Adalet Bakanı Mehmet Ali Şahin, ''DTP grubu ve bu gruba ait milletvekillerinin üyesi bulundukları TBMM'yi ve bu Meclisi oluşturan millet iradesini bir kez daha kendi kafalarında ve gönüllerinde değerlendirmelerini, nerede bulunduklarını, hangi ülkenin vatandaşı bulunduklarını bir kez daha irdelemelerini tavsiye ediyorum'' dedi.

  Samanyolu Televizyonu'nda ''Siyaset Sahnesi'' adlı programa katılan Adalet Bakanı Mehmet Ali Şahin, Türk Silahlı Kuvvetlerinin terörle mücadelede uzun süredir yorucu bir çalışma içerisinde olduğunu ve şehitler verildiğini belirtti.

  Hakkari'deki saldırının ardından irtibat kesilen 8 askerle ilgili açıklamanın mutlaka yetkili kişi ve kurumlar tarafından yapılacağını belirten Şahin, askerlerin Türkiye'ye geri dönmeleriyle ilgili yaptığı açıklama ile toplumun bir hissiyatına tercüman olduğunu düşündüğünü ifade etti. Şahin, şunları kaydetti:

''Onlara belki zorla götürüldüler. Ben; zorla götürülmüş olabileceğini tahmin ediyorum, öyle düşünelim. Sonra orada kalmaları, bölücü terör örgütünün yayın organına yapmış oldukları açıklamaları... Bunlar basına da yansıdı. Bunlar kamu vicdanını rahatsız etmiştir. Ve özellikle teslim anındaki o görüntüler kamu vicdanını rahatsız etmiştir.''

Şahin, Türk Silahlı Kuvvetlerin terörle mücadeledeki başarısını her zaman takdir ettiğini ve bundan sonra da edeceğini belirterek, ''Ama bir iki kişinin görevini layıkıyla yerine getirmemiş olmasıyla yaşadığımız sorunu eleştirmeyi de kimse yadırgamasın'' dedi.

 Askerlerin geri dönmesinden sonra yaptığı açıklamaya çok olumlu tepkiler aldığını da anlatan Şahin, açıklamasını olumlu tepkiler almak için yapmadığını kaydetti.
     
     DTP'Lİ BAZI MİLLETVEKİLLERİNE SORUŞTURMA AÇILMASI

 Askerlerin Türk Silahlı Kuvvetlerine intikallerinin ardından DTP'li milletvekilleri hakkında soruşturma açılmasını da değerlendiren Şahin, cumhuriyet savcılarının herhangi bir konuda soruşturma yaparken kendisinden talimat almadıklarını söyledi.

Cumhuriyet savcılarının ortada Türk Ceza Kanunu'nun bazı hükümlerini ihlal edici bir durum gördükleri için soruşturma açtığını ifade eden Şahin, ''Bölücü terör örgütü ile bir bağ olduğu izlenimi, herhalde bu görüntüyle yeniden ortaya çıkmış olmalı ki cumhuriyet savcılarımız bunun üstüne gitme ihtiyacı duymuşlardır. Her şey kamuoyunun gözü önünde cereyan ediyor. Halkımızın sağduyusu her şeyi çok güzel şekilde değerlendirecek niteliktedir.'' diye konuştu.

 Adalet Bakanı Şahin ''DTP'nin kapatılması için provokatif eylemleri nasıl değerlendiriyorsunuz?'' şeklindeki soruyu ise şöyle yanıtladı:''DTP grubu ve bu gruba ait milletvekillerinin üyesi bulundukları TBMM'yi ve bu Meclisi oluşturan millet iradesini bir kez daha kendi kafalarında ve gönüllerinde değerlendirmelerini, nerede bulunduklarını, hangi ülkenin vatandaşı bulunduklarını bir kez daha irdelemelerini tavsiye ediyorum.

Şu andaki tutumlarıyla eğer bir davaları varsa o davaya hizmet etmeleri mümkün değildir. Vatandaşı bulundukları ülkeye bir yarar sağlamaları mümkün değildir.Terör örgütüyle her türlü bağlarını kopararak, bu yolla Türkiye'ye bir şey kabul ettirmenin mümkün olmadığını görmeliler, önce bunu kendileri kabul ettirmeliler, sonra eğer sözleri geçiyorsa irtibatları varsa ki -kamuoyu irtibatları olduğu kanaatindedir- bunların elebaşlarını ikna etmeliler. Şu anda yapabilecekleri budur.

Hayır siyasi zeminde PKK örgütünün amaçlarına hizmet etme gibi bir yolda ısrarlı olacaklarsa ve bundan sonra da devam edeceklerse Türkiye'deki anayasa ve yasalar neyi gerektiriyorsa o yapılır ve sonuçlarına katlanmak zorundadırlar. Sadece bu kadar söyleyeyim.''
     
     ANAYASA ÇALIŞMALARI VE 301. MADDE
 Anayasa çalışmaları hakkında da açıklamalarda bulunan Şahin, üzerinde çalışılan anayasa taslağının kamuoyunda çok geniş bir mutabakat zemini sağlanarak Parlamento'nun gündemine gelmesini arzu ettiklerini belirtti.

 301. maddenin yeniden gözden geçirilmesi ile ilgili çalışmanın kendisi gelmeden önce başlatıldığını kaydeden Şahin, şunları kaydetti:''Buna benzer maddeler AB'de de var. Oralarda da hükümler veriliyor. Ama biz uygulamada yaşanan bazı sıkıntıları ortadan kaldırmak için yeniden bir düzenleme yapmayı düşünüyoruz.

Bunu muhataplarımıza da zaman zaman AB sürecinde görüştüklerimize de ifade ettik. Nitekim son ilerleme raporunda da herhalde bu konu yeniden yer almış. Bu konuda çalıştığımız ifade edilmiş.''