MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli partisinin Kızılcahamam’daki toplantısının ardından gündeme ilişkin açıklamalarda bulundu. MHP lideri, Paris'te üç PKK'lının öldürülmesiyle ilgili 'Su testisi su yolunda kırılır' değerlendirmesi yaptı.

MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, Paris'te öldürülen 3 PKK'lı kadının Diyarbakır'da defnedilecek olması için "Bir yanlışlığa düşüp Habur maskaralığına çevirmesinler" derken, Öcalan'ın İmralı'daki odasına televizyon yerleştirilecek olmasını ise esprili bir şekilde "Edirne Belediyesi gibi olmasın" diyerek değerlendirdi. MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, MHP'nin Kızılcahamam kampı sonrasında açıklamalarda bulundu. Bir konuşma yapan Bahçeli, konuşmasının ardından ise gazetecilerin sorularını cevaplandırdı. Bir gazetecinin Habur'da yaşananları hatırlatarak Paris'te öldürülen 3 PKK'lı kadının Diyarbakır'da defnedileceğini sorması üzerine, "Bir yanlışlığa düşüp Habur maskaralığına çevirmesinler" cevabını verdi. Bahçeli ayrıca terörist başı Abdullah Öcalan'ın İmralı'daki odasına televizyon yerleştirilecek olmasıyla ilgili bir soru üzerine ise, "Edirne Belediyesi gibi olmasın" diyerek esprili bir cevap verdi. Bahçeli'nin "Edirne Belediyesi gibi olmasın" sözleri ise Edirne Belediye Başkanı'nın odasındaki televizyonun içine verici yerleştirildiği yönündeki haberleri hatırlattı.

İşte Bahçeli’nin açıklamalarından satır başları:

Partimizin MYK asil ve yedek üyeleri ile milletvekillerimizin katılımıyla Kızılcahamam’da ülke meselelerini masaya yatırdık. İhanet müzakereleri gündemimizin ana konuları arasında yer almıştır. Şu sıralar bebek katiliyle müzakere etme ahlaksızlıkları, Türklüğün geri plana geri çekilerek milli kimliği suçlu gösterme edepsizlikleri, bölünerek birlik olunacağını ayrılarak toparlanmanın sağlanacağını iddia eden onursuzlukların revaçta olduğu bir süreç yaşanmaktadır.


İmralı hukuku, barış şarlatanları ve silahlı militanlar yükseliştedir. Buna karşı Türkiye düşüşte, kardeşlik gerileyiştedir. Başbakan Erdoğan tam bölen olarak işbaşındadır. Israrla terörle mücadele siyasetle müzakere sözlerini söylemektedir. Bu sözler ne anlama gelmektedir. Düne kadar hakaretler yağdırdığı BDP midir gösterdiği adres? Başbakan, İmralı’daki terör suçlusuyla müzakere ettiğine göre caniyi siyasi olarak mı görmektedir? Cezaevindeki bir terör mahkumunun siyasi temsilci mertebesine çıkarılması helalin haram yapılması manasına gelecektir. Akla karayı ayırt edemeyecek kadar basireti bağlanan birinin Türkiye’yi yönetmesi hepimiz adına utanç vericidir. AKP’nin İmralı canisiyle birlikte çetesini affetme hazırlıkları milletimizin eşi benzeri görülmemiş bir yenilgisinin habercisidir.

Elbette su testisi su yolunda kırılacaktır ve öyle de olmuştur. İşi gücü öldürmek olan bir cinayet şebekesinin böylesi bir neticeyle karşılaşması doğal ve kaçınılmazdır. Paris’te militanların ölümüne çok üzülen Başbakan yardımcısı kendisinden bekleneni yapmış ve bizi yanıltmamıştır. Başbakan ise öldürülen militanlardan biriyle görüştüğünü söyleyen Fransa Cumhurbaşkanının sözlerini tenkit etmiş ancak bu sözleriyle iki noktada boşluğu düşmüştür. Avrupa ülkelerinin PKK’ya bakışı bellidir. Geçmişte cumhurbaşkanı eşlerinin ne dolaplar çevirdiği halen canlılığını korumaktadır. Türk milleti hamdolsun hafızasını kaybetmemiştir.

İkinci olarak adama demezler mi ki, “sen teröristlerin başıyla konuşuyorsun da bizim mi görüşmemizi yadırgıyorsun.” Böyle bir soruya başbakan ne cevap verecek? Bundan sonra Allah korusun ama Türkiye içinde ses getirecek suikastların olabilirliği dikkat edilmesi gereken bir husustur. MHP, bölücülüğü meşrulaştırmak adına ellerini taşın altına koyanları şaşkına uğratacaktır.

Özgürleşme ve demokratikleşme sakızı çiğneyenler iç içe geçmiş bir milleti bölmeye çalıştıklarını en zaman anlayacaklardır. Bu ülkede sadece güneydoğunun mu sorunu vardır? Diğer illerdeki sorunları ne zaman çözeceğiz. Her derdi bulunan eline silah alsın da en yakın dağa mı çıksın. MHP ülkemizde yaşayan tüm vatandaşları ülkenin vazgeçilmez bir değeri olarak görmektedir. Türk vatanı parsellenecek, satışa çıkarılacak ya da kiraya verilecek bir arazi yada tarlanın adı değildir. ‘Ne mutlu Türküm diyene’ sözü ırka değil kardeşliğe ve birliğe vurgu yapmıştır. Etnik odaklı siyaset yolunun açılması sadece milli birliğimiz tahrip etmekle kalmayacak üniter devletin de sonun getirecektir.