Başbakan açıklama yapıyor !
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan bugün Türkmenistan’a günübirlik ziyaret gerçekleştirecek. Ziyaret öncesinde Erdoğan havalimanında önemli açıklamalar yapıyor.Bayramın ilk gününden bu yana nerede olduğuna dair herhangi bir açıklama yapılmayan Başbakan Recep T
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan bugün Türkmenistan’a günübirlik ziyaret gerçekleştirecek. Ziyaret öncesinde Erdoğan havalimanında önemli açıklamalar yapıyor.
Bayramın ilk gününden bu yana nerede olduğuna dair herhangi bir açıklama yapılmayan Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın Bodrum’da tatil yaptığı öğrenildi. Hakkında çeşitli spekülasyonlar çıkan ve hastanede tedavi gördüğü bile iddia edilen Başbakan Erdoğan dün gece Bodrum’dan Ankara’ya döndü. Başbakan'ın sağlığı ile ilgili spekülasyonlar üzerine geçtiğimiz günlerde Başbakanlık’tan açıklama yapılmış ve Erdoğan’ın özel mesaisini İstanbul dışında sürdürdüğü ifade edilmişti.
Erdoğan ayrıca Cumartesi günü Bursa’daki kentsel dönüşüm törenine katılacak.
ÖNEMLİ AÇIKLAMALAR
Erdoğan Türkmenistan'a hareketinden önce Esenboğa Havalimanı'nda yaptığı açıklamada şöyle konuştu:
Türkmenistan’ı ziyaretim sırasında devlet başkanı Berdimuhammedov başbaşa ve heyetler arası görüşmeler gerçekleştireceğiz.
Bu görüşmelerde ticaret ulaşım turizm olmak üzere, Türkiye-Türkmenistan ilişkilerini tüm yönleriyle ele almak suretiyle, türk iş adamlarının daha etkin yatırımlarda bulunmaları, genelinde etkin yatırımda bulunmalarını sağlamak için bu ziyaretin önemli bir ivme yakalayacağına inanıyorum.
Türkmenistan malum Orta Asya’da Türk işadamlarının en çok yatırım yaptığı ülke. Üstlenilen projelerin hacmi 35 milyar dolara ulaşmış durumda. Başarıyla tamamlanan her proje Türkmenistan’da firmalarımız için yeni kapılar açıyor. İnşallah bu ziyaretimizde karşılıklı yatırımları, ticareti ve iş birliğini daha da artıracak imkanları konuşacak mevcut sorunları ele alacağız.
MISIR'DAKİ GELİŞMELER
Dün bildiğiniz gibi Mısır’da Ramazanın başından itibaren süre gelen çok ciddi bir katliamın askeri darbenin neticesi olarak süregelen katliamın, farklı bir yönüne şahit olduk.
Burada demokrasi süreci içerisinde kendi oylarının akıbetini öğrenme mücadelesinde olan Mısır halkına karşı askeri darbeyi yapanların, çok açık bir katliam yaptıklarını dünya televizyonlarından izleme fırsatı bulduk.
Tabi bunu bizim de bazı medya gruplarımız da dahil, bunu gizleme gayreti içerisinde olup, hatta hata Müslüman kardeşlerin silah kullandığını iddia edecek kadar ileri gitmişlerdir.
İnternet sitelerinde bunlar kayda girmiş, daha sonra tepki alınca internet sitelerinden bunları düşmüşlerdir. Bu talihsizliktir. Tanklarla, sniperlarla orada 300 civarında Mısırlı kendi vatandaşını şehit eden, öldüren, böyle bir darbe sözde yönetimine adeta sahip çıkma gayret içerisinde olanlar var.
Biz ilk günden itibaren bu olayı bir askeri darbe olarak niteledik. Bu darbedir dedik. Fakat batı buna hiçbir zaman darbe diyemedi. Hep müdahale demek suretiyle bu işi yumuşatmanın gayreti içine girdiler.
Bizimle telefon görüşmelerinde darbe ifadesine hayır diyemediler. Ama bunu açıklayamadılar. Dün tabi bütün bu gelişmelerden sonra dikkat edilirse bu darbeciler en sonunda 17:00 itibariyle OHAL ilan etmek durumunda kaldılar. Şimdi bir ay süreyle, Mısır’da OHAL ilan edilmiş durumda.
Şehadete inanmış olan bu insanlar er veya geç Mısır’da bu demokratik haklarının neticesini de kazanacaklardır diye düşünüyorum.
“DEMOKRASİ DÜNYADA SORGULANMAYA BAŞLANACAKTIR”
Batı bunu anlamak durumundadır. Demokrasi testinden geçmek istiyorsa bunu anlamak durumundadır. Nitekim bu konuda batılı ülkeler eğer samimi davranmazlarsa, samimi adımlar atmazlarsa, ben inanıyorum ki artık demokrasi dünyada sorgulanmaya başlanacaktır. Buna biz de dahiliz. Niye? Çünkü ben ülkemdeki muhalefete bakıyorum, muhalefet iktidar Mısır sorununda çok daha farklı adımlar atabilir, burada etkin olabilirdi gibi saçma sapan şimdi de Mısır üzerinden nasıl oy devşiririz diye bu tür açıklamalar yapıyorlar.
“SEVGİLİ HALKIM HİÇBİR ZAMAN BUNA MÜSAADE ETMEDİ”
Gelin hiç olmazsa burada samimi davranın da ortak neler yapabiliriz ona bakalım. Ne yaparsanız yapın bugüne kadar hiçbir şey elde edemediniz. Çok değişik yollara girdiniz. Demokratik olmayan yollarla Ak Parti iktidarını vurmak istediniz. 10 yıldır bunu yapıyorsunuz. Ama sevgili halkım hiçbir zaman buna müsaade etmedi. Yedi seçim geçirdik, sekizincisine gidiyoruz. Üç tane genel seçim, iki tane yerel seçim, iki tane referandum. Hepsi ortada. Ama hala acaba illegalite bize ne kazandırır, bunun arayışı içerisinde olan bir yapı söz konusu.
