Başbakan müjdeyi verdi!
Başbakan Erdoğan, AK Parti grup toplantısında konuştu. Erdoğan, konuşmasında gündemi değerlendirirken Trabzon'a da müjde verdi.Başbakan Erdoğan'ın açıklamaları şöyle;Büyükşehir Yasası, Meclis Genel Kurulu'nda görüşülürken muhalefet engelleme çabalarına gi
Başbakan Erdoğan, AK Parti grup toplantısında konuştu. Erdoğan, konuşmasında gündemi değerlendirirken Trabzon'a da müjde verdi.
Başbakan Erdoğan'ın açıklamaları şöyle;
Büyükşehir Yasası, Meclis Genel Kurulu'nda görüşülürken muhalefet engelleme çabalarına girmesine rağmen yine de kabul edilmiştir. Muhalefet Meclis'teki görüşmeler sırasında şiddete başvurdu ama saldırılara rağmen sonuç alamadılar.
Büyükşehir Kanunu, şehirlerimiz için en iyi planlama yapılarak Meclis'e getirilen bir kanundur. Trabzon ile birlikte 13 ilimiz büyükşehir oluyor. Söyleyecek sözü olmayanlar sadece hakaret ederler. Muhalefet partilerinin idare ettiği belediyelerin çoğunda beceriksizlik görürsünüz.
Muhalefetin millete hizmet gibi bir derdi yok. Kendileri sorunları çözmediler, çözene engel oldular. Muhalefete rağmen hizmetlerimize devam edeceğiz. Çünkü biz, bu millete sevdalıyız.
Biz nutuk atanlardan değiliz, nutuk hatmedenlerden de değiliz. Atatürk istismarcılarına Makedonya'da ihya ettiğimiz iki Atatürk evini ithaf ediyoruz.
10 Kasım'da Siirt'in Pervari ilçesinde operasyona giden 17 kahramanımızı şehit verdik. Bir kez daha Allah'tan rahmet, ailelerine, aziz milletimize sabır diliyorum. Helikopterin düşmesiyle ilgili olarak adli ve idari soruşturma devam ediyor. Bir terörist saldırı söz konusu değil. Muhalefet partilerinin zihinleri bulandırmak için yaptıkları açıklamalar doğru değil. Ağzı olan konuşuyor. Bunlar gerçek dışı. Son derece zor şartlar altında yürütülen terörle mücadele esnasında bu tür kazalar maalesef yaşanıyor.
Her olayı hükümet aleyhine kullanmak isteyen çevreler var. AK Parti'ye karşı Türkiye düşmanlarının sırtını sıvazlayanlar var. CHP, Türkiye'ye karşı kendi halkını katledenlerin sırtını sıvazlıyor. Biz Suriye'deki gelişmelere tamamen insanlık penceresinden bakıyoruz. Türkiye birilerinin ısrarla çekmeye çalıştığı tuzağa düşmeyecek kadar büyük bir devletttir. Gereken cevap veriliyor, bundan sonra da verilecektir. Herkes aklını başına almalı, kimse ateşle oynamamalı.
Türkiye'de gerilim atmosferi oluşturmaya yönelik girişimleri çok ama çok dikkatle izliyoruz. Bazı hadiselerin içeriden ve dışarıdan verilen desteklerle istikrarı bozmaya yönelik operasyonlar olduğunu gördük. Kimlerin kimlerle iş tuttuğunu gördük ve bunları not ettik. Sinsi bir ittifaklar yapıldığını, ortak kampanyalar düzenlendiğini görüyoruz.
İki ay evvel cezaevlerinde bir eylem başlatıldı. Kandil'den verilen talimatla başlatılan eylem, verilen destekle genişletildi. Atılan demokratik adımları sanki hükümet taviz veriyormuş izlenimi oluşturmak için bu eylemlerden medet umuyorlar. Siyasi konuların zemini siyasettir. Siyasetçinin işi açlık grevi yapmak, açlık grevi yapanlara destek olmak değildir. Bunlar bugüne kadar bataklıkta gezinmeye alıştılar. Yine yanlış sokaklara giriyorlar, sonra da hükümet, millet gelsin düştükleri kuyudan çıkarsın diyorlar.
Asimilasyon, red ve inkar politikalrı AK Parti iktidarında sona ermiştir. Anadilde savunmayı 30 Eylül'deki kongremizde getireceğimizi açıkladık. Onlar silah bırakmadıkça, bakın silahlar susmadıkça demiyorum, onlar silah bırakmadıkça operasyonlar bitmez. Terör saldırıları oldukça, millet olarak, devlet olarak gereken cevabı vereceğiz. İmralı'daki bölücü başına yönelik talepler son derece temelsiz, bunun şantaj unsuru olarak kullanıldığını açıkladık. AK Parti, yaşatmayı ilke edinmiş bir partidir. Biz insan canı üzerinden hesap yapmayız.
Bir tek askerimizin, polisimizin, köy korucumuzun sivil vatandaşımızın burnu kanamasın diye 10 yıldır yoğun şekilde çaba sarf ediyoruz. Açık söylüyorum, askerimizle, polisimizle, köy korucumuzla sivil vatandaşlarımızla birlikte dağda kandırılmış robota döndürülmüş teröristin de ölmekten ve öldürmekten vazgeçmesi için mücadele ediyoruz. Benim Mehmetçiğim, dağda yakaladığı teröriste üşümesin diye parkasını verecek kadar ali cenaptır. Biz yaşatmak için mücadele verdikçe birileri öldürmek için teşvik etti. Terör örgütü, vicdanı sükut etmiş bir haldedir. BDP, hiçbir zaman çözümün taraftarı olmadı, güçleri de yok.
Yukarısı talimatı Meclis'i terk ediyorlar, talimat geliyor Meclis'e giriyorlar. Herhangi bir iradeleri var zannetmeyin. İradeleri oladığı için de bir işe yaramıyorlar. Kandil'in emirlerini, talimatlarını sorgulayacak kadar bile kendi ayaklarının üzerinde duramadılar. Hiçbir zaman yaşatmanın çabası içinde olmadılar. Acıma hisleri varsa bu eylemlerin talimatlarını verenlere karşı cesur bir duruş sergilemeliler.
Bunların amacı taleplerinin karşılanması değil, bunların amacı kaos oluşturmak. Bazı medya kuruluşları sorgusuz sualsiz bu eylemlere destek veriyor ve gündemde tutyor. Açlık grevleri oksijeni bu medya organlarından alıyor. Siz ne zamandan beri terör örgütünün muhibbi oldunuz? Pervari'de şehit olan Dadaşlara göstermediğiniz merhameti teröristlere gösteriyorsuz. Avrupa'da Türkiye'ye karşı kampanyaya dönüştürenlere sesleniyorum, terör örgütü saldırırken üç maymunu oynuyordunuz, kendi yendaşlarını hedef alınca mı aklınıza geldi. Biz bu oyuna gelmeyiz. Bu tuzağa biz düşmeyiz. Bu eylemlere pabuç bırakmayız. O cezaevlerindeki gençleri terör örgütünün baskısından kurtarmak için ne yapılması gerekiyorsa biz yapacağız. BDP milletvekilleri de açlık grevine varsın devam etmesinler. Bu arada şiş kebaplar gelmesin, bunların bazılarının ciddi şekilde nefis terbiyesine ihtiyaçları var.
Ana dilde savunma ile ilgili sözümüzü yerine getireceğiz.