden Bahçeli şu görüşleri savundu:
“Başbakan Erdoğan milliyetçiliğin törpülenmesi, Türklük değerlerinin ayaklar altına alınması için Karadeniz’i deney sahası olarak görmüş ve buradaki kardeşlerimizi ahlaksızca kullanmaya ve test etmeye cüret etmiştir. Şayet Karadeniz olur verirse, bölünmenin ve dağılmanın kolayca hayata geçeceğini şuursuzca hesap etmiştir. Elbette yanlış hesap Karadeniz’den dönmüş ve AKP’nin kucağında patlamıştır. Bölücülüğü tahkim, Türk milliyetçiliğini tahrip ve milleti taciz ederek hain projelerine ulaşacağına saflıkla inanan Başbakan ve hükümetinin, fitne elçiliğine ve nifak üretimine odaklanması Milliyetçi Hareket Partisi var olduğu müddetçe mümkün olmayacaktır. Devamlı körüklenen etnik kutuplaşmanın Türkiye’nin mahvına neden olacağı, son yurdumuzu Yugoslavya’nın bir kopyası haline dönüştüreceği hesaba katılmalı ve herkes, en başta da hükümet aklını başına almalıdır. AKP’nin İmralı canisi ve çetesiyle birlikte, Türk milletini 36’ya ayırma kalleşliğine karşı ne büyük güvence milletimizin asırları aşan, güçlükleri bir bir yenen birlikte yaşama idealidir. İmralı canisiyle ısrar ve hevesle sürdürülen ihanet görüşmelerini meşrulaştırmak ve karşı çıkışları hafifletmek için Türk milliyetçiliği düşmanlığının ana tema olarak seçilmesi bizzat Türk milleti tarafından ezilecek ve sahiplerinin başında paralanacaktır.”
“TÜRK MİLLETİ KENDİNİ BİLMEZ MECZUP TARAFINDAN TESLİM ALINAMAZ”
Başbakan Erdoğan’ın artık konuştukça battığını, battıkça da tüm denge ve ölçülerinden koptuğunu belirten Devlet Bahçeli, “Şuur altında, millet ve milliyetçiliğe yönelik olarak bastıramadığı ön yargılar, kompleksler ve düşmanlık duyguları bulunan bu kafa yapısının siyaseten imha olması yakındır. Asırlarca bir ve beraber kalmış, bundan dolayı da iri ve diri durmuş büyük Türk milleti, kendini bilmez bir meczup tarafından teslim alınamayacak ve bozguna uğratılamayacak kadar güçlü ve kudretlidir.
Kucaklayıcı, birleştirici, akılcı ve kardeşliği temel alan Türk milliyetçiliği fikriyatını, ‘Mayınlanmış yasak bölge’ ilan etmeye çalışan, bunun için milli değerlere karşı saldırganca tutum takınan ve kurumsallaşmış Türkiye düşmanlığını siyasi kariyer olarak görenlerin sonu hazin ve acıklı olacaktır” ifadelerini kullandı.
Bahçeli açıklamasının sonunda, “Partimiz vatanımızın her köşesinde, milletimizin her ferdiyle, hiçbir ayrım ve farklılık gözetmeksizin bululaşacak ve çalışmalarını heves ve inanmışlıkla sürdürecektir. Bu çerçevede tehlikeleri anlatacak, sözde çözüm özde çöküş sürecinin gerçek yüzünü her platformda dile getirecek, buna karşılık gerçek çare ve selamet yollarını göstererek, Türkiye’ye ve Türk milletine eksiksiz ve tavizsiz arka çıkacaktır. Türkiye’nin karanlıktan, karmaşadan, teröristlerin ve bölücülerin tasallutundan kurtulmasının yegâne çıkışı Milliyetçi Hareket Partisi’nin iktidarından geçmektedir. Türk milliyetçiliğini ve Türk milletini inkâr edip ayaklarının altına almaya kadar işi vardıranlar, eninde sonunda da hesap verecekler, yaptıklarının bedelini mutlaka ödeyeceklerdir. Bunun ise sadece zaman, zemin ve sabır işi olduğunu hiç kimse unutmamalıdır” dedi.
Haberlerde yapılan yorumlarda Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan yorumlar onaylanmamaktadır.