“SAĞLIKLI BİLGİ ALMAKTA ZORLANIYORUZ”
Maalesef Mısır’daki bu katliamlarla ilgili sağlıklı bilgi almakta zorlanıyoruz. Fakat 70 yıl otokratik bir rejimle idare edilmiş bir Mısır. 2011’deki devrimle bu süreçten kurtulmuş, bundan sonra halkın iradesi egemen olacak diye düşünürken, bir yıl bile maalesef içerideki bu işe alet olan bir kesimle, batılı ve İslam dünyasındaki bazı kısmi diyorum ona da, ülkelerin destekleriyle Mısır yönetimine karşı ne yazık ki böyle bir darbe yapılmıştır.
“DOĞRULARI SÖYLEMEZSEK AYAKTA KALAMAYIZ”
Şunu da çok açık net söylemek zorundayım. İnandığımız doğruları söylemediğimiz sürece ayakta kalamayız. Çünkü haksızlık karşısında susan dilsiz şeytandır. Bizimi ilkemiz var. Her doğru her yerde konuşulmaz, doğrudur. Bu bir siyasi manevra olabilir. Ama inkar edilemez gerçekler var.
Zira bizim önümüze şehitlerin resimleri geldiği zaman, eğer burada zerre kadar duygulanamıyorsak, sorumluluk hissedemiyorsak, bizim varlık nedenimiz de ortadan kalkar. İnsan olduğumuzu unutmayacağız.
“BİR SENE TAHAMMÜL EDEMEDİLER”
Gerek ülkemizde, gerek diğer demokratik ülkelerde, demokrasinin olgunlaşmasının belli bir vakit aldığını hep gördük. İşte bir sene tahammül edemediler. Bir sene ekonomik ambargo uyguladılar Mısır’a. Sadece Türkiye ve Katar Mısır’ın yanında yer aldı. Ama dünya Mısır’a ‘Kalk bakalım ayağa kalkabilirsen’ dedi. Buna IMF de dahil. Aynı şeyi Filistin’de yaptılar. Filistin’de de seçimlerden Hamas başarıyla çıktı. Oradan ekonomik ambargoyu uygulamaya başladılar. Bunu bırakın, parlamento başkanını içeri aldılar. Bunlar hala içeride yatıyorlar. Ve 30 kadar milletvekilleriyle beraber Hamas’ın milletvekilleri içeride yatıyor. Filistin’de yönetimi onlara vermediler.
“15 GÜNDÜR O SÜRECİ UNUTMADIK, UNUTMUYORUZ”
Bize batı sürekli olarak Hamas’ı bize terör örgütü olarak söyletmenin gayreti içerisine girdi. Ama biz tam aksine haklarının savunucusu olarak ifade ettik. Öyle kabul ettik. Eğer samimiyseniz, eğer güveniyorsanız buyurun seçim sandığı. Hayır, hala seçimi Filistin’de yaptırtmıyorlar. Neticeyi görüyorlar onun için. Gazze hep bombalanır. 15 gündür o süreci unutmadık, unutmuyoruz.
“GÜÇLÜ TÜRKİYE’Yİ KİMSE İSTEMİYOR”
Bakın devamlı olarak İslam dünyası üzerinde bir tezgah çalıştırılıyor. Bu tuzaklar bizler için de geçerlidir. Şunu da unutmayalım, güçlü Türkiye’yi kimse istemiyor. Biz güçlü olmaya mecburuz. Kendi içimizde birbirimizi sevmeye mecburuz. Bunun için biz tırnaklarımızla kazıyacağız. Güçlü Türkiye’yi inşa edeceğiz.
“BATININ HER ZAMAN BU İKİ YÜZLÜLÜĞÜNÜN BİR YANSIMASI”
Demokrasi tabiatı gereği ortaya çıkan sorunların yine demokrasi içinde çözülmesiyle olgunlaşır. Dünyada bugüne kadar yapılan darbelerde demokrasiyi kurtarmak mazerettir. Bu darbe olayında da ne yazık ki, asker Mısır’da güya demokrasiyi kurtarmak için böyle bir yola tevessül etmiştir gibi bir bahaneyle karşımıza çıktılar.
Batının her zaman bu iki yüzlülüğünün bir yansımasıdır. Darbeyi gerçekleştirenler milli iradeyi katletmekle kalmamış, milleti katletme girişimlerini başlatmışlardır. Mısır’da ortaya çıkan manzara, otoriter ve baskıcı rejim günlerini aratan bir ihtivaya yürümüştür.
“ONLAR SİLAH KULLANMAMIŞLARDIR”
Dikkatinizi bir noktaya çekiyorum. Bütün tahriklere, kışkırtmalara rağmen, darbeye karşı haklı tepki sarf edenler şiddete başvurmamışlardır. Onlar silah kullanmamışlardır. Onlar sadece ölüm anında bile, bakıyorsunuz zafer işaretleri yapmışlardır.
Bütün bunların hepsini artık ekranlarda izleme fırsatını gördük. Mısır’da son derece haklı şekilde darbeyi protesto edenler, şiddet tuzağına düşmemiştir.
Tahrir Meydanı’nda toplanan bir avuç insan bahane edilerek darbe yapılmış, ama milyonlarca insanın demokratik barışçıl eylemleri ağır katliamlarla bastırılmaya çalışılmıştır.