Başbakan Erdoğan son kez aday!
Erdoğan, İnegöl ve Dörtyol'da meydana gelen olaylarla ilgili sorulan bir soru üzerine, bu iki ilçede meydana gelen olayların “çok manidar” olduğunu söyledi. Türkiye'de ne zaman bir kalkınma hamlesi ve gelişme başlasa bu tür olumsuz çatlak ve patlak sesler
Erdoğan, İnegöl ve Dörtyol'da meydana gelen olaylarla ilgili sorulan bir soru üzerine, bu iki ilçede meydana gelen olayların “çok manidar” olduğunu söyledi.
Türkiye'de ne zaman bir kalkınma hamlesi ve gelişme başlasa bu tür olumsuz çatlak ve patlak seslerin olduğunun görüldüğünü belirten Erdoğan, bu süreçte seçilen yerlerin çok anlamlı olduğunu ifade etti. Buna dikkat etmek gerektiğini anlatan Başbakan Erdoğan, İnegöl ve Dörtyol'un muhafazakar ve göç alan yerleşim birimleri olduğuna dikkati çekti.
Başbakan Erdoğan, şöyle konuştu:
“Orada duyguların istismarına gidilmiştir. Bunlar milli duygulardır. Bunlar tahrik edilmiştir. Bu tahrikten sonra da burada özellikle kimlerin bu işlerin içerisinde aktif rol oynadığına baktığımızda, bunların her zaman olduğu gibi yine malum çevreler tarafından tahrik edildiğini görüyoruz. Bunlar bizce malum olan, bilinen konulardır.
Bizim en çok üzüldüğümüz nokta, olayların hemen ardından oralardaki hedef noktalar çok önemliydi. O da tabii Dörtyol'da Kürt kökenli vatandaşlarımızın dükkanlarının, işyerlerinin hedef alınması manidardır, benzer şeyin İnegöl'de olması manidardır. Bu tabii özellikle iktidarımızın hiç arzu etmediği ama hep endişe ile takip ettiği, izlediği bir süreçtir.
Bizim bir defa şunu kabullenmek zorunluluğumuz var. Bu ülkede bizim medeniyetimizden, bizim dini değerlerimizden, kültürel değerlerimizden olaya baktığımız zaman bizde hiçbir zaman etnik milliyetçilik savunulmamıştır. Tam aksine biz Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlığı altında toplanmışız ve medeniyetimizin bize öğrettiği, hep 'yaradılanı Yaradan'dan ötürü sevmektir. Yani biz kalkıpta Türküyle, Kürdüyle, Lazıyla, Çerkeziyle, Gürcüsüyle, Romanıyla, Boşnakıyla, Arnavutuyla bu ülkede hep biz biriz. Bütün içerisinde, birlikte yaşamışız. Hiçbir zaman bir ayrılığımız olmamış.”
RAMAZAN HASSASİYETİ
Bu olayları tahrik edenlerin iyi niyetli olduklarını düşünmenin mümkün olmadığını vurgulayan Başbakan Erdoğan, bu nedenle hep birlikte bu konuda tedbir alınması gerektiği üzerinde durdu. Bu işi sadece iktidarın çözebileceğini söylemenin yanlış olduğunu kaydeden Erdoğan, muhalefet partileri, medya ve akademik çevreler başta olmak üzere hep birlikte bu işin üzerine gidilmesi gerektiğini ifade etti. Erdoğan, er veya geç bu işi çözeceklerine inandığını dile getirdi.
Başbakan Erdoğan, 12 Eylülde halk oylamasına sunulacak Anayasa değişikliği ile ilgili sorulan bir soru üzerine, “Bu Ramazan ayı içerisinde anamuhalefetle aslında bu tür bir olumsuz algılanabilecek bir diyaloğun içerisine girmek istemiyorum” dedi. Ancak muhalefet partilerinin söyledikleri takip edildiğinde Anayasa değişikliğinin içeriğinin konuşulmadığını belirten Erdoğan, muhalefet partilerinin bu konuda bir şeyler geliştirmediğini söyledi.
“HUBUBAT İHRAÇ EDEN BİR ÜLKE KONUMUNA GELECEĞİZ”
Bir soru üzerine, Konya Ovası Projesi (KOP) konusunda takvimin işlediğini bildiren Başbakan Erdoğan, bir aksamanın söz konusu olmadığını ifade etti. KOP'un büyük bir proje olduğunu kaydeden Erdoğan, “bu proje ile oradaki ovalar çok daha bereketli hale gelecek. Türkiye'nin hiçbir zaman inşallah hububat sıkıntısı söz konusu olmayacak. Artık bu konuda devamlı ihraç eden bir ülke konumuna geleceğiz. Bu proje sadece içeride değil, dışarıda da ciddi bir şekilde takip ediliyor” dedi.
“İLLA BİR PARTİNİN GENEL BAŞKANI OLMAN ŞART DEĞİL”
Ak Parti olarak milletvekillerinin en fazla üç dönem seçilmesi konusunda karar aldıklarını hatırlatan Başbakan Erdoğan, kendisinin de 2011'deki genel seçimde milletvekili adayı olacağını ancak daha sonraki seçimde aday olmayacağını söyledi.
Erdoğan, şunları kaydetti:
“Bazı yerlerde hemen bakıyorsunuz, 'Başbakanım sakın siyaseti bırakmayın' deniliyor. Siyaset illa bir siyasi partinin çatısı altında yapılmaz ki. Yani siyaset partinin dışında yapılmaz mı? Çeşitli vakıflarda, derneklerde bu siyaseti yapabilirsiniz. Think thank kuruluşlarında bu siyaseti yapabilirsiniz. Bir medyanın içerisinde bu siyasete lojistik destek sağlayabilirsiniz. Yeter ki sizin böyle bir derdiniz, böyle bir aşkınız olsun. Eğer böyle bir aşkınız varsa bunu yaparsınız. Ben de bunu yapmakta da kararlıyım.
Cumhurbaşkanlığı seçimi olayında, Dışişleri Bakanımızın Cumhurbaşkanı adayı olmasını ilan ettiğimizden birkaç gün sonra eski cumhurbaşkanlarımızdan birisi 'Cumhurbaşkanlığı eline gelmiş olan bir kimse, bu makamı elinin tersiyle itmez' dedi. Peki, şimdi biz bunu uyguladık. Uyguladığımıza göre, acaba ne değişti? Sağda, solda bazıları ileri geri konuşuyorlar. Yani yalan, dolan, şu, bu, falan, filan... İspatlıyoruz bazı şeyleri. Biz bunları ispatlaya ispatlaya geliyoruz. Şimdi biz bu 2011 olayını da ispatlayacağız. Niye? Arkadan gelenlerin önünü açmamız lazım.
Yaptın 12 sene milletvekilliği, eğer yapabiliyorsan... Kardeşim, otur kazandığın tecrübeyi de ondan sonra da lojistik destek olarak ver. Bir dönem geçir, o hareket için gerekliysen ondan sonra tekrar gel. O ayrı mesele. Ama illa da gelmek şart değil. İlla da siyaseti orada yapmak şart değil. Bunu başarmamız lazım. Bunu göstermemiz gerekir. İlla bir partinin genel başkanı olman şart değil. Gel partinin yöneticisi ol. Bir başkası oraya gelsin